Sarıkamış Şehitleri'ne Şiiri - Mikdat Bal

Mikdat Bal
4096

ŞİİR


45

TAKİPÇİ

Sarıkamış Şehitleri'ne

Dağlar kışla anlaşıp taarruza geçince
Doksan bin şehidimiz donarak can verdiler
O şanlı Mehmetçikler şehadedi seçince
Abı hayattan içip kanarak can verdiler

Vatan bayrak uğruna fedai can oldular
Şehadede koşarak saadedi buldular
Fetihleri ne büyük, gönüllere doldular
Ruhlarını Allaha sunarak can verdiler

Allahuekber diye dağlar isim almıştı
Belli ki istikbali keşfetmişti bilmişti
Doksan bin şanlı şehit sinesinde ölmüştü
Bu dağlar geçit verir sanarak can verdiler

Yazılmaya başladı o gün istiklal marşı
Onların titremesi titretti göğü arşı
Tarihlere yazdılar Sarıkamışı, Karsı
Yüzlerini kıbleye dönerek can verdiler

Mikdati der şadolsun ecdadımın ruhları
Bunlara sebep oldu Rusların güruhları
Ey Türk bunları öğren unutma tarihleri
Onlar bizi sürekli anarak can verdiler

Mikdat Bal
Kayıt Tarihi : 13.8.2006 10:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


