Hummalı bir oyun, vatanım perde
Oyuncular biziz, oynatan nerde?
Tabip, deva var mı, soğuk bu derde?
Sunulan şerbeti yutanlara bak
Şehadet görünür Bardız düzünde
Nice sevda donar dağın yüzünde
Yaşlar buza döner yiğit gözünde
Allah'u Ekber'i tutanlara bak
Ülkem yorgun düşmüş, zehir aşında
Yırtıcı leşciler döner başında
Sene bin dokuzyüz ondört kışında
Gerçeği hayale satanlara bak
Hilalin bağrında açan goncalar
Kokusun ülkeme saçan goncalar
Cenneti âlâ'ya uçan goncalar
Karlara bürünüp yatanlara bak
Ölüme götüren tek gaye ardır
Anlamayanların görüşü dardır
O, nurlu kıyamın beratı vardır
Nurlu şafak gibi atanlara bak
Mavzeri köreltmiş elindeki kan
Dermansız yaradan irindir akan
Azıksız, gülerek ölüme bakan
Akıl terazisin tartanlara bak
Toprağa karışmış onca emekler
Ruhlarına selam verir melekler
Vatan bir nöbettir Mehmedim bekler
Türlü otlar ile bitenlere bak
Mahşere mi kaldı düğünün senin?
Tarihler yazıyor ününü senin
Geçmişi yaşatmak, bu günün senin
Esaret gömleğin yırtanlara bak
Vatanım bağrında hep saklar seni
Yılmadan anlatır sancaklar seni
Sarıkamış deyip kucaklar seni
Gönlüne acını katanlara bak.
Not:
Bugün dağlarda vatan mücadelesi veren mehmetciklere bu şiir ithaf olunur.
Kayıt Tarihi : 27.2.2008 15:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Yaşar Genç](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/02/27/sarikamis-dramina-1.jpg)
KEHRİBAR GÖZLÜ YÜZBAŞI,
İSTANBULLU,
KEHRİBAR RENGİ GÖZÜYLE ANILIR.
YİĞİT, BABAYİĞİT VE YAKIŞIKLI BİR ADAMDIR.
SARIKAMIŞ’TA BİR BİRLİĞE KOMUTANDIR.
GÜNEŞ BATINCA, ASKERLER YERDE DONMA KORKUSUYLA ÇAM AĞAÇLARININ DALLARINA ÇIKARLAR.
DALLARA KUŞLAR GİBİ TÜNERLER ADETA.
KEHRİBAR GÖZLÜ YÜZBAŞI, UYUŞMAYA BAŞLADIĞINI HİSSEDER. UYURSA DONARAK ÖLECEKTİR.
ÖLÜMÜYSE, BİR BİRLİĞİN BAŞSIZ KALMA FELAKETİ DEMEKTİR.
EĞER CANI ACIRSA UYKUSU KAÇACAKTIR.
BU DÜŞÜNCEYLE DAYANDIĞI AĞAÇTA SIRT SIRTA VERDİĞİ EMİR ERİNDEN KASATURASINI İSTEMEK İÇİN ONA SESLENİR.
ASKERDEN SES ÇIKMAZ.
KEHRİBAR GÖZLÜ YÜZBAŞI ELİYLE ASKERİ SALLAYINCA ASKER DEVRİLİR.
DONARAK ŞEHİD OLMUŞTUR.
KEHRİBAR GÖZLÜ YÜZBAŞI, ASKERİNİN BELİNDEKİ KASATURASINI ALIR.
SOL ELİNE VAR KÜCÜYLE SAPLAR.
SOL ELİ KASATURAYLA BUZA SABİTLENMİŞTİR.
SABAH OLUR.
GÜNEŞ DOĞMUŞ VE GÜZEL BİR GÜNDÜR.
RUS BİRLİKLERİ HİÇ BİR MUKAVAMET GÖRMEDEN BÖLGEYE GELİR.
GÖRÜLEN MANZARA RUSLARI ŞOK EDER.
ASKERLERİN BAZILARI KUŞLAR MİSÂLİ DALLARDA TÜNEMİŞ OLARAK DONMUŞLAR,
KİMLERİYSE OTURUR POZİSYONDA YERE DÜŞMÜŞTÜR.
