Sapansız Şehid Şiiri - Mustafa Sevimli

Mustafa Sevimli
118

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Sapansız Şehid

“Ben”den Rami’ye...

Bugün güneş daha bir parlak,
Bugün güneş daha bir yakıyor...
Parladıkça içim daha bir kararıyor,
Yaktıkça içim daha bir yanıyor...
Hâlbuki güneşin parlaması,
Ayaklarımı yerden keserdi,
Uçururdu beni başka âlemlere...
Ve ben,
Güneşin parlak olduğu zamanlarda,
Daha bir mutlu olurdum,
Daha bir huzurlu...

Bugün Pazartesi...
Ve hava da güneşli...
Yani her şey yerinde,
Ve her şey yolunda...
Ama bir şey eksik!...

Hâlbuki bugün pazartesiydi,
Diğer günlerden farklı olması gerekirdi...
Doğrusu farklı da olmadı değil!...
Çünkü bugün hava güneşliydi!...

Güneş bugün beni ısıtmadı nedense...
Yüzümü güldürmedi...
Oysaki bugün pazartesiydi,
Mutlu olmam gerekiyordu...
Çünkü her şey yerinde ve yolundaydı...
Yani güneş gülümsüyordu...

Ne kadar cimriyim değil mi?...
Ne kadar egoist?...
Daima kahredip duruyorum,
Daima naz yaparak...

Topu topu zindandaydım
Ve topu topu bugün sen gelmemiştin...
Niye bu kadar düşünüyordum ki sanki?!...
Niye bu kadar?... kendimi...
Hâlbuki düşünecek ve yazacak,
O kadar mesele vardı...
O kadar dert vardı...
Dertliler için,
Dert edinenler için!...

Mesela Rami’yi yazabilirdim...
Rami’nin derdini...

Ah Rami...
Nasıl da unuttum seni...
Seni gördüğüm, duyduğum halde,
Unuttum seni!...
Öyle ya,
Benim için önemli olan,
Sen değildin...
Benim için önemli olan,
Zindandı... özgürlük düşleriydi...
Ama şu an anlıyorum ki,
Ben hiçbir zaman
Özgür olamayacağım!...
Burdan çıksam bile...
Dağların doruklarında olsam bile!...
Çünkü senin o bakışların,
Esir aldı ruhumu...

Söylesene Rami;
O bakışların kimeydi?...
O bakışlarında kimi görüyordun?...
İnsan tipli canavara bakmadığını biliyorum!...
Biliyorum ki o,
Senin bakışına bile değmez!...
Gözlerindeki mana öyle derin ki...
Dünyaya mı bakıyordun yoksa?...
“Yok mu yardım eden” diye,
“Kalmadı mı insan?!” diye...
Yoksa Azrail’i mi gördün karşında?
Baktığın o muydu?...
Yoksa... peşinden gelecek olan,
Peşlerinden gidiyor olduğun,
Çocuklara mı bakıyordun?...
Yoksa... Has bahçeye mi?...

Sapanın nerde Rami?...
Sapanını göremiyorum yanında...
Hâlbuki senden öncekilerin,
Sapanları vardı...
İçlerinde de yürekleri!...
Yalın yürek mi çıktın yola?...
Artık “sapansız” mı diyeceğiz,
İki bin’in çocuklarına?...

Anneni en son ne zaman gördün Rami?...
Ne zaman koklayabildin?...
Ne zaman doya doya sarılabildin?...
Annenden izin aldın mı
Sokağa çıkmak için?...
Bizim çocuklarımız
İzin almadan çıkmazlar sokağa...
Bizim annelerimiz
Öyle kolay kolay izin vermezler!...
Hele bir de savaş varsa,
Senin gibi cesur değildirler,
Sinerler bodrumlara!...

Ah Rami... biliyor musun...
Artık önderim oldun benim...
Ben burda kendimi düşünürken,
Sen orda örnek oldun,
Benim için, ve arkandan gelecek olan,
Tüm sapansızlar için!...

Minik kardeşim Rami...
Hayatın anlamını öğrettin bana...
Hayatın sadece “hayat” olmadığını,
Ve mutlaka sapanlı da olmayacağını...
Ey sapansızların minik önderi!...

Resmini albümüme koymayacağım...
Ve asmayacağım odamın duvarına da...
Resmini göz bebeklerime yapıştırdım,
Her şeye seninle bakacağım,
Ve her şeyde seni göreceğim...
Dedim ya küçük dostum;
Dağların zirvelerine çıksam da
Artık özgür olamayacağım ben...
Ta ki senin gibi bakana kadar,
Senin gördüğünü görene kadar!...
09.10.2000

Mustafa Sevimli
Kayıt Tarihi : 1.3.2019 23:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Sevimli