Sarıkamış'ı Anlat Bana

Mehmet Yaşar Genç
678

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Sarıkamış'ı Anlat Bana

Sarıkamış'ı Anlat Bana

Gördüğünden haber ver
Sarıkamış'ı
Yitiğimi anlat bana.

Ey Ay!
Sana bakan gözlerini
Sevdasını düşlerken kaynayan gözelerini
Ömür defteri kapanırken
Satırlarına düşen sözlerini anlat bana.

Ey Ay!
Söyle, hilalinle kucakladın mı onu?
Besmele çektin mi dudaklarına?
Şehadet getirirken yüklendin mi onu?

Ülküsüne tırmanırken doruklarda kalan hülyasını
Derelerde, vadilerde, yamaçlarda noktalanan rüyasını
O eşsiz, dağ yürekli dünyasını anlat bana.

…..
Ey Güneş!
Neden mahzunsun böyle?
Kader ağına mı takıldın?
Üzülme, saç ışıklarını yeniden
Ezelden ebede karar kılındın.

Ey Güneş!
Hüzünlerini anlat bana
Dağlarımı seyrederken
Yüreğimde ısınacak yerler var
Kon artık yanaklarına yiğidimin
Kapımı aşındıran çığlıklarını
Dünyamı buz kesen çığlıklarını duymadın mı?
Bir asırdır kollarımda donakalan erler var.

…..
Ey Yıldız!
Göğümden bu canhıraş kaymalarınız ondandır
Bilirim
Asırlık hüzünlerimizdir sizi korkutan
Ey!
Zamana çekilmiş kılıçların seferinden kalanlar
Sarıkamış'ı sabah akşam gözetleyen
Niğbolu'dan, Mohaç'tan haberlerimiz
Viyana’da, Mostar'da konaklayanlar
Gecemde parıldayın yeniden, ne olur!
Sizler hasretimizsiniz.

Ey Yıldız!
Gönlümüzde ki enkaz yığınlarına bir bak
Miskinliğinde bedenlerimiz
Kaldır bizi uykularımızdan
İksirinle uyandır bizi
Yön ver ötelere doğru
Yeniden sana dokunsun avuçlarımız
Şereflendir, ağrıyan gönül uçlarımızı
Ölüm bu, gitti giden.

…..
Ey Gece!
Büründüğün kurşuni rengini anlarım
Gördüğündendir
Dilinde ağıtlar belirirken
Kinlenemem sana ben
Öfkemi dindirmeye ar edersin.

Ey Gece!
Nasıl kapattın göz kapaklarını o gün?
Bunca zaman şafağa gerilen gafletim, sen
Karanlığın adımlarım yıllardır
Hala çıkamadım sabaha
Tâkatimin tükendiği yerdesin.

…..
Ey Gök!
İçin yangın, dışın yangın
Hangi köz alevlendirdi yüreğini?
Pür telaş koşuşturursun bulutlarınla
Omuzlarında ki yük; şehidimin örtüsü mü?
Nasıl da güzel kokuyor değil mi?
Misk ve amber kokusu
Cennet yüzlü meleklerin kanadından yükselen.

Ey Gök!
Çağır bütün dostlarını
Yollarımı yıllarına bağlasınlar diye
Ey gönül esaretim!
Seninle Mehmedime ağlasınlar diye
Sana doğru yolladığım umutlarımı as ufkuna
Bütün diller sussun, sen konuş
Rahmani bir edayla
Bitsin artık yaşadığım kaygı depremi.

…..
Ey Bulut!
Hani sırdaştık seninle?
Gözlerime indiğinde su kuşları konardı kenarlarına
Kaynağımda dertleşirdik
Yoksul akşamlarımla.

Nasılda titriyorsun öyle
İsyan mı var derinlerinde?
Acep, içinden geçenleri okuyamadığından mıdır?
Söyle
Görmedin mi Koca Çınarı?
Meyvesinin bembeyaz
Tadı ayaz olan tarlaya düştüğünü
Toprağını görmeden taşlarla buluştuğunu
Sonsuza karıştığını görmedin mi?

Ey Bulut!
Dağılmadan saçlarını okşayayım
Birazdan gün doğacak
Sesimi bastır sesinle
Sabahını yüreğime ulaştır
Isıt nefesinle
Serçelerim üşür, dallarımda yetim var
Ey Bulut!
Figanını dinlemeye nöbetim var.

…..
Ey Yağmur!
Nerden bilecektin?
Yağdığında kemiklerimin sızladığını
Nerden bilecektin?
Kelimelerimin ucuzladığını
Islak talimler yaparken Bardız düzünde
Çatarım kaşlarımı
Silah çatar gibi
Tutarım şarapnel yerine kar tanelerini
Nerden bilecektin?

Ey Yağmur!
Düşerken Allah'u Ekber burçlarına
Ağladığını gizleme benden
Kanıyorsun, gözlerim kanıyor
Zalim sessizliğini yıka dağımın
İzlerinde kaybolurum
Bakışlarına sokulurken gözlerim.

Yağmur
Beni unutma
Her gün salâlar duyarım
Ecel peşimde
Yoruldum
Gündelikli sözler güreşinde.

…..
Ey Kar!
Yağdın da ne oldu?
Ayazıyla parmaklarımı kesen
Eserine bak
Azrail'i bile küstürdün sen.

Ah bir bilsen!
Nasıl da yandım sana?
Tane tane konarken yiğidimin parmaklarına
Oy Sarıkamışım!
Oy Yitik dünyam!
Beyazlar yakışırdı yakana.

Ey Kar!
Mezarsız bir diyar bıraktın bana
Arşı tutan ahımdır
Yücelerden bedduam
Delilik günahımdır.

…..
Ey Rüzgâr!
Sakın sorma sakın
Seni neden sevdiğimi?
Peşinden neden geldiğimi?
Sesler biriktirirdim dualardan arta kalan
Alıp götürürdün dileklerimi.

Ey Rüzgâr!
Nasıl kıydın kendine
Kurda kuşa yem ettin beni
Yazık oldu içimdeki dileklerime.

Ey Rüzgâr!
Doldurdun gözlerimi tipi, boranla
Yersiz, yurtsuz bıraktın
Yârimin uzağına attın beni
Yalnızlığın korkuluklarına
Ey Rüzgâr!
Seni sevmiyorum artık anla.

…..
Ey Ağaç!
Uzanırken yokuşlara, vadilere, dağlara
Sana selam verenleri gördün mü?
Emir üstüne emir
Kendi urganını gerenleri gördün mü?
Dallarına konan kuşlar nerede?

…..
Ey Dağ!
Çıkarttın dikenlerini
Kanattın yeniden
Sisler atlasının acı çekenlerini.

…..
Ey!
Yüreği vatan, toprakta yatan için yanıp tutuşanlar
Semada dalgalanan sancakların gölgesinden geçerek
Ayağa kalkınız
Kalkınız oturduğunuz yerden
Yalnızlıktan kaskatı kesilmiş ellerinden tutarak
Yitiğinizi, yitiğimizi,
Sarıkamış'ı ayağa kaldırınız
Tarihimizin esatir güzellerini.

Mehmet Yaşar Genç
Kayıt Tarihi : 13.12.2014 22:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Yaşar Genç