Sarıkamış Şehitleri-"siz hiç ay aşığında ...

Ömer Ekinci Micingirt
1860

ŞİİR


51

TAKİPÇİ

Sarıkamış Şehitleri-"siz hiç ay aşığında ağladınız mı" 2007

Gelinlik giyinmiş körpe kız gibi
Karlara serildi Sarıkamış’ta
Mevsimler ağlaştı gece buz gibi
Şafaklar gerildi Sarıkamış’ta

Mehmet’im çarıksız Yemen’den geldi
Şehadet gürledi sonsuzu deldi
Gök mavi yer beyaz kefeni aldı
Ak yaşlar nar oldu Sarıkamış’ta

Yıldızlar ağlaştı bulutlar indi
Yokluklar yok oldu varlık silindi
Namlular yırtıldı taşlar delindi
Bir tarih yarıldı Sarıkamış’ta

Istırap çilekeş dereleri kar
Dikenli tabyadan esiyor rüzgâr
Susun! Şehidimin söyleşisi var
Basiret kör oldu Sarıkamış’ta

Küfrün azgın devri magmaydı vatan
Ölüm çığlıkları amansız meydan
Ferhat’ın çığlığı seni anlatan
İrade buruldu Sarıkamış’ta

Vuslat harekât der müjdeyi bekler
Ağlaştı mevcudat ve de melekler
Hoşaftı menusu yağsız yemekler
Öğünler bir oldu Sarıkamış’ta

Yaram çok ağırdır çıban çok derin
Apansız çıyanı dipsiz çemberin
Cilvesidir lâkin buda kaderin
Silahsız vuruldu Sarıkamış’ta

Beyaz uykudaydı koca bir ordu
Dağ taş susuyorken komutan sordu
Mekân konuşuyor beden mosmordu
Pak beden mor oldu Sarıkamış’ta

Çığlık yığınağı doksan bin fidan
Şavkı göğe vurdu süzülmüş yatan
Balkanlar Kafkasya Şırnak Ardahan
Şehitler soruldu Sarıkamış’ta

Şehit bu tarifi gelmez dilime
Ziyası izahsız altın kelime
Vefakâr ses verir cümle âleme
Âşıklar var oldu Sarıkamış’ta

Kutsal pervanesi o gün niyetin
Mehmet’te doğuşu samimiyetin
Övülmüş milleti sen ki ümmetin
Zor nizam kuruldu Sarıkamış’ta

Müfrezeler uyur karla el ele
Mavzerlere yaslan üşü gecele
Adanmışlar kefen sarmış ecele
Mevziler yoruldu Sarıkamış’ta

Şüheda vadisi ne büyük mana
Sırt sırtta diz dize yatar yan yana
Asımdan emanet bu toprak sana
Pir Mehmet pir oldu Sarıkamış’ta

Sarıkamış dinle tarih seslenir
Mâziyle beklenen renkler hislenir
Kan-ter yudumlayan ruhlar süslenir
Emr-i Hak verildi Sarıkamış’ta

Ne çok şey anlatır bir mezar taşı
İmanla beslenir Hakk’ın savaşı
Şairin efkârı birkaç gözyaşı
Islanıp kar oldu Sarıkamış’ta

Şehitler ölmez hay, şehit her yerde
Sefere gittiler dönmez seferde
Seyreyle rikkatle aşk perde perde
Cennete girildi Sarıkamış’ta

--------------

Sarıkamış’ta

Bakışlar karakış göğe dikildi
Mevsimler ağlaştı Sarıkamış’ta
Körpecik bedenler kara ekildi
Nur arşa ulaştı Sarıkamış’ta

Sineler buz tutmuş, yatar ayazda
Kimi yolun bekler kimi niyâzda
Ağıt anlatamaz duyguda sazda
Hür vicdanlar kıştı Sarıkamış’ta

Bu nasıl bir tufan aman Allah’ım
Ürperdim irkildim sarstı günahım
Gözyaşım azığım duâ silahım
Kara civan düştü Sarıkamış’ta