'Sarıkamış Harekâtı' Harekat Öncesi Osmanlı-Rus Savaşı'nı sona erdiren 3 Mart 1878 tarihli Ayestefanos Antlaşması, Kars, Ardahan ve Batum'u savaş tazminatı olarak Rusya'ya verdi. Aynı anda, Sarıkamış'da Berlin Antlaşması ile Rusya'ya verilmişti. 1914 yılında Döneminin Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, Sarıkamış'ı geri ele geçirmek amacıyla 19 Aralık tarihinde harekat planını kurmaylarına sundu. Kurmaylar manevranın başarısızlığa uğrayacağını Enver Paşa'ya bir çok kez söylemiş olmalarına karşın Enver Paşa hareketin yapılmasına karar vermiştir. Doğuyu korumakla görevli Üçüncü Ordu ordudur. Kendi sayfasindan gücü hakında bilgi vardır. Cephede malzeme ve iaşe çok noksandı. Mesela mevcut 6 yıllık iaşesi için 88.000 ton buğday, çavdar ve arpa ihtiyacı olmasına karşın, Ordu ambarında 1250 ton hububat vardı. kışa girilmiş olduğu için erzağın gereği gibi taşınması, dağıtılması bi hayli güçtü.Bu güçlükte Rusların Karadeniz'deki donanma üstünlüğünün de payı vardı.Ruslar Zonguldak'ı bombalamak için 10 gemiyle denize açıldıklarında,doğuya erzak götürmekle görevli en büyük üç erzak gemisiBahriahmer,Bezmialem ve Mithatpaşa gemilerine rast gelmiş ve onları da batırmışlardır.Bunu yanında 4000 tonluk Derne gemisinin yine Ruslar tarafından batırılması da askerin erzaksız kalmasındaki bir diğer önemli etkendir. Sarıkamış Harekatı 1 Kasım 1914’de sınırı geçen Ruslar 4 Kasım 1914’te Köprüköy önlerine gelmiş bulunuyorlardı. Karaköse Murat suyu cephesinde de aynı surette ilerlediler. 5 Kasım’da Ruslar Türk sınırına taarruz için emir aldılar. Başkumandan vekili Enver Paşa 4 Kasım tarihli emrinde taarruz emrediyordu. Bu emir verildiği sırada Doğu Anadolu’da kışın en şiddetli sert günleri başlamıştı. Nitekim Rus ordusu da taarruz emri almışken harekete geçemiyordu. Hasan İzzettin Paşa Üçüncü Ordu’nın fikri, buralarda ve bu mevsimde taarruzdan kaçmaktı. Fikri, düşman ilerlese bile onun Erzurum Kalesine çarptıktan sonra karşı bir taarruzla ezilmesini sağlamaktı. Enver Paşa taarruz emri vermemiş olsaydı, herhalde iki orduda karşılıklı yerlerinde kalacaktı ve sonuçta “Sarıkamış Dramı” da yaşanmayacaktı. Bu alt başlığın ana maddesi: 1. Köprüköy Savaşı 3. Ordumuz ve XI. Kolordu, süvari birlikleri ve kürt aşiret askerleri 6-9 Kasım Köprüköy muharebesiyle Ruslar’ın taarruzunu kırmiş ama 18. Piyade Alayı ve 30. Piyade Alayınin gerilemesi yüzünden alan kaybetmişdir. Bu alt başlığın ana maddesi: 2. Koprukoy Savaşı 11-12 Kasım’da IX. Kolordu, Ahmet Fevzi Paşanin komutasinda, ve XI. Kolordu solunda olmak üzere süvari birliğinin öncüüğünde ilerlemeye başlamışdır. 3rd Infantry Regiment Köprüköy yü elegeçirmeyi başarmışdır. Bu alt başlığın ana maddesi: Azap muharebesini 14-18 Kasım’da Azap muharebesini de kazandı. Fakat pek hesaplı olan Ordu komutanı Hasan İzzettin Paşa, sınır gerisine çekilen Ruslar’ı takipten vazgeçince bunun üzerine başkumandan vekili Enver Paşa bu cepheye gelmiştir. Enver Paşa Erzurum’a gelmeden önce Albaylığa yükseltilen Genel Kurmay ikinci başkanı Hafız İsmail Hakkı 27 Kasım’da İstanbul’dan Erzurum’a gelmişti. Kendisini Enver Paşa’nın görevlendirdiğini bildirmektedir. Zaten hemen onun ardından Enver Paşa Erzurum’a gelmiştir. Sonuçları Savaşın galibi General Yudenic, Rus Kafkasya Ordu komutanı edildi ve 1915 yılın yaz aylarında Anadoluya taaruza geçti ve Rus ordu birlikleri ile Erzincan'a kadar ilerlendi. Kafkas Cephesinde tam başarı elde edeceğimiz sırada zamanında destek gelmeyince, ordumuz geri çekilmek zorunda kalmıştı. Daha sonra 1918 de Sarıkamış ve Kars alınmış, ama Mondros Ateşkes antlaşması uyarınca eski sınırlara dönülmüş ve topraklar elden çıkmıştı. Bir dramın en acı izlerini taşıyan Sarıkamış topraklarında, bu defa düşmanın ayak izleri vardı. Rusya'daki Bolşevik İhtilali'nden sonra Ruslar geri çekilince, bölge Ermeni’lerin eline geçmiş ve yöre halkımız Zafer sarhoşlarının zulmüyle karşılaşmıştır. Ahırlara, samanlıklara doldurularak yakılan halk, 20 binden fazlaydı. 33 köy yok oldu. Söylenenlere göre bu işkenceler karşısında Rus askerleri ağlamıştır. Kayıplar Ne yazık ki Enver Paşa planına bir şeyi katmamıştı, o da doğa koşullarıydı. Sarıkamış’ın soğuğu çok(–40 derece) sert olurdu. Allahuekber Dağları'nda ki tipi ve boranda hesapta yoktu ve bu hesapsızlık 90 bin askeri tek kurşun atmadan şehit düşürdü. Kaydedilen gerçek tarih çok iyi biliyor ki, bu tarihin gerçek belgeleri ABD ve Alman devlet arşivlerinde vardır. Kendi toprağında sürgün düşmüştür bu insanlar. Sarıkamış dramı şehitleri aslında 120 bin kişidir. Savaşın kayıpları birçok kaynakta 90 bin kişi olarak görünmesine rağmen bazı tarihçiler [1] bu sayının oldukça abartılmış olduğu ve gerçek kayıpların 35 - 40 bin civarında olduğunu da savunuyorlar. Savaşın en hazin kısmı ise Osmanlı kayıplarının bir çoğunun Rus'lar ile yapılan çarpışmalar da değilde ağır soğuk hava koşulları yüzünden şehit olmuş olmalalarıdır. Savaştan sonra İstanbul'da dönen Enver Paşa uzun bir süre Sarıkamış Savaşı hakkında hiçbir haber, bildiri, yayın yapılmasını engellemiş ve Osmanlı halkı savaşta olup bitenleri uzun yıllardan sonra öğrenebilmiştir.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Zekeriyya Bican
    Zekeriyya Bican

    Sayfa: 1





    Zekeriyya Bican
    İstanbul
    Bay, 52



    10.08.2007 08:57
    SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİ’NE
    Bu cennet vatanın bekası için çıktılar yola,
    Binlerce Mehmet' im ayrıldı üç ayrı kola
    Allahuekber dağlarında verildi mola,
    Yollar Çanakkale’ye, Yemen’e, Sarıkamış’a…

    Üçüncü Ordunun seçilmiş doksanbin eri,
    Cennetlik bir ordunun bu son seferi,
    Geriye dönmeyecekmiş meğer tek bir neferi…
    Mahşere kalmıştı yine, düğünleri, tüm ümitleri…

    Soğuktan buz tuttu gözleri, tükendi birden dizlerin feri,
    Sarıkamış’ta kaldı, Mehmet’lerin o nur bedenleri
    Toprak ağır bir bedelle almıştı, o dağ gibi koçyiğitleri,

