Sarı Göz Şiiri - Yusuf Demir Saba

Yusuf Demir Saba
1975-Allah ne kadar nasip etmişse
265

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Sarı Göz

Sarı göz derlerdi ona. Doğduğunda gözlerinin etrafı sarı olduğu için emanet edildiği kişi takmıştı ona o ismi. Çok ta nazlıydı ayrı bir güzellik vermişti yaradan işte. Haşarı geçti küçüklüğü tüm diğer küçükler gibi. Her akşam dört gözle beklerdi annesini. Annesi biraz sonra gelecek yüzlerce ufaklık arasında arayıp bulacak en taze en faydalı sütle besleyecekti onu. Naz makamındaydı ya hani akşama kadar tarlada bayırda yorulan annesini bir de o yoruyordu ama tatlı bir yorgunluktu bu. Anne zevk alarak yapıyordu onu besleme işini. O tam ağzına layık sütle karnını doyururken annesi zevkle seyrederdi kendisine bahşedilen bu güzelliği.
Günler günleri kovaladı artık bahar gelmişti. Sarı göz biraz daha büyümüş serpilmiş annesi ona artık yetemez hale gelmişti. Etrafta rengarenk çiçekler taptaze bitkiler… Dağ taş yemyeşildi artık. Tüm arkadaşları gibi oda attı kendini tüm ihtişamı ve güzelliği ile gelen baharın koynuna. Hopladı zıpladı kırlarda. En güzel en taze en tatlı vitaminlerle besledi kendisini. Büyüyüp serpilmişti birkaç ayın sonunda artık kendi kendine yeter hale gelmişti. Eskisi kadar annesini aramıyor kendi başının çaresine bakıyordu. Güzelliği ve zarafeti ile her zaman diğer arkadaşları arasında fark ediliyordu.
Günler ayları, aylar yılları kovaladı. Bir yavru dünyaya getireceğini öğrendiğinde dünyalar onun olmuştu. Her canlı gibi o da yaratılışının gereği olan bir canlı daha dünyaya getirecek, onun da bir yavrusu olacaktı. Annelik böyle bir şeydi herhalde artık daha olgun hareket ediyor eskisi kadar hoplayıp zıplamıyordu. Çünkü biliyordu taşıdığı emanetin ne kadar değerli olduğunu.
Doğum günü yaklaştıkça daha da arttı heyecanı. Kendisinin sebep olduğu, kendisi kadar güzel, kendisi kadar alımlı bir yavru gelecekti dünyaya. Bir sabah diğer arkadaşları giderken üzerinde bir ağırlık vardı kalkmak istemiyordu canı. Son zamanlarda ağrıları da iyice artmıştı. Emanetçileri anlamışlardı yavru zamanının geldiğini zorlamadılar hiç. Öğleye doğru ona çok tatlı gelen ağrılar eşliğinde kendisi kadar güzel bir yavru geldi dünyaya. Kokladı mis gibi kokusunu çekti içine çünkü ona bağımlı kaldığı sürece bu kokudan tanıyacaktı minik yavrusunu. Sevincine diyecek yoktu kuruladı bir güzel karnını doyurdu. Fakat bir kırgınlık bir durgunluk vardı yavrucağının üstünde anne yüreği idi onunkisi hemen anlardı ama derdini anlatacak ne konuşması vardı ne de yazması sadece baktı emanetçilerine belki anlarlar halinden diye.
Aradan birkaç gün geçmişti ayrılması lazımdı yavrusundan bunun farkındaydı tüm diğer anneler gibi o da sabah istemeyerek te olsa bıraktı kuzucuğunu. Buruk bir şekilde diğer arkadaşlarıyla birlikte rızık peşinde koşturdu tüm gün. Hem kendinin hem de kuzucuğunun karnını doyurmak için.
Gün akşama doğru dönerken gitme vaktinin geldiğini haber veriyordu aynı zamanda. Heyecanlanmıştı, yavrusundan ilk ayrılışı idi. Zor geçmişti onun için. Bir yandan rızıklanıyor diğer yandan Yaradan’a dua ediyordu kuzucuğuna kavuşabilmek için. Dönüş yolu ne kadar da uzun gelmişti ona. Daha önce hoplaya zıplaya defalarca geçtiği, nasıl bittiğini bile bilmediği bu yol bu sefer çok uzamıştı sanki.
Yuvasına döndüğünde emanetçilerinin yüzündeki üzgün ifade onu tedirgin etmişti. Hiç kimsenin ağzını bıçak açmıyor evin en küçük yaramazının gözleri kızarıyordu. Belli ki çok ağlamıştı bütün gün. Ters giden bir şeylerin olduğunu fark etmişti fakat gene de hayra yoruyordu olanları. Biraz dinlendiler diğer arkadaşları ile birlikte ama heyecanlıydı birazdan yavrucuğu koşarak gelecek öpüşüp koklaşacaklar, akşama kadar çalışıp biriktirdiği taze sütü ikram edecekti.
Kapının açılmasıyla birlikte bir koşuşturmaca başladı onlarca yavru aynı anda dışarı fırladılar annelerini bulmak için. Anneleri bağırıyor onlar bağırıyordu. Bulanlar iştahla sarılıyorlardı süt tulumbacıklarına. Birkaç yolunu kaybetmiş yavrucuk geldi yanına nazikçe reddetti kafası ile. Birkaç dakika sonra bağırmalar çağırmalar bitmiş ortalık sakinlemişti. Fakat onun yavrusu yoktu ortalıkta herhalde dedi kendi kendine herhalde daha minnacık miniminnacık olduğu için girmek istememişti o koşuşturmanın arasına. Nasılda acıkmıştır diye geçirdi içinden. Kavuşsun yavrusuna doya doya emzirecekti onu. Mis gibi kokusunu çekecekti ta ciğerlerine kadar. Zaman geçiyor ama gelmiyordu yavrucağı. Bağırmaya başlamıştı var kuvveti ile yerini belli etmeye çalışıyor oradan oraya koşturuyordu. Yavrusuna benzeyen birkaç kuzucuğu kokladı fakat yavrusunu kokusu değildi hiçbiri.
Aklına son geldi. Olamazdı daha doyamamıştı ona. İlk ayrılışı idi ondan ve ilk kavuşması olacaktı. Allahtan ümit kesilmezdi. Sesini artırdı kuzucuğunu çağırırken tüm kuvveti ile bağırıyordu artık gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu. Emanetçileri dayanamamışlardı bu vaziyetine küçük olan içeri girdi az sonra çıktığında yavrucağının cansız bedeni vardı kollarının arasında. Yavaşça geldi önüne bıraktı gözyaşlarıyla birlikte.
O nun canhıraş feryadını gören emanetçileri ağlıyor o ağlıyordu….

