Hiçbir şey, barış ortamının güvenine değişilmez
Karışıklık, dalgalı düşler, düşenceler, güldürmez
İnsan hırsı zincirlerini kopardı mı sonu gelmez
Bilgi sağa sola yalpalarken insana fayda vermez
Düşün, ortalığı gevezeler kaplamışsa, son nedir?
Kara bela insana geldi mi, kaçacak yer neresidir?
Bir kıvılcım hırsın ucunda patlarken, kim ateştir?
Suya sabuna dokunmayan düşler kurmak esarettir
Saydın mı ne çok fincancı katırları var kaçırılan
Beyinler zıp zıp zıplarken, öfkedir bolca akıtılan
Zemberekler boşalmış, ellerde silahlar patlatılan
İnsan alabora, akıl fora, kin, duygularda durulan
Hiç kimse sanmasın, hayatın sonu var, yolcuyuz
Üç günlük ömre sığdırılan dünyada yaşatılıyoruz
Üç çatlak zaman, yağmurlar altında yıkanıyoruz
Düşündün mü ne çok saçmalıklara dayanıyoruz?
Seni bilmem, biraz deliyim, büyüğüm sıfırdan
Senin düşlerin harikadır benimkiler ise sıradan
Başıboş dolaşırken hayatta, son gelir hesaptan
Son dedimse bu dünya değil, gelir arkasından
Sırat dedikleri, kıl gibiymiş, ipten ince, keskin
Öğrendiğim bilgiler beynimde oturuyor miskin
Kavganın ortasında düşler kurabilir misin sakin?
Elveda çek yapabilirsen nefrete, artık dursun kin
Kargalar çok ortada, insanlar düşmüş arkasına
Burunlarını sokuyorlar her tarafa, dayan sonuna
Bir katmerli bela, kavruluyor güneş kıvamında
Belalardan nasip aranıyor, azgın çıkarları adına
Rahat dediğin şey kalın çuvaldız sürekli batar
İnsan bu, deli danalar gibi, etrafında bela arar
Bir eli yağda, bir eli balda da olsa, azdırır çıkar
Mevkiler makamlar, ateş olur insanları yakar
22.01.2010 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 22.1.2010 00:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (24)