SARIKAMIŞ DESTANI
Serde var delikanlılık çağları
Geçtik ovaları, aştık dağları
Dillerde Seferberlik türküleri
Eritir yüreğimdeki yağları.
***
Bir akşam yeni doğan bir ayla
Karşıdan göründü Erzurum yayla
Zabitan atlı, nefer yaya
Geçtik Paşa’nın önünde içtimaya.
***
Serildi önümüze Sarıkamış yolu
Kar, fırtına keser eli, kolu
Karlı dağlar dikildikçe dikildi
Vadilerde aç kurtlar uluyordu.
***
Tırmandık dağları dolana dolana
Can dayanmaz kar altında kalana
Bulamadık yolları, aşamadık belleri
Allahüekber’de buyan buyana.
***
Buzdan ağaç her Osmanlı askeri,
Yapışmış dipçiğe, ayrılmaz elleri.
Pusuda yatarmış Rus’la, Ermeni
“Bozulduk!” dediler çekildik geri.
***
Yerde buz, gökte ay parlak
Düştük yollara karın aç, ayak çıplak
Son kez anarak sıladaki gelini
Gömüldük karlar altıda kalarak.
***
Bit derdi bir yandan, başa bela açlık
Can havliyle Erzurum’a zor vardık
Herkes arar bölüğünü, birliğini
Çırpınır kederinden teğmen Sadık.
***
Ah, sılaya bir vasıl olsaydım!
Önüme acılı tarhanayı koyaydım
Derken gözlerim karardı, bayıldım
Merzifon şifa yurdunda ayıldım.
***
Odalarda inler nice körpe canlar
Kimi anam der, kimi nazlı yâr
Boş boş bakarlar, sanırsın deli
Gözlerden süzülür kanlı yaşlar…
***
“Ah Seferberlik büktün belimi
Saramadım ince belli gelini...”
Kayıt Tarihi : 20.12.2020 21:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gazi dedem Gök Mehmet ve tüm şehitlerimizin, gazilerimizin anısına
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!