RUS KOMUTAN AĞLAR.
O DÜŞMAN DA OLSA NİHAYETİNDE BİR İNSANDIR.
VAHŞİ RUSLARDAN DEĞİLDİR.
İŞKENCECİ DEĞİLDİR Kİ, AĞLAR.
RUS KOMUTAN CESETLER ARASINDA DOLAŞIRKEN KEHRİBAR GÖZLÜ YÜZBAŞIYA RASTLAR.
ÜSTÜNDE OSMANLI ZABİTİ ELBİSESİYLE BİRLİĞİN KOMUTANI OLDUĞU BELLİDİR.
RUS KOMUTAN HAYRETTEN TİTREMEYE BAŞLAR.
YÜZBAŞININ KEHRİBAR RENGİ GÖZLERİ AÇIK VE YÜZÜ GÜLÜMSEMEKTEDİR. VE…
VE TAŞ GİBİ DONMUŞ KASATURA SAPLI SOL ELİNDEN ILGIT ILGIT KAN AKMAKTA,
KANIN BUHARLARI ÇIKMAKTADIR.
RUS KOMUTAN BİRLİĞİNE ATIŞ NİZAMI VERİR.
BİRLİĞİNİN ÖNÜNE GEÇEREK GÖZLERİNDE YAŞ SELAM DURUR. BİRLİĞE SAYGI ATIŞI YAPTIRIR.
EVET BİZ BUYUZ.
BİZDENSENİZ,
SİZ DE BUSUNUZ.
BU DEĞİLSENİZ,
SİZ KİMSİNİZ?
* *Kehribar Gözlü Yüzbaşı
Üç beyinsiz diyordu, Mehmet Akif Ersoy’um.
Talat Enver ve Cemâl, oyuldu oyum oyum.
Talat şerefsiz mason, üçü de Alman gibi.
Bunlar Sarıkamış’ın, şerefsiz müsebbibi.
Osmanlı’ya hükmeden, Alman köpekleriydi.
Osmanlı’da Paşayken, Almanların eriydi.
Altı Asırlık Dev'i, savaşa sokanlardı.
Bir imparatorluğu, kökünden yakanlardı.
Sarıkamış Vahşeti, hep yazılıp çizilir.
Facianın altında, tarih dahi ezilir.
Ağlayacak yüreğe, sahip iseniz eğer.
Bir sahne sunacağım, ölmeye dahi değer.
Bu öyle bir sahne ki, çamlar buna şahittir.
Sahnede yer alanlar, tam doksan bin şehittir.
Soğuk bir cehenneme hazırlıksız gittiler
Ne helâlleşebildi ne de veda ettiler
Konumun kahramanı, doksan binden birisi.
Allah’ın kelâmıyla, ölülerin dirisi.
Kahramanım Kehribar Gözlü Yüzbaşı’mızdır.
Taa İstanbul’dan gelmiş, akan gözyaşımızdır.
Adı meçhûl. bilinen, kehribar renk gözüdür,
Lâ ilahe illallah, en nihai sözüdür.
İlikleri dondurur, Sarıkamış ormanı.
Savaşmadan almıştı, tam doksan bin toy canı.
Vakit akşam üstüydü, şehid adayları aç.
Yerde donmamak için, tek çareleri ağaç.
Askerlerin birçoğu, çam dallarına çıktı.
Kimi soğuktan donmuş, kimi yarı ayıktı.
Kahramanlar tünemiş, dallara kuş misâli.
Tarihte yaşanmadı, bu olayın emsâli.
Gecenin bir yarısı, bir ağaç gövdesine.
Yüzbaşı dayanmıştı, dalıp rüzgâr sesine.
Soğuk uyuşturuyor, uyursa ölecekti.
Komutansız bir birlik, ne hâle gelecekti.
Sırt sırta vermişlerdi, bir zavallı eriyle.
Ne bilsin ki yoldaştı, kaderi kaderiyle.
Kasaturası için, askerine seslendi.
Bilmedi ki askeri, şehidlikle süslendi.
Asker ses vermeyince, sarstı elleri ile.
Ölüler uyanmaz ki, uğraşması nafile.
Asker yana yıkıldı, kaskatıca donmuştu.
Yüzünde bir tebessüm, şehidlikten onmuştu.
