17 Ekim... / Mavisine Siyah Düştü Gecelerimin.
SARIKAMIŞ KAR ALTINDA
SARIKAMIS'I BILIR MISINIZ?
Muzaffer Tasyürek
Tarihimiz ihtisamli zaferler kadar facialarla da dolu. Zaferlerimizle övündügümüz kadar, yasadigimiz hezimetlerden de dersler çikarmak zorundayiz. Bunu yapmadigimiz sürece tarih bizim için ne ölçüde anlamli olabilir?
Her zaman yanımızda olacak kadının
her yerde yanında olmaya ant içtiğimiz
üç ayaklı dünya adaletiydi sevdamız;
sen,
ben,
gölgen-gölgem..
Devamını Oku
her yerde yanında olmaya ant içtiğimiz
üç ayaklı dünya adaletiydi sevdamız;
sen,
ben,
gölgen-gölgem..
Sarıkamış Diyince Vücudum diken diken olur. Çünküdestanın bir ferdi olan. Merhum Arnavut Abdullah Çavuşla dört yıl Oltunun Aşağı Terpünk (Aşağı Çamlı) Köyünde beraber kaldık.Bu Mübarek insen 'Gazi Abdullah Çavuş' Balkan şavaşıyla 1912 de başlamış, Hatta 1908 lerde Dğduğu memleketi İskece de Gümülcina da başlamış Si,lahlı mücadeleye. Savaş bitinceye kadar 1922 ye kadar silahı elinden bırakmamış. Onlarca yara almış bir kahraman zattı. Ve tam ayaklı tarihti.Allahüekberi Aşabilen birkaçyüz kahramandan biri.Ondan dinlemiştim Anlatırken o günleri yeniden yaşardı. Allah rahmet eyleye.Şimdi sizin o duygulu kaleminizdende okuyunca fazlasıyla etkilendim. Rabbim sizden razı olsun.
Muhterem Bacım:
İki yıl içerisinde öyle şeyler geçti ki başımızdan Şikâyet olmasın Rabbimize. Şiirle gereği kadar ilgilenemedik. Sizi ancak zaman zaman telefonla arayabildim.
Hanım bir ağır ameliyat geçirdi. Şükür o iyileşti.Ağabeyim Uzun bir rahatsızlık neticesi Sizlere ömür vefat etti.Daha onun acısıyla meşgulken ben bir kalp krizi geçirdim. Şükür şimdilik iyiyim. Allah imandan, Kurandan ayırmasın ahir ve akibetimizi hayreylesin.Sizlere rabbim Hayırlı ve sağlıklı uzun ömürler versin. Tekrar selam ve dua ile geceniz hayırlı olsun.
Paşa emir vermiş
Aşılmaz dağlara
Yiğitleri göndermiş
Aldırmadan koca kara
Ayaklar yorgun, çıplak
Kara kışa sürülmüş yiğitler
Buzdan biçilmiş yatak
Ah, Sarıkamış geçit ver
Donmuş baht ve talihin
E kmişler buzdan kahraman
Gün ışıdığında çıkmış gonca fidan
Dermiş Sarıkamış doksan bin gelin
Yürekleri sarmış tipi ve duman
Oy, oy acısı ağır beyaz meleklerin
Dağlar tutmuş yasını şehitlerin
Unutulmaz kara yas Sarıkamış
16.12.207 nuray ülker
Yüreğine sağlık bizle paylaşan ve yazanın...Evet aynı hayalperestler bu günde aynı oyunu oynamaya devam ediyor malesef...Tarihden ders almayan külden kahramanlar... İzninle bir makalemi tekrar paylaşalım...
Bir Başka Güfte Var Sarıkamış’ta
Harekâtı´nın 93´nci yıldönümü nedeniyle Osmanlı-Rus Savaşı sırasındaki
Kars-Sarıkamış ın'Allahüekber Dağları´nda Donarak Şehit Düşen 90
Bin Askeri Anma Töreni'yapılıyor. Sarıkamış Harekâtı Türk tarihinin en dramatik
Olaylarından biridir. Elbette kahraman bir milletin evladıyız fakat
Bizim kahramanlıklarımız aynı zamanda zaferlerle birlikte acılarda yaşatmıştır. Yemen´de kavurucu sıcağından, Sarıkamış´ta dondurucu soğuğuna yazlık elbiseyle
Çarıksız giden körpe fidanların hikâyesi yakar sinemizi. Bu bir efsanenin ayakta kalma ve yaşamak için son çırpınışıydı. Asırlarca içten içe altını oyan dış ve iç mihrakların, yıkılan bir devin çıkardığı feryadının adıdır, Yemen, Çanakkale, Sarıkamış... Sarıkamış denince içim burkulur her taraf çarıksız cesetlerle görünür gözüme, hüzün kaplar içimi. Binlerce ANADOLU evladı gömüldü karlara gecenin kör vaktinde mosmor bedenle. Tabi gömemedi onu Sarıkamış bağrına acısını dayanamayıp attı baharın kardelenlerine.
Ah Sarıkamış Ah! ... Sarıkamış şehitlerin yurdu Sarıkamış acıların yurdu...
Sarıkamış Şehitleri
Gelinlik giyinmiş körpe kız gibi,
Karlara serildi Sarıkamış’ta.
Mevsimler ağlaştı gece buz gibi,
Şafaklar gerildi Sarıkamış’ta.
Mehmedim çarıksız Yemenden gelmiş,
Pak beden mor oldu Sarıkamış’ta,
Gök mavi yer beyaz, kefeni almış,
Bir tufan görüldü Sarıkamış’ta.
Hoşaftı menusu yağsız yemekler,
Öğünler bir oldu Sarıkamış’ta,
Ağlaştı mevcudat ve de melekler,
Ak yaşlar nar oldu Sarıkamış’ta.
Yıldızlar ağlaştı bulutlar indi,
Defterler dürüldü Sarıkamış’ta,
Namlular yırtıldı taşlar delindi,
Bir tarih yarıldı Sarıkamış’ta.
Cilvesidir lakin buda kaderin,
Zor nizam kuruldu Sarıkamış’ta,
Yaram çok ağırdır çıban çok derin,
Silahsız vuruldu Sarıkamış’ta.
Sarıkamış dinle tarih seslenir,
Şehitler soruldu Sarıkamış’ta,
Abide gerekli ruhlar süslenir,
Emr-i Hak verildi Sarıkamış’ta.
Bak Ömer rikkatle, bak perde perde,
Bak Mehmet pir oldu Sarıkamış’ta,
Şehitler ölmez Hay! Şehit her yerde,
Cennete girildi Sarıkamış’ta.
Ömer Ekinci Micingirt
Bu harekâtın askeri açıdan, teknik açıdan vebalı büyük ama ona değinmeyeceğim. Yokluk içinde buradaki karlı dağları zemherinin kavurucu soğuğunda aşmaya çalışan, ayakkabısız, paltosuz Anadolu çocukları, hatalara kurban gitmiştir. Biz bu şehitlere borçluyuz. Onlar olmasaydı, belki de bu topraklarda Ruslar şimdi yaşıyor olacaktı. Sarıkamış, Türk Tarihinin ve savaşlarının en acı olanıdır. Bu acıyı fedakârlıkları, cesareti, ulvi davranışı en iyi şekilde idrak edip gençlerimize aktarmalıyız. Bu aslında yenilgi değil, kendini feda etmenin destanıdır… Diğeceğim o ki bugün Millet -Devlet abideleşmiş kahraman Mehmetçiğimizi, kendisine layık bir şekilde anma
mecburiyetindeyiz. Bu bizim boynumuzun borcu. Sarıkamış Harekâtı´ndan aynı zamanda ders de
çıkarmalıyız.Ve ölümsüz nağmelerle milletimizin hafızasına nakşolan bu
facia ve kahramanlık, on binlerce vatan evladının buz tutmuş feryadı, dağlardan
taşlardan yankılanan, kalanların ise ağıtlarına yanık türkülerine dönüşmüş ve milletine mal
olmuştur. Tarihin bu acılı sayfası halkın hafızası olan türkülerle ve ağıtlarla kayda geçirilmiştir.
Sarıkamış Harekâtı´nda Mehmetçik her zamanki cesaret ve kararlığıyla üzerine düşeni yerine getirmiş aldığı emirle yola koyulmuştur.
Sorumluluğunun farkındadır. Lakin Balkan bozgunundan sonra ders almayan yetkililer yeni bir bozguna sebep olurlar. Mehmetçik yine de İstiklal Harbi´ni haber verir gibidir. Düşman karşısında iradesini kaybetmez, Fakat basireti kör olan ve sebep olanlara da bir türkü de,şunu (Biz Urusu alt ederdik, sebep oldu Enver Paşa) der.
Sarıkamış'ta
Bakışlar karakış göğe dikildi.
Mevsimler ağlaştı Sarıkamış'ta
Körpecik bedenler kara ekildi,
Nur arşa ulaştı Sarıkamış'ta
Sineler buz tutmuş, yatar ayazda,
Bülbül figan eyler güller niyazda,
Ağıt anlatamaz duyguda sazda,
Hür vicdanlar kıştı Sarıkamış'ta.
Kalanlar çıldırdı aman Allahım!
Ürperdim irkildim sarstı günahım,
Gözyaşım azığım, dua silahım,
Plan suya düştü Sarıkamış'ta
Demeyin kardelen yandı ciğerim,
Hesaplar çok ağır yaram çok derin,
Ağırdır dostlarım, ağır kederim,
Melekler uçuştu Sarıkamış'ta.
Düşündüm Yemeni ve üşüyorum,
Karıştı karlara ben yaşıyorum,
Bu vebal çok ağır, zor taşıyorum,
Moskof bile şaştı Sarıkamış'ta.
Uyan şehit uyan kar uykularda,
Bölük bölük yatar canlar ard arda,
Kokunu aradım akan karlarda,
Bir mazi tutuştu Sarıkamış'ta.
Tarih şahit bize ölümsüz millet,
Şehitler ölmez ki benim ki hasret,
Gül açtı gözyaşım tüllendi kasvet,
Şehitler buluştu Sarıkamış'ta.
Acım boğum boğum kısıldı sesim,
Kader böyle imiş Ömer ne desin,
Ülkemden toplandı hemen her kesim,
Yatanlar gardaştı Sarıkamış'ta.
Ömer Ekinci Micingirt
Sarıkamış Mehmetçiğin her şart altında irade, cesaret ve disiplinden oluşan karakterini nasıl muhafaza ettiğini tarihe altın harflerle yazdığı bir semboldür.'
Bu sembolü, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök´ün 'Sarıkamış askeri açıdan var olma azminin, direnen mücadelenin, inancın, fedakârlığın ve her şeyden önemlisi de, Türk
halkı ve askerinin en zor şartlarda vatanı için neleri göze alabileceğinin abideleşmiş bir
sembolüdür' diyen Orgeneral Özkök´ün, 'Sarıkamış yönetim biliminde hayal ile gerçek ve yönetilemeyen risk ile yönetilebilir riskin ne anlama geldiğini gösteren en çarpıcı örnektir' demiştir
Sarıkamış Hareketi o dönemde gizlenmiştir hatanın sahipleri tarafından… Şehitleri gereken şekilde ilgi gösterilmemiş saklanmıştır. Millet kendi evladının acısını duyamamış ve anılamamıştır. Ancak son yıllarda bil hassa bu yıl tüm ülke genelinde çeşitli etkinliklerle anılmıştır
Bir Sarıkamışlı olarak ve Sarıkamış faciasını yaşayan bir milletin evladı olarak
Bundan ders çıkarıp o mübarek makama erişen şehitlerimize Allah’tan Rahmet diliyor tekrar bir şiirimle saygılar sunuyorum…
Bir Başka Güfte Var Sarıkamış’ta
bir beyaz güfte Sarıkamış’ta
küskün bir eda ile sarar beni bir matem
gözyaşlarım dökülür gaipten sesler gelir
kör kağnılar gıcırdar ızdırap şarkısıyla
tasalara bürünür gömülürüm sihirli ağıtlara…
bambaşka yankılanır Sarıkamış, bambaşka.
sonra ruhumu sarar efsunlu musikiler.
geceye bir sessizlik yayılır siner çileli
geceler uzanır da uzanır
doksan bin şehit uzunluğunda…
derken bir düşünce alır götürür beni
Allahuekber dağlarına bulutlarla birlikte
zaman durur, hayat durur, yaşlar donar
ayazın kucağında
karlara her dokunuşta
yutkunur yutkunur boğulurum birkaç kez
ayazın en kırak yerinde
duygularım kâh coşar kâh emekler
Sarıkamış ah Sarıkamış …
şehitlerin mekânı hüzünlerin diyarı
her tarafın ızdırap ızdırabın türküsü
her tarafın bir destan bir destanın öyküsü
kim bilir belki de Sarıkamış bir perde mi ne
vuslata açılan tarihin son sayfasında,
ruhum soluklanır duygularım dirilir
karlar okşar baharın çehresiyle
her Sarıkamış duyduğumda…
ateşin donduğu ölümün gülümsediği
ölümün hayat bulduğu yer Sarıkamış
yanar kelimeler aşkla AllahuEkber dağlarında
her bahar kardelenler açınca.
köpürür şehit kokulu dereler kar sularıyla
Hu deyip akar her mevsim baharın kucağında
öt bülbül öt işte tam zamanı ötmenin
gülde burada gülistanda
her tarafım bembeyaz her tarafım yemyeşil
gelin odası mı ne
beyazın ikliminde şehitliğin her rengi
konuş susmak yok yanık sevda bu
susmak yok konuş sen konuş sarıçam sen
şu Merzifonlu Mehmet
bak buda Şırnaklı Hasan
nasıl da yakışmışlar yan yana ve sırt sırta
utansın Gabar dağı utansın şahadetsiz hortlaklar
konuş Sarıkamış konuş söyle neden sessizlik
bu ne dertli sessizlik sükûtta üşüyorum
bu suskunluk nedendir hem sitemin kimedir...
Ömer Ekinci Micingirt
Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor!
Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzgâr bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?
Destanını yapmış, kasideye kanmış.
Bir el ki; ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler!
Öpelim temizse dudaklarımız,
Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.
Rüzgârını kesmesin gövdeler
Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasideler.
Geri gitsin alkışlar geri,
Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,
Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!
Söyledi söyleyenler demin,
Gel süngülü yiğit alkışlasınlar
Şimdi sen söyle söz senin.
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor!
Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzgâr bekliyor!
Destanı öksüz,sükutu derin meçhul askerin;
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye? ...
Arif Nihat Asya
hatırlayan yüreğinize sağlık...teşekkürler....
Koca bir devlet 3-5 sene içinde nasıl batırılır, nasıl bitirilir işte dünyadaki ter örneği, İttihat-Terakki zihniyeti...
SARIKAMIŞ; Buza kansız yazılan bir ağıttır.....
Ömründe bırakın ordu idare etmeyi, bir bölüğü bile idare etmeyen Enver paşanın siyasi ayak oyunları ve darbe ile yönetime geçip paşa olması ve başkumandan vekili olarak zemheride hücum emri vererek, yazlık kıyafetleriyle sıfırın altında 40 derece soğukta 90.000 vatan evladının tek kurşun dahi sıkamadan donarak şehid olmasının başka türlü izahı var mıdır?
Hayalperestliğin- sorumsuzluğun ve İttihat-Terakki zihniyetinin koca bir Devlet-i Aliyyeyi çok kısa bir zamanda ne hale getirdiği ve nice facialar yaşattığı tarihi belgelerde de milletin hafızalarında da kayıtlı. Unutmayacağız, unutturmayacağız.
Kıymetli Ablacığım,
Yüreğinize sağlık, gönülden teşekkürler.
Saygılarımla.
Gerçek bir tahlil ve tenkid yazısı.
Olay bütün yönleriyle araştırılmış, gerçek hüküm verilmiştir.
Artık birilerinin kalkıp da 'yok efendim şöyle olmuşmuş da böyle olacakmış da...' demeğe, olayı masum göstermeğe ve bizlere ninni dinletmeğe hakkı yoktur.
Gerçek vatanperverlik; vatana hizmet etmektir. Ötesi maceraperestliktir.
Şunu iyice anladım ki bu ülkede hangi yasakla karşılaşsam, o yasakların altında; yasakçıların saklanmak, gizlenmek istenen bir ihanetleri vardır. Şu son on-onbeş seneye kadar Sarıkamış harekâtını/ faciasını/ ihanetini konuşmak ve yazmak yasaktı. Ve yine memnuniyetle gördük ki hiçbir yasak ilânihaye sürmüyor. Er geç gerçekler gün yüzüne çıkıyor, yasakçıları yerin dibine batırarak taşları yerlerine oturtarak ve kuklaların maskelerini indirerek.
İkinci bir husus; ne hikmetse şehitlerden bahsederken hep “zayiat” olarak bahsedildi. Şu kadar zayiat var, bu kadar zayiat var. Ah zavallılar ah! Anlayın artık ne olur. Onlar zayi olmadılar, onlar şehid oldular, onlar âbâd oldular. Zayi olan bizim basiretlerimiz oldu.
Sarıkamış hadisesi ile dikkatimi çeken diğer bir mesele de şudur ki Almanların -40 derece sühunette dağlara sürdükleri Osmanlı askerine karşılık kendileri de 2. Dünya Harbinde Moskova’da, Petersburg’da -40 a esir düştüler, perişan oldular. Bazı tarihçiler diyor ki, Alman komutanlar askerlerine bir numara büyük ayakkabı giydirmiş olsalardı o savaşı kaybetmezlerdi.
Ne büyüksün ey adl-i ilahi. Ne güçlüsün ey zalimlerin hasmı. Ne merhametlisin ey mazlumların muini. Ne sabırlısın ey Sabûr. Ey mühlet veren ve ey ihmal etmeyen. Sana hamd olsun. Ömür ver ki daha görmek istediğim şeyler var.
Semerkand Dergisini bu ciddi yazısı için kutluyorum.
Bu önemli yazıyı bizlerle paylaşarak hafızalarımızı uykudan uyandıran 'Kargülü' kardeşimize de teşekkür ediyor, nahif yüreğini saygıyla selâmlıyorum.
Şahsi hırsları peşinde koşanların yönetim erkini eline geçirdiklerinde ulusuna ne tür acılar yaşatabileceklerini gösteren ibret destanı olmuş.
Tarih ders alınması gereken acılar ile doludur. Ders almasını bilenlere...
Gerçeklerin su yüzüne çıkması gerekiyordu. Kardeşimimin emeğine saygı duyuyorum. Vatanı için gencecik canını hiç düşünmeden feda edenlerin yeri ilelebet cennettir. Ruhları şad olsun.
Gencecik, göğsü imanla çarpan vatan evlatlarını şahsi çıkar ve kör basireti uğruna toprağa gömüp üzerinden siyaset yapanları Rabbime havale ediyorum.
Saatlerdir sayfada videoyu izliyor ve türküyü dinliyorum.
Rabbim'im Mehmetlere cennet-i âlâ'dan köşk verdiğine kimsenin şüphesi yok.
Sevgi ve saygılarımla kardeşim.
Sarıkamış -Allahu Ekber dağlarında vermiş olduğumuz şehitlerimizi unutmak mümkün mü.Asla..Şehitlerimizin ruhu şad olsun.Onlar ve diğer şehitlerimizin hepsini dualarımızda anarız...
Bazilarinin ihtirasi sadece kendilerini degil, milyonlarca vatan evladini ve tarihin gördügü en ihtisamli cihan devletlerinin birini yakabiliyor.
Kaynak: Semerkand dergisi, 12/2000
asla unutulmadılar....
onlar yüreğimizde birer abide her zaman...
saygıyla hüzünle ve dualarla andığımız...
güzel bir paylaşımla bizlere tarihin en acı sayfasını tekrar yaşattınız...
saygılar yüreğinize...
selamlarımla kutlarım...
Şehitlerimizin ruhları şad olsun....
emanetçileriyiz....
son nefesimize kadar....
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta