Sarıkamış mektubu Şiiri - Harun Yıldırım 2

Harun Yıldırım 2
202

ŞİİR


19

TAKİPÇİ

Sarıkamış mektubu

SARIKAMIŞ

(MEKTUBU )

Anam bu mektubumu sana Sarıkamış Allahü ekber dağından yazıyorum.
Bir kaç saat öncede bazı beyitler yazmıştım, mektubumun zarfında o beyitleri de bulacaksın
Götür bu yazdıklarımı muhtar emmiye okuttur anam.
Canım anam, Mektubuma başlamadan önce baki selam eder o tezek kokulu nasırlı ellerinden hürmetle öperim
Bir bilsen nasıl özledim sizleri sen de gardaşlarım da inan burnumda tütüyorsunuz, burada arkadaşlarım ile sizleri yad edince burnumun direği sızlıyor sanki ciğerlerime kor düşüyor be güzel anam.
Mektubuma başlarken,tırnaklarım dondu, üstünde parmaklarımın izi!
Bir baktım! Kim varsa yanımda, sararmış, donuk benzi.
Özledim be ana! Ahh ah, şimdi o sıcacık tarhanandan yudum yudum içseydim.
Hani sana sormuştum ya, dedem ve babam, onlar nereye gitti diye. Sen de; "bana onlar Çanakkale'ye Sakarya'ya çalışmaya gitti" demiştin. O zaman nasılda, anlayamadım ,neden gittiklerini. Hatta kendi kendime; "baba niye bu kadar uzaklara gittin ki" diye hep söylerdim. Sen, kapının önünde dursanda ,biz yine rahat uyurduk, ben de seni bu kadar özlemezdim. Her gün, ne zaman gelir diye sormaz , beklemezdim babam. Komşumuz Fadime teyzenin oğlu vardı ya hani,osman yetim osman onunda babası yoktu, hatta okul arkaşım Nuri, onun babası da yoktu.neden çocuklar hep yetim babaları Nerdeler diye sorduğum zaman; onların babalarıda Çanakkale'ye çalışmaya gittiler derdin.
Köydeki tüm amcaların Çanakkale'de olduğunu söylerdin Çanakkalde çokmu iş vardı da herkes ora gitti Şimdi kendi kendime düşündüm, köydeki herkesin neden Çanakkale'ye gittiğini ama şimdi anladım anam! Dedemin ve babamın neden gelmediğini. Sen hâlâ onları bekliyorsun umutla ve şimdi birde beni, Sarıkamışa giden oğlunu . Biliyorum küçük kardeşime "abin sarıkamışa çalışmaya gitti" diyeceksin. Onuda büyütüp vatana göndereceksin. Sen anasın ! Sen Vatansın !
Benim yarim Vatan, benim yavrum Bayrak" deyip karatoprakları bağrına basan anamsın , sen ki benim en kutsalım, Anadolumsun
Ben o Anadolu'nun Allahü Ekber dağında, bebeler rahat uyusun diye ve birde sen anam, anadolum yatağında rahat uyu diye gönderdiğin yerdeyim.
Sen başını koyup yastığa rahat uyu anam! Evladınla gurur duy. Yediğin ekmek, içtiğin su ,içerken içine sinsin...
Muktubu okurken ağlarsan, menekşe gözlerini melekler silsin.
Anam! Ellerim titriyor, ayaklarım üşüdü biraz,
Allahü Ekber dağından toz kaldırdı poyraz.
Anam biliyorum ne desem boş. Dedemden, babamdan artık ümidini kes.
Şöyle bir baktım da sağıma soluma, bizim damlarda tutan buza benziyor herkes .
Ordulu Rıza, Antepli Salih, Denizlili Hüseyin herkes mektup yaziyor iki büklüm.
Artık çam kokmuyor dağlarda, ağaçlar, taşlar,mantarlaştı, burnumun dibinde ölüm.
Anam satırlarıma son verirken hürmetle ellerinden öperim.
Unutmadan bir selamım var, hani komşumuzun kızı vardı ya İklim?
Ona cok selamımı söyle. "Bayrakmış benim yarim, vatanmış sevgilim

//////

Anam sana hasretimi beyitlerle yazdım
Burnumun ucu dondu sanki sonumu sezdim

Ne gün doğdu ne güneş ayağım bastığımda
İki damla yaş düşse yaş donar yastığımda

Ağlasam ağlayamam gözlerimde yaş üşür
Sarılsam yorganıma yorganın da kış üşür

Yeni kuzular geldi gidip yanına vardım
Gelenlerin hepsine bir bir köyünü sordum

Yusuf, sen nerelisin ?Erzurumlu dadaşım
Bende Isparta'lıyım, gelde otur gardaşım

Hasan, sen nerelisin ? Elazığ'lı gakkoşum
Gel sarılalım gardaş valla bu gün bir hoşum

Ali, sen nerelisin ? memleketim Bolu'dur
Bir kızım var Sakarya yarim Anadoludur

Gelenlerin çoğuna künyeler yazılmamış
Sanki kutuplardayız mevziler kazılmamış

Bu nasıl soğuk sanki gökkubbe yere indi
Gün şafağa takıldı güneş yoruldu dindi

Burada yıldızlar yok ay kayıp güneş söndü
Baktım nice yiğitler kar çiçeğine döndü

Gözler gördü rüzgarın dağla çarpınışını
Nasıl yazsam Mehmedin karda çırpınışını

Bir birine yapıştı çantada ekmek sular
Yapıştı elimize dondu demir namlular

Beyaz karlar üstünde ölüme giden asker
Yatmışlar birer birer hepsi ölümü bekler

Anam kimi dip dibe kimi uzağa gitmiş
Gencecik yiğitlerde bıyıklar yeni bitmiş

Ali, Hasan Yusuf'la koyun koyuna donmuş
Çakallar yanımız da kartal üstüne konmuş

Nasıl anlatayım ki Güneşin donduğunu
Burda gördüm kuşların ölüye konduğunu

Toprak altında değil karın altında başlar
Etrafımızda dönen çakallar ile kuşlar

Bir nida kopardım mı enginde dağlar inler
Vatan denildi miydi gerisini kim dinler

Vatana hudut bildik dikili duran taşı
Sarıkamış'dan selam sana Seyit onbaşı

Ana en son beyiti zorla yazdım yaprağa
Nice yiğitler düştü tekbir ile toprağa

Levh-i mahfuz kalemi yazdıysa bu bozulmaz
Toprak dondu taş dondu burda mezar kazılmaz

Artık kalemim dondu yazdım belki son anı
Bu yazdığım tarihe Sarıkamış destanı...

Harun yıldırım

25 Ekim 2016


Harun Yıldırım 2
Kayıt Tarihi : 22.12.2024 04:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!