Kafkaslar ve Bosna yandı ciğerim
Hesaplar çok ağır yaram çok derin
Ağırdır dostlarım, ağır kederim
Melekler uçuştu Sarıkamış’ta

Düşündüm Yemeni ve üşüyorum
Lâkin ilalebet ben yaşıyorum
Dava ağır zorlu, zor taşıyorum
Moskof bile şaştı Sarıkamış’ta

Yatar şehit uyur kar uykularda
Bölük bölük hüznüm canlar ard arda
Rengini aradım akan karlarda
Hür mâzi tutuştu Sarıkamış’ta

Ölür mü kardeşim ölümsüz millet
Şuheda yaşıyor benim ki hasret
Gül açtı gözyaşım tüllendi kasvet
Şehitler buluştu Sarıkamış’ta

Hesap boğum boğum kısıldı sesim
Kader böyle imiş Ömer ne desin
Hilâlde buluştu hemen her kesim
Yatanlar gardaştı Sarıkamış’ta

Ömer Ekinci Micingirt
Kayıt Tarihi : 9.5.2006 08:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Merhaba edip yürekler... Sarıkamış Harekâtı Türk tarihinin en dramatik olaylarından biridir. Elbette kahraman bir milletin evladıyız fakat Bizim kahramanlıklarımız aynı zamanda zaferlerle birlikte acılarda yaşatmıştır. Yemen´nin kavurucu sıcağından, Sarıkamış´ın dondurucu soğuğuna yazlık elbiseyle çarıksız koşan körpe fidanların hikâyesi yakar sinemizi. Bu bir efsanenin ayakta kalma ve yaşamak için son çırpınışıydı. Asırlarca içten içe altını oyan dış ve iç mihraklar ve yıkılan bir devin çıkardığı feryadının adıdır, Yemen, Çanakkale, Sarıkamış... Sarıkamış denince içim burkulur dağ taş çarıksız cesetlerle görünür gözüme, hüzün kaplar içimi. Binlerce Anadolu evladı gömüldü karlara gecenin kör vaktinde mosmor bedenle. Sarıkamış şehitler acılar yurdu... Sarıkamış, Türk Tarihinin ve savaşlarının en acı olanıdır. Bu acıyı fedakârlıkları, cesareti, ulvi davranışı en iyi şekilde idrak edip gençlerimize aktarmalıyız. Bu aslında yenilgi değil, kendini feda etmenin destanıdır… Şu an o günlerin ikliminde yaşıyoruz adeta yüreklerimizde. Savaşın vahametini çok yıllar sonra detaylı öğrenip idrak ettik ve içimize ateş düştü. Öyle bir ateş ki bu, öyle bir kor ki, ocaklara düşen, hayali bile yakar kavurur yürekleri... Bu günler gene Sarıkamış’ın dağlarına gözyaşı karıştı. Acı karıştı. Feryat karıştı. Yürek yangını karıştı.İyi ki şehid denmiş adlarına... İyi ki Kur'anımız onları cennete götürmüş. Rabbimiz “Ölmedi onlar, demiş. Yaşıyorlar, diriler ama siz farkında olmazsınız” demiş. Hep bir burukluk hissettiren anılarıyla, gülüşleri ile, içemedikleri su ile, yiyemedikleri burcu burcu ekmek kokusu ile yaşarlar sinemizde. Anaların kalbi unutmaz. Dizine yatırıp başını okşar şehit yavrusunun ana. Ana yaşatır. Sarıkamış cennet kokar bu günlerde... Şehitlerin düştüğü toprak başka dost olur insan. Yüreğini dayar karlı toprağına ve sanki fısıldaşır sarıçamlar ile... Rabbin muştusu ile teselli bulur seyredenler. Onlar gitmiş ve kutlu Peygambere komşu olmuşlardır. Onları Peygamber kucaklamıştır, saçlarını okşamıştır. Şehit bu, kolay mı? Can pazarında vermiştir canını. Allah ile alış - veriş yapmıştır. En büyük alış – verişi yapmıştır. Şehitler bilir bunu. “Gitti gelmez bahar yeli şarkılar yarıda kaldı” Bir tarih ve hüzün bir kelepçe gibi sıkar yüreklerimizi... Doksanbin fidan bu… Her biri Denizli'den Erzurum'a, Diyarbakır'a, Urfa'ya kadar... Anadolu'nun ve Yemenin bir köşesinden gelmiş yalın ayak yazlık kıyafetle. Doğusu Batısı ile, Türkü Kürdü ile birlikte.