Ellerimi yüzümün üstünde buldum
Dağınıktı saçlarım,
Sis çökmüş bir yağmurdan sonra odama
Tütün kokusuyla boğulmuş ciğerlerim
Boğazımda düğüm düğüm bir hırıltı
Dayak yedim mi ben dün bir çocuktan?
Çatlıyor başım, fırlamış gözbebeklerim,
Küfrettim dün gece hatırladım
Ama dökemedim mısralarıma
Bir şarap şişesi duruyor başucumda
Kimsin sen,
Bomboş ve yalnız kalmışsın,
Neden?
Senden kim içti Maşuk’unu,
Hangi saki döktü gözyaşlarını kadehlere,
Kimde saklı kaldın?
…
Aşk olsun, cevap verme sen!
…
Benzim solgun,
Titrek dokunuyorum ayaklarımın üstüne.
Ben kimde kaldım dün gece?
Şişeye kızmak kolay hadi bul cevabı!
Ne oldu yaşlandın mı sen,
Ne bu unutkanlık?
Yüzünü yıka da gel,
İyi de yürüdüğüm hol çıkmaz ki banyoya…
Aman be bu ne serkeşlik!
Saat kaç oldu,
Kime soruyorum ben bu soruyu? ..
Asılı duruyordu duvarda zaman
Gerçi zamanın ne önemi var ki
Yetişeceğim bir yar kaldı mı bu mevsimde
Kalmadı uçup gitti askıdan melal
…
Nihayet buldum aradığımı
Avuç avuç içtim sonra tenimde soğukluk
Çekildi kanım,
Ellerimi alnımdan çektim çeneme doğru
Sonra kaşlarımı yaladı kirpiklerim
Açıldı gözlerim…
Kimsin sen,
Bu ne çirkin bir yüz Tanrım?
Ah be serseri,
Görmez misin karşıda asılı simgeni
Ayna o…
Bildiğin ayna
Ne olur ona da soru sorma!
…
Aşığı Maşuk’tan eden,
Gözyaşlarını kadehlere döken
Başka biri yoktu,
Saki sendin
Demlenen bezm-i elestte yine sen…
Hepsi sendin
Sen…
…
Kır aynayı kurtul gölgenden
İkizin bile çok gelir sana
Sen yalnızlığı hak ettin
Daha dünden…
Kayıt Tarihi : 12.1.2012 23:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!