kağnının gölgesinde testi
su baştaki mendilin ucuyla
süzülerek içilirdi.
ıslak heybeler içinde testinin
toprak kokusu
dudakdan çeneye, boğaza ve
bağrımıza
süzülürdü su...
harmanda öküzün ağzı bağlanmaz
karıştırmak gerekli dirgenle
bir güzel hallolunca yığılır tınaz
badas edilirdi topraklı dene
ağızlarında taşımaya başlar
zahireyi karıncalar
daha sabahın seherinde
ortalık ağarmadan
sanki ortak çiftçiye
kimi gazyağı dökerdi, kimi DDT.
karıncalar bir sabah kahredercesine
çıkarıp yığıvermişlerdi
günlerce çektikleri taneyi
dedem karınca küreninin
etrafını DDT’leyince
“-hani gurdun-guşun hakkı”
“-önce eşref-i mahlukatın isdikbali
garınca beninen sürdü ekdi yoldu da
sap mı sardı”
kimbilir karıncalar taneyi neden çıkarmıştı
dedem ettiklerine de
söylediklerine de pişmandı işin aslı
“-burdaki garınça Aydın Ovasından
doycak değil ya” dedi
…….
“-Rabbisi baksın-görsün gari”
…
“-bizden bu gadak”
Kayıt Tarihi : 20.11.2007 17:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)