Kehribar gözlerinde, dondu iki damla yaş.
Bu ne biçim bir belâ, bu ne biçim bir savaş.
Askerinin belinden, aldı kasaturayı.
Kehribar gözleriyle, son bir kez gördü ayı.
Sol elinin sırtını, karın üstüne koydu.
Kasatura saplayıp, derin bir acı duydu.
Acı çekersem eğer, uyuyup donmam dedi.
Oysa vadesi dolmuş, Yüzbaşı’m bilemedi.
Gece öyle soğuk ki, ilikleri dondurur.
İT’çi koca orduyu, çam dalına kondurur.
Doksan bin yiğit asker, uyuşur yavaş yavaş.
Bir tek mermi sıkmadan, bitecek mi bu savaş?
Ne toplar atış yapar, ne bir mermi sıkılır.
Bir gecede dev gibi, koca ordu yıkılır.
Sabah güneş doğunca, Ruslar bölgeye gelir.
Geceye rağmen hava, düzeldikçe düzelir.
Rusların komutanı, şok üstüne şok oldu.
O bir düşmandı ama, gözleri yaşla doldu.
Zavallı Türk askeri, dallara tünemişti.
Yerde donabilirim, dalda donmam demişti.
Kimi donup düşmüştü, kimi tünemiş dalda.
Rus komutan Türkleri, buldu acıklı halda.
Cesetler arasında, uzun müddet dolaştı.
Cesetler arasında, bir cesede ulaştı.
Gözü takılı verdi, açık Kehribar Göz'e.
Hayret içinde baktı, gülümseyen bu yüze.
Ceset kaskatı donmuş, sol elden kan akıyor.
İrkilen Rus komutan, ağlayarak bakıyor.
Böyle bir manzarada, Ruslarda yürek erir.
Komutan birliğine, atış nizamı verir.
Kendi selam dururken, içinden bir şey kopar.
Askeri birlik ise, saygı atışı yapar.
Şehidler ordusuna, nice türkü düzüldü.
Bu öyle bir VAHŞET ki, düşman dahi üzüldü.
Fikret OĞUZTÜRK
Anlamayanların görüşü dardır
O, nurlu kıyamın beratı vardır
Nurlu şafak gibi atanlara bak
Ah dostum ah, o dönemdeki şehitlerimiz Yemen ilinin sıcak iklimindeki yazlık urbalarıyla geldiler Sarıkamış'a. Kışlıkları getiren gemimizi Ruslar Karadeniz'de batırınca kader kaçınılmaz oldu adeta. Buna bir de genç Harbiye Nazırı Enver Paşanın Alman generaller tarafından gaza getirilen affedilmez kararları eklenince olanlar oldu vesselam. Kaldı ki onun askeriyeden hocası 3. kolordu komutanının her türlü karşı çıkmasına rağmen.
Ne demeli, şimdiki askerimizin kıyafetine bakalım, eksi kırk dereceye dayanıyor her haliyle. Dün tv de yapılan testleri dikkatle takip ettim. Mehmetçiklerimize her türlü teçhizat muasır medeniyet ordularından aşağı kalmamalıdır.
Hala için ağlıyor 107000 askerin 90000den fazlasının tek bir kurşun at/a/madan şehadete erişmesine.. Bir de Tokat'tan teçhizat getiren onbeşliler de var 120 körpe kuzu.Onlar da şehadete erdiler, onbeşli türküsü hala dillerde ağıttır.
Yüce Rabbim şehitlerimize gani gani rahmetini ve cennetindeki en güzel köşeyi nasip etsin inşallah.
Ah kardeşim ah, neler neler yazdırdı hüzünlü yüreğim bana.
Allah sizden ve duyarlı yüreğinizden razı olsun.
Selam ve dua ile.
Bu askerlerin çoğu Yemenden getirilmişti. Ayaklarında ve üstlerinde yazlık kıyafetlerle dondurucu soğuk içine sürülmüşlerdi. Haklarını helal etmelerini umuyor, ruhları şad olsun diyorum.
Sizin duyarlı yüreğinizi de kutluyorum .
Mükemmel hatta muhteşem yazdıran yüreği yürekten kutlarım Muhabbetle tam puan
TÜM YORUMLAR (4)