Sarı Giz Şiiri - Alican Bayar

parlak sarı tüylerin başladığı sıcak bir yaz akşamı
ben şeftali soyuyorum ekseriyetle… hoş!
bu şeftali de az değil, onun da niyeti var gibi soyunmaya
yani belki de şeftali ellerimde soyunuyordur, bilemiyorum
her şey biraz sararıyor, sarı bir gize bürünüyor hava
havada bir martı deniz çiziyor tırnaklarıyla
bir tekne yelkenini savuruyor
çekirdeğe ulaşmanın arzusu ve heyecanıyla
hoyrat umudun hayat anlamında

parlak sarı tüylerin üzerinde sıcak bir yaz akşamı
ben şeftali soyuyorum suyu bacaklarıma dökülüyor
avcıyı fark eden avın irkiliyorkenki telaşı, tedirginliği
öyle anlamlıydı ki tebessümdeki bıçak
ve ona bu anlamı katan ne varsa
onu o yapan ne varsa
yani bir şeftaliyi şeftali yapan kim varsa
meyhaneler caddeler daha bir hareketli
çocuklar daha bir neşeli
ve ben soyarken bir şeftaliyi
içimde bana doğru hareketlenen devler gibi

parlak sarı tüylerin ötesinde sıcak bir yaz akşamı
gecenin yıldızlı elleri kapatmıştır gözlerini
ve şeftali düşünmezdi, düşünemezdi
soyunmaktan ve sevilmekten başka hiçbir şeyi
nasıl da kesildi ten bir ağacın suya deydi elleri

parlak sarı tüylerin ortasında sıcak bir yaz akşamı
ben şeftaliye bularken dudaklarımı
zamanın zehri kana karışıyor
her şey daha da bir sararıyor

sarı bir giz miydi neydi, sarı bir his miydi neydi?

ellerimde boylu boyunca uzanan, çırılçıplak bir şeftali