Yusuf Demir Saba
Kayıt Tarihi : 25.11.2009 15:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yaşanmış Bir Anadolu Hikayesi

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Alacakaranlık Ezgileri
    Alacakaranlık Ezgileri

    Anadolu ,o güzel yurt,sevginin,emeğin,umudun,güzelliklerin kaynağı...Her canlıyı besleyen,doyuran,ümitvar eden..Öz olan,öz kokan...
    Kutlarım emeğinizi..

    Cevap Yaz
  • Osman Erdoğmuş
    Osman Erdoğmuş

    Doğum gününüz münasebeti ile
    uğradığım sayfanızda
    Bu güzel çalışma ile karşılaştım
    Tebrik ediyor ve

    Yaşayacaklarınız
    Yaşadıklarınızdan

    Daha renkli
    Daha hareketli
    Daha bereketli

    Geçmesi temennisi ile
    Doğum gününüz kutlar
    Yüca Rabbimden
    Sağlık,afiyet ve başarı dolu bir ömür
    Niyaz ediyorum.

    Osman ERDOĞMUŞ
    SAKARYA

    Cevap Yaz
  • Yunus Karaçöp
    Yunus Karaçöp

    Gözümüzü açtık açalı acılarla yoğrulduk, bundandır
    anadolu insanının duyarlılığı..

    Güzel, gerçek vede anlamlı bir öykü okudum sayfanda yeğenim, hüznü büründüm öyle tam
    puanımı bırakarak ayrılıyorum..

    Seni vede kalemini, aynı zamanda duyarlı yüreğini
    kutluyorum TEBRİKLER..

    Selam vede muhabbetlerimle Allaha emanet ol...
    yunus karaçöp..yudumyunus

    Cevap Yaz
  • Seyfeddin Karahocagil
    Seyfeddin Karahocagil

    Muhterem Üstadım Bu güzel paylaşımınız için tebrik ve teşekkürlerimi arzediyorum. Selam, sevgi ve saygıyla.
    Seyfeddn KARAHOCAGİL

    Cevap Yaz
  • Nilgün Öztürk
    Nilgün Öztürk

    DUYGUSAL ZEKA DEDİKLERİ BU OLSA GEREK.ŞAİRLERDE BOLCA BULUNAN.......BİR TAŞ'A,AĞAÇ'A..HERŞEYE BAKIP YAZABİLİR İNSAN.VE BÖYLESİNE DUYGU YÜKLÜ SATIRLAR YARATIR......

    TEBRİK EDİYORUM..YENİ YIL SİZE VE SEVDİKLERİNİZE HUZUR VE MUTLULUK GETİRSİN DOST.SAYGILARIMLA........

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Yusuf Demir Saba