    Mehmet’im bir başka uykuya dalmıştı burada,
    Kurban verilmişti doksan bin nefer vatana, yurda,
    Bu aziz vatanı vermediler o namert çakala kurda,
    Ruhları hala nöbettedir Çanakkale’de, Sarıkamış’ta…

    Dedi ki Mehmet’im.
    Biz bu ordunun savaş erleriydik geldik buraya,
    Hiç gönül koymadık ki biz, yâre, yarene hasret sılaya,
    Göğsümüze değmedi, ne top, ne de bir mermi,
    Düşündüm bir an, yarasız asker cennete böyle gider mi? ...
    Eğer vatan içinse bu kutsal sefer, yaralı, yarasız bütün neferler,
    Hiç şeksiz şüphesiz cennetin bağrına gidermiş meğer…

    Bir ara tüfeğim, yüküm kaydı omuzlarımdan,
    Tutmak istedim tutamadım, sıyrılıp kaydı avuçlarımdan,
    Haksız bir medet ummuştum, kanı donmuş parmaklarımdan,
    Buzdan bir düşman tutmuştu sanki ayaklarımdan…
    Sesimizi duymaz olmuştu artık hiçbir komutan,
    Dizleri kilitlenip ayakta ölmüştü çavuşum Osman…
    Yavaş yavaş örtülüyordu üstümüze kardan bir yorgan…

    Hiç bilmediğimiz tatlı bir uyku sarmıştı gözlerimizi,
    Helallik için söyledik birbirimize son sözlerimizi…
    Hayret! O Şimal rüzgârları öpüyor gibiydi tenlerimizi,
    Son anda melekler şefkatle ısıtıyordu üşüyen ellerimizi…

    Baktım, karların içinden göründü anamın o nurlu yüzü,
    Bakıyordu bir yerden eşimin o ceylan sürmeli gözü,
    Duydum,“Yavrum haydi gel” der gibiydi babamın sözü,
    Artık Sarıkamış olmuştu bize, bir nur denizi…
    Meleklere gamze olacakmış meğer yüzlerdeki buzların izi,
    Sarıkamış ta bedenlerle, cennette ruhlarla bekleriz sizi…

    Zaman haklı çıkardı, eşim cennete gitti diyen nenemi,
    Cennetteki törende gördüm, 93 Harbine giden dedemi…
    Dün akşam cennete bir başka şehitler ordusu geldi yeniden,
    Yüzleri Ay gibi parlıyordu, kimi Çanakkale’den, kimi Yemen’den

    Zekeriyya BİCAN (Antoloji üyesi)

    Yukarıdaki şiirimi hüzünle yazmıştım. Sizin şiirinizi de okuyunca çok mutlu oldum. Şairleri haykırdıkça bu millet bir daha elem ve üzüntü görmeyecektir. Şairleri susarsa eğer o zaman korkulmalı gelecekten. Elinize yüreğinize sağlık. Tebrik ve teşekkürlerimi arz ediyorum. Zekeriyya Bican(Antoloji üyesi) WEB: www.harputlubican.com


    Cevap Yaz
  • İshak Özlü
    İshak Özlü

    O anı düşündükce nasıl bir ruh hali içinde olduklarını hayal eder gıpta ile yadederim vatan için can veren şehitlerimi.Allah onlardan razı olsun..Onları unutmayan Mikdat üstadımdan da razı olsun..Selam ve sevgilerimle.

    Cevap Yaz
  • Murat Aydın Doma
    Murat Aydın Doma

    'Yazılmaya başladı o gün istiklal marşı
    Onların titremesi titretti göğü arşı
    Tarihlere yazdılar Sarıkamışı, Karsı
    Yüzlerini kıbleye dönerek can verdiler '

    Şiirinizi okuyunca inanın çok duygulandım... Benim dedem de onların arasındaydı... Ruhları huzur bulsun... Mekanları cennet olsun... Böyle bir ağıt yazdığınız için teşekkürler...

    Cevap Yaz
  • Yavuz Bal
    Yavuz Bal

    şehadet ..şehadet.. kurşun yemeden..kurşun atmadan.. şehadet.. şehadet..sıcak bir çorba içip yorgan altında yatmadan...şair şair..unutturmayan unutmayan..şiir ise bal yürekli mithat atadan..

    Cevap Yaz
  • Şebnem Gürsel
    Şebnem Gürsel

    'Ey Türk bunları öğren unutma tarihleri ' tebrikler şair, duyarlı yürekten dökülen tarih altınları bunları hafızalarımızın kasasında iyi saklamalıyız.Çok güzel bir şiirdi, tekrar teşekkürler, saygılar...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (5)

Mikdat Bal