İzlerinde muştusu var en gamlı hülyanın,
Loş ışıklar altında kaderini ararken.
Sanki omuzlarında bütün yükü dünyanın,
Harami aynalarda saçlarını tararken.
Solukları yarışır , gecenin karasıyla.
Ardından koştuğunda mazi denen hayalet!
Envai çeşit suret görünür sırasıyla
Gösterirler değiliz , yalnızca kemik ve et.
Küf kokan caddelerin ikircikli taşları,
Andırıyor bir seli şehirlere dağılmış.
Bu değirmen öğüttü nice yalnız başları
Gecikmişlik harcıyla yıllar yılı karılmış.
Islıklara sığınır , anılardan kaçarken.
Çatallı yılan olur , kıvrılıverir yollar.
Yer altında hortlaklar dokuz tahta sayarken,
Gökyüzünden inecek fecr-i sadığı kollar.
Islak kaldırımlarla selamlaşır