Sarı bir sabaha uyandım, içim dışım sapsarı öfke,
Çek çıkar bağrıma sapladığın ucu kırık hançeri,
Yetmez mi kıskançlığının verdiği sonsuz acı,
Ortak düş penceremizin camını taşlıyorsun durmadan,
Cam kırıklarıyla doluyor her taşında gönül odam.
Bütün kentleri ateşe vermedim mi uğruna,
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.