Harbe giden sarı saçlı çocuk!
Gene böyle güzel dön
Dudaklarında deniz kokusu
Kirpiklerinde tuz
Harbe giden sarı saçlı çocuk!
Yaz bitti güneşte neşe söndü
Sarı sarı sarım sarım yapraklarda
Sanki güneş rengini yapraklara verdi
Ve üşüyen ellerimizi çevirdik sanki sarı yapraklara...
Ağaçlar var karşımda sarı, sarı.
Hüzün gelmiş yüzlerine.
Düşmekte, birer, birer yaprakları,
Ayva sarı, nar sarı, yer ondan’ da sarı.
Baktım gidenler var yollarda,
Giymiş postalları
Ve benim,
Aklım karışık;
Düşünürüm, üzgün, üzgün vatanı.
Uyku tutmuyor
Bodoslama karanlık
Ay sarı, ten sarı, ince sarı
Burhan Günel
Gözyaşı
Sarı Bir Gül Kokusu
Ben
sarı bir gül
kokusunda ölürüm.
sarı bir gül kokusunda...
M. Zeki Gezici
Kim demiş aşkın rengi kırmızı?
Benim aşkım sarı.
Sonbaharda düşmüş yaprak gibi,
Çatlak ressamın buhran tablosu gibi,
Yolcu alıp indiren taksi gibi,
Kendi içinde patlamaları olan Güneş gibi.
Açık sarı
Koyu sarı
Sarı kız ayağında kundura
Yörüdükçe düşmanları öldüre
Amman amman sarı kız
Ben duramam yalınız
Sarı kızın ayağında nalıni
Zannedersen kaymakamın gelini
Sarı kızın ayağında yemeni
Limonun rengi sarıdır,
Arının petekli balıdır,
Güneşin sıcaklığıdır,
Güzel papatyam sarıdır.
Sarı liralar sarı,
Kavunda var tatlı su,
Kimse çirkin diyemez,
Sevdiğim sarı yazmalı.
Mavi gökyüzü güneş, beyaz yalımlar sarı...
Sarımtırak apak kırıntılar, turkuaz renkli koylar... Ve kırmızı yeşil, sarı beyaz yapraklar...
Yaprak sarı, ben sarı,
Birlikte düşeceğiz,
Onun yok günahları,
O'na özeneceğiz.
Yaprağın yeşili bu kadar güzel yeşil miydi?
Sarı papatyanın beyazı bu kadar ak mıydı..
Gözlerinde yaprağın yeşilini,
Yüreğinde sarı papatyanın beyazını gördüm.
Yüreğin bu kadar ak..
Gözlerin bu kadar yeşil miydi...'
Sarı siyah çizgili çalışkan bir arıydı
Özenli sofraların baş belası tadıydı
Sarı salkım üzerinde tane ararken bir gün
Acımadı bay Gabi, zavallı küçüğe kıydı.
Ben beyaz ben sarı ben bir zenciyim,
Hakkı öğretenlere öğrenciyim.
Varlıklar içinde ben bir inciyim,
Ben beyaz ben sarı ben bir zenciyim
Hazan vurmaya görsün, yeşillerde sararır,
Sararan yeşillerin gündüzleri kararır.
Her sarı yaprak düşmek zorunda bil ki yere,
Sarı renkte kaybolur, düşen yaprak morarır.
Sarı sarı odalar birbirini kovalar
Herkes birbirine karışmayı isterken
Hayat tek renkten ibaret..
Nar Kırmızı Ayva Sarı Yaktı Gönül Ahuzarı
Vesveseyle Olma Zarı Alma Mazlum İntizarı
Nar Her Zaman Kızarırmı Ayvalar Sarı Olurmu
Gönül Teşvişe Düşmüşse İdrak Eyleyemez Gümanı
Yer sarı, gök sarı, sabahlar sarı
Sararmış baharın al yanakları
Semaya asılmış solgun bir güneş
Kendine eş seçmiş hazan sarıyı
Sonbahara esir olmadan kalan
Sarıya nispet, bir çam ağaçları
Bir de ufuktaki o gökkuşağı.
Ayva sarı yar sarı
Ben öpmedim o yarı
Eller öpeceğine
Onu öpsün yer bari
Halil Çolak 24.11.2005 Ankara
Sarı sac üstüne sarı yazma
Yazma kız karsımda yazma
Ben beni bilirim
Beni bana yazma
Ey sarı!
Sarı kardeşim
Nedir bu kırgınlığının aslı astarı?
Cenazeleri bile önemsemeyecek kadar büyük mü?
Gönlünün acıları.
Ey sarı!
Sarı kardeşim...
Al,mor,sarı
Gönlüm birgün al
Gönlüm birgün mor
Gönlüm birgün sarı...
bir sarı gül sararttı tüm umutları,
oysa kırmızı bir gül ile gelmiştim yanına,
ve bir beyaz gül vermekti sonunda eline,
bir aşkı ve bir hayatı birlikte yaşamaktı tüm isteğim,
olmadı…olamadı,
bir sarı gül verdin elime…..
Bazıları sarışın sever
Bazıları sarışın sever
rasist değilim,
epesmerim hatta,
simsiyah geceleri aydınlatır sapsarışın
ne makyaj, nede hesap
sadece alım ve kibir
birde
Neden diye düşünürüm, kırmızı gül, sarı gül,
Karanfiller çok güzel am ma illa gül, illa gül,
Bil o sırma saçların var ya benziyor sümbül,
Neden diye düşünürüm, kırmızı gül, sarı gül,
Karanfiller çok güzel am ma illa gül, illa gül...