“Sözün bittiği noktaya ” Sarıkamış. Destan mı desek facia mı desek... Anadolu insanının, kadını erkeği ile vatanın üzerine kapandığı bir yaman iklimdi. Ve emperyalizme karşı bir haysiyetli duruştur. Anadolu toprağı Sarıkamış’ta böyle yoğrulmuş Allahuekber Dağlarında böyle harman olmuş yiğitler... Sarıkamış Mehmetçiğin her şart altında irade, cesaret ve disiplinden oluşan karakterini nasıl muhafaza ettiğini tarihe altın harflerle yazdığı bir semboldür.' Değerli dostlar,gümüş tenli çam ağaçları, rengârenk tüllenen masmavi gökyüzü ve nergis bakışlı çocuklar ayazdan yüzleri güz patatesi gibi delikanlılar… Tıpkı bir mecnun misali bitimsiz bir sevda sarmalıyor gamzeli kız edasıyla her Sarıkamış ismi geçtiğinde içimden... Ne kadar sevda çekseniz azdır bu beyaz duvaklı süzülüp göklere uzanan tutkunun diyarına…Kar yağıyor ışıl ışıl Allahüekber Dağlarından.Kardelen irem bağı şehitlerin bağrında..Az ilerde bir ozan “Taze Gelin Zülüflerin Tarumar” diye bir türkü tutturmuş sanki karanlığın ardından…Bin bir renge boyanmış hüzünlü çehresiyle. Itri gibi ses verir… Ve ilerde Şehitler Abidesi bir ulu çınar gibi… Sarıkamış bir sevda onunla yatar onunla kalkar musikili yürekler. Muhterem kardeşlerim; Sarıkamış var olmanın sevinci. Sarıkamış bir tarih, Sarıkamış okşanacak, koklanacak büyülü bahçe. Her şehrin ruhu vardır mutlaka amma Sarıkamış’ın ruhu apayrı… Kış oldu mu gelin gibi süslenir Leyla mecnununa burdan seslenir Yeşil ormanından makber beslenir Ölümsüz ülkemde yâr Sarıkamış Sarıkamış’ı Seyretmek, şehit sesleri duymak sessizce dünyaya kapalı, ruhlara açık huzur içinde... Sarıkamış’ı seyretmet apayrı bir beste sarıçamlar beyaz kardelenler sanki ruhumu çerçeveliyor. Bir kaç dakika da olsa seyredip hissetmek ve sessizce şehit kokularıyla koklaşıp konuşmak Sanki bana bakıp, tatlı tatlı gülümsedi bir ara'Hoşçakal, Ömerciğim! ' diyerek… Ben maziyle oynayıp, keyifle yazarken o bağıra bağıra muhasebe yapıyordu. Daha sonra sitem ediyordu ödevine çalışmayan komutanına 'Peki, neden komutanım neden.' sorup dinliyordu sanki… Nafile, ses yok, komutan yok, görüyor gibiyim o ak alınlı ana kuzusu Yiğitleri,çamlarla fısıldaşıyor gibi..Hiçbir şey söylemeden sadece 'Hoşça kal, şehidim Seni seviyorum! ' deyip. Sonra benliğime geri dönüyorum. Bir uhrevi ses ve boş boş ayazlara bakarak uzun uzun tefekkür… Sarıkamış seni seyrediyorum ve yeniden yaşıyorum bir ömür yaşadıkça yaşayacağım… Seninle tüter o yeşil ve beyazın içime sindiği hüzün besteleri. Şehitler sıcacık gülümseyip huşuyla yattıkça ben de yatağımda rahat uyuyacağım, Sarıkamış sen şehitlerin ana kucağı benim vatanımın buğu buğu hüzün tüten beyaz ülkesisin. Seninle yaşayıp seninle öleceğim. Sarıkamış Şehitlerini Rahmet Ve Minnetle anıyorum… Kimse yenilmek için savaşmaz. Bende herkes gibi hatalarını eleştiriyorum ancak bir Fatiha’yı onlara okumayı borç biliyorum. Böyle zamanlarda ancak bize düşen ders çıkarıp ileriye iyi bakıp önümüzü iyi görmek'Niye,Neden,Niçin ' i araştırıp suçlu aramadan vazgeçmek en isabetli bakış ve tespit olur diyorum..Bir Sarıkamışlı olarak ve Sarıkamış faciasını yaşayan bir milletin evladı olarak Bundan ders çıkarıp o mübarek makama erişen şehitlerimize Allah’tan Rahmet diliyor saygılar sunuyorum…

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nermin Seyratlı
    Nermin Seyratlı

    Sarıkamış Şehitleri, içimizde kanayan bir yaradır hala... Biteceği de yok... O bölgede çalıştım. Hava şartlarının ne demek olduğunu çok iyi bilenlerdenim. 90 bin vatan sevdalı Mehmetçik, ne yazık ki kurban gittiler bu vatan için.

    Bütün bunları bile bile, bir tek taşı verilebilir mi vatan toprağının? Binlerce şehidin kanı ile sulanmış bu topraklar, bize emanettir. Bunu unutanlar olsa da bizler asla unutmayacağız. Dünya bir olup gelse, tek bir vatan evladı kalana dek sürecek bu mücadele... İçeride ve dışardaki bütün düşmanlar boş hayaller kurmasınlar boşuna.
    BU VATAN BİZİM. ÖYLE DE KALACAK.

    Çok güçlü duygularla yazılmış vatan sevdalı yüreği yürekten kutluyorum. Selam ve saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Şükrü Topallar
    Şükrü Topallar

    Türk Askeri Sarıkamış dışında yapılan bütün savaşlarda çeşitli
    milletlerden düşmanla savaştı.Vurdu,vuruldu böyle olmalıydı;
    yaptığı savştı çünkü.Sarıkamışta tek kurşun atamadan,yemeden amansız kış şartlarıyla savaştı.Dünya tarihinde böyle bir olay olmuşmudur,sanmıyorum.Dostum sizi
    kutluyor şehitlerimize rahmetler diliyorum.

    Cevap Yaz
  • Zekeriyya Bican
    Zekeriyya Bican

    Mesajınızı çok geç aldım. Uzunca bir zamandan beri antolojiye girememiştim. Nedeni ise bir kitap çalışmamdı. Şimdi bu çalışmamı açıklayınca sanırım siz de hak verecek ve sevineceksiniz. Zira; bir roman yazıp bitirdim. Adını şimdi vermeyeyim de süpriz olsun. Yanlız konusu 'YEMEN_SARIKAMIŞ' savaşları. Okuyunca sizde gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. Bir gerçeğin hikayesini yazarken bende hep ağladım ve yazdım. Yaşanmış bir olay. Allahuekber dağlarında son bulan bir hayatın öyküsüdür yazdıklarım. Bir tarihde,(!914) bir milletin gençliğinin gömüldüğü bir yerdir Sarıkamış. Bedeli çok ağır bir topraktır Sarıkamış. Bir vatan sevdasıdır bu Sarıkamış. En içten sevgi ve saygılarımla...Zekeriyya BİCAN

    Cevap Yaz
  • Mehmet Ak
    Mehmet Ak

    umarım bu vatan için can veren ecdadımıza layık oluruz ..tebrikler

    Cevap Yaz
  • Melisa Davet
    Melisa Davet

    Çok güzel bir şiir tebrik ederim

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (20)