Sarı Kız Şiiri - Recep Uslu

Recep Uslu
307

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Sarı Kız

Güzel yurdumuz çileli analarla dolu. Çileli analar çileli kızlardan oluşuyor. Bu çileli kızlar her yerde SARI KIZLAR ortaya çıkarıyor. Akçay’da sarı kız hikayesi filimlere romanlara konu oluyor. Bu sarı kızlar hayal mi gerçek mi bilinmiyor ama hep etkileniyoruz.
Bizim köyümüzde de sarı kız varmış zamanında. Doğumunda başlamış hikayesi, annesine,
-Doğum yaparsan ölürsün
Demiş doktor,
-Allah’ın takdiri,
Demiş
Sarı Kız’ın anası ve Sarı Kız’ı doğururken kan kaybından ölmüş. O zamanlar kısıtlıymış tedavi olanakları, bir şey yapamamışlar. Çok aşık olduğu karısının ölümüne dayanamayan Sarı Kız’ın babası yemeden içmeden kesilmiş ve iki ay sonra o da ölmüş. Ellere kalmış Sarı Kız.
Sarı Kız’a dayısı Karani ve dayısının karsısı Kaniye kol kanat germişler ve büyütmüşler. Boncuk boncuk gözleri, tombul tombul elleri sırma gibi saçları varmış sarı kızın. Bir yaşındayken tane tane konuşmaya başlamış, beş yaşındayken kutsal kitabı hatmetmiş. Yedi yaşında köyündeki ilkokula başlamış, öğretmeni ve arkadaşları onu çok sevmiş, o da herkese gülümsemiş sevgi göstermiş.
Öğretmeni Ahmet bey kendi çocuklarından ayırmamış onu. Çocuklarına ne aldıysa Sarı Kız’a da almış. Ayakkabı mı dersin, fistan mı dersin, ders kitabı mı dersin, dergi mi dersin hep alıvermiş.
Sarı Kız’ı beş sınıflı okuldaki bütün öğrenciler severmiş ve onunla oturmak isterlermiş. Sarı Kız ise kendisi gibi öksüz çelimsiz bir oğlan olan Kasım’la otururmuş her seferinde. Kasım’ı korur diğer çocukların zarar vermesine izin vermezmiş. Akrabalık ilişkileri de varmış Kasım’la Sarı Kız’ın. Kasım’ın babası etliye sütlüye karışmayan kendine bile hayrı olmayan sessiz bir adammış. Çoğu zaman Sarı Kız’ın dayısının karısı doyururmuş Kasım’ıda. Sarı Kız’la Kasım birlikte büyümeye başlamışlar. Birbirlerine ısındıkça ısınmışlar, çocukluk bu işte sevdikçe sevmişler.
Sarı Kız akranlarından daha irice olduğu için geliştikçe güzelleşmiş. Yüzü ayın ondördü gibi parlamış, saçlar örtmenin altından dalga dalga belli oluyormuş, topukları yere vurunca yer sarsılıyormuş, gülünce güller açıyor bülbüller susuyormuş. İki eline kovaları alıp çeşmeden su taşırken sülün gibi süzülüyormuş. Daha oniki yaşındaymış ama delikanlılara of çektiriyormuş. İçinde hiçbir kötülük olmayan Sarı Kız kim laf atarsa cevap veriyor, yardımcı olmaya çalışıyormuş. Köylünün Sarı Kızıymış o..adını bile bilen yolmuş. Sarı Kız aşağı, Sarı Kız yukarı of ulan of… Dayısı,
-Aman kızım pek güzel oldun, herkesin yanına gitme, kendine dikkat et..
Deyince,
-Amann dayı hepsi köyümüzün çocukları hepimiz birbirimizin akrabasıyız ne olur ki ..
Dermiş.
Ondört yaşına gelince dünürler gelmeye başlamış ama Sarı Kız’ın gözü Kasım’dan başkasını görmüyormuş. Kasım’la çocukça aşk yaşıyorlarmış, birbirlerini görünce kalpleri yerinden çıkacak kadar atıyor, yüzleri kıpkırmızı kızarıyormuş. Hiç konuşmadan koca cevizin altında saatlerce oturuyorlarmış.
-Oğlum seninkini bu akşam nişanlamışlar,
-Sarı Kızı mı
-He valla
-Kime
-Kime olacak Uzatmalı aşkı Kasım’a,
-Ben alacaktık onu ya
O zamanlar köyümüzde onbeş yaşına giren çocukları everirlermiş. Sarı Kızla Kasım’da onbeş yaşına girince ,Sarı Kız’ın dayısı birbirlerini sevdiklerini bildiği için onları nişanlamış ve düğün hazırlıkları başlamış. Ama kör talih durduğu yerde durmamış. “ Ben alacaktım onu ya” diyen çocukla arkadaşı sinsice plan yapıp Sarı Kızı kaçırmaya kalkmışlar.
Sarı Kız tek başına Ayşe teyzenin bahçesinden vişne toplarken bir arkadaşlarını da alıp yüklenmişler üzerine. Kollarından tutmuşlar kaçıramamışlar, ayaklarından tutup sürüklemek istemişler yapamamışlar, saçlarından tutmuşlar , Sarı Kız feryat figan bağırıyormuş, bu feryadını dayısı duymuş tabancasını ateşleye ateşleye sesin geldiği yöne koşmaya başlamış, sesi duyan bu üç çocuk korkudan kızın saçlarını daha güçlü asılmışlar. Saçlar kökünden derisiyle beraber kopmuş ve Sarı Kız olduğu yerde bayılmış. Dayısının geldiğini gördükleri için Sarı Kız’ı bırakıp kaçmışlar,
Dayısı Sarı Kız’ı kucağına aldığı gibi karısına bağırmış,-
-Çabuk atı hazırla kız ölüyor..
Sarı Kız’ı ilçeye tedaviye götürmüş.
Jandarma olayın faillerini yakalayıp adalete teslim etmiş.
Nişanlısı Kasım Sarı Kız’ın yanına gidip,
-Sen benim helalimsin, dünya bir yana sen bir yana , bir an önce iyileşmeye bak, sana öyle bir düğün yapacağım ki yedi düvel duyacak.
Deyip ellerini tutmuş.
Sarı Kız iyileşince çok güzel bir düğün yapmışlar. Yedi düvel duymuş,
_Allah mesut etsin
Demişler.
Onlar erdi muradına değil, çile bitmedi.
Sarı Kızın korkusu yıllarca sürmüş, yıllarca dediğim az bir zaman, Her gece çığlıklarla uyanıyormuş, sökülen saç derisinden bir daha saç çıkmamış.
Kocası Kasım teselli için çok çalışıyormuş, derken kendisi gibi nur topu gibi bir kızı olmuş, onunla oyalanır denmiş ama ömrü vefa etmemiş. Kasım bir sabah kalktığında Sarı Kız’ı hareketsiz bulmuş. Bir kaş zaman sonra o güzel nur topu gibi kızı da hayata tutunamamış.
Ondördünde sürüklenen, onbeşinde gelin olan , onaltısında ana olan ve dünya değiştiren Sarı Kız’dan bu yana hiç iz yok.
Bu olay köyümüzde unutulup gitmiş.

Recep Uslu
Kayıt Tarihi : 11.8.2021 06:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Recep Uslu