Beyaz kar yorganın, başın sapsarı
Yüzlerce esmadan, tecelli sarı
Donduran ortamda, ne der bu sarı
Anla nankör nefsim, bu sanatkârı
18.01.2013
Farklı iki sarı çiçek
İlahi sanat bir gerçek
İnsan bu sırra erecek
Hafızada yer edecek
İşte sanat sarı çiçek
30.03.2012
Ardıçtandır, kuyuların kovası,
Suya göndermiyor, gâvur anası,
Hadi gidem, sarı yıldız doğmadan,
Aç kapıyı, gâvur anan duymadan.
İki fındık, bir cevizin dengidir,
Benim yârim sarı, buğday rengidir.
harbe giden sarı saçlı çocuk!
gene böyle güzel dön;
dudaklarında deniz kokusu,
kirpiklerinde tuz;
harbe giden sarı saçlı çocuk!
En kadim dostları
Rüzigar ve bulutları
Sarı yapraklarla bıraktı
Bir sonbahar mevsiminde…
Şimdi
O sarı yaprakların
Mirası boş dalların
Filizinde gezinir
Sarı ve çıplak ayaklarıyla…
buğdaylar bizim orada şimdi
başak başaktır sevgili
sarı rüzgara karışır
derde derman bilinir
sarı sevgi yeli
Sarı ve mavi yan yana gelmeli de
Asla sevişmemeli
Gezinen ne sarı kalır başakta ki
Ne mavi gökyüzündeki
Bu yeşilin kültür emperyalizmi
Kasım 2010
nevriye teyze kilotlu çorap giyer
bir aslanla evli olduğu halde
kedicikler doğurmuştur eşine
üç siyak bir sarı kedi
aşığım sana ey sarı kedi
yeter çıkartın artık aramızdan bu kara kediyi
Sarı saçlı güzel melek
Ölüme sarıldın tebessüm ederek
Topraktan gelipte toprağa giden
Yaşama şöyle merhaba diyip
Ne çabuk ta gittin Yasemen
Sarı saçlı güzel gülüm
Sana yakıştı mı ölüm
19 -Ekim -1996 -Ankara
Sene iki bin iki
Bin yıl önce olduğu gibi
Mavi yine mavi, sarı yine sarı
Yeşil yine yeşildi
Oysa aşkın adı;
Sen diye değişti…
Doğru söylüyorsun
İkimizde ağacız,sonuçta
Sen baharı yaşıyorsun,
Çiçek çiçek
Dallarına arılar konuyor
Benim dallarımsa şu an
Sarı sarı,
Yaprak döküyor..
sarı
sonbahardır yapraklarda
hüzündür çiçeklerde
yaşamın iç çekmesidir
eski resimlere dalıp
fotoğraflar sararıp ta silinmeye başladığında görüntüler
saçların sarı kalır aklımda esintiler sarıdır
Boynu bükülmüş sarı papatyamın.
Yorulmuş dört nala giden beyaz atım.
Menziline ırak düşmüş küheylanım.
Çatlamış çukurunda gözyaşlarım.
Boynu bükülmüş sarı papatyamın.
Şair: Zekeriye Tek Darıca
Odamda ki, sarı şiir kırıntıları susam gibi tane tane hani bir fırına ömür sürsen onları eksen üstüne... Aşk olurdu hemde ne güzel be!
Bir sarı,mavi rüzgar esti
İçimin en kuytu yerlerinde
Estide gürledi geçti
Kasırga'larındaydı
Renklerin sevinci
Alevlerin dansıydı
Bir ateş
Bir kasırgaydı
Ya ateş
Sarı Lacivert'ti
BAHÇENDE SARI GÜLLER VARKEN ÖLME
Üç günlük aşk,
silah gibidir,
en çabuk
tetiğe basan ölür
bahçesinde sarı güller açan..
M. Zeki Gezici
Eylül geldi yüreğim sonbahar,
Sarı sarı yapraklar,
Geçmişte kalan hatıralar,
Dökülen yapraklar,
Ömrümden çalan yıllar,
Kurumuş dallarınla,
Hep böyle ağlatırsın,
Beni sonbahar,
Neden beni ağlatırsın,
Söyle sonbahar.
Hayat hazan misali tel tel dökülür,
Hemde sarı sarı
Ve ona inat gülmeli,
Pembe pembe
Bakmalı yeşil yeşil
Haykırmalı beyaz beyaz
İnceden kıvrılmalı yalın ve siyah
Sevişmeli deli deli
Sarı sarı saçlara.
Dayanamam gülüm.
Gözünden akan masum.
Damla damla akan yaşlara.
Şikayetim var büyük.
O büyük başlara.
Gençler vuruyorlar kendini.
O taştan bu taşlara.
Ağaçlarla, sarı sarı yaprakların,
Yağmurun, güneşin,
Islanmış toprakların,
Hele de o buselerin kadar sımsıcak anıları yetsin bize!
Yok değilse; korkuyorum!
Sevgimiz, dostluğumuz, bu koskoca aşk,
Göze gelecek, göze!
(1 Aralık 1980)
Bu sana yazdığım
Belki son mektup olacak.
Bu mektubu yazan eller,
Toprakla buluşacak.
Bir gün mezarıma gelir,
Sarı güler dikersin.
“O da sarı bir güldü”,
“Ne çabuk soldu” dersin..
Sarı kilim örmeli
Yari nerde görmeli
Yari gördüm diyenin
Gözlerinden öpmeli
Sarı kilim saçağı
Kından çekdim bıçağı
Attı da vuramadı
Yiğitlerin alçağı