Her şeyden önce:
Kendini unut.
Çünkü zaman, görünmez bir bıçak gibi, günlerinin yumuşak etini doğrayacak.
Ve sen, kalabalık bir kentin uğrak noktalarında, kendi gölgene bile yetişemeyen bir sürgün gibi kalacaksın.
Bir eserin kumral dumanıyla,
Bir rafın kırık aynasındaki ışıkla,
Bir güzelliğin çürümeye yüz tutmuş kokusuyla,
Bir düşün derin, paslı kuyusuyla…
Damarlarında bir şey kıpırdasın.
Ve eğer günün birinde,
Bir otel odasının kararmış tavanında,
Sokak lambalarının nemli titremesinde,
Bir çınar gövdesinin kabuğunda,
Kendi içinin sefil sessizliğinde uyanırsan.
Dizlerinin bağı çözülmesin hakikatin ağırlığında.
Bir kitabın taşkın nefesi olabilir,
Kuru yaprakların arasında gezen bir rüzgar,
Bir gencin kimseye söylemediği inancı,
Yahut eski bir şarkının geceye bıraktığı heves.
İnsan yalnızca unuttuğu kadar özgürdür.
Yeter ki zaman kırbacını duymadan yürüyebilesin.
Ünal Serhat YorgancıKayıt Tarihi : 17.11.2025 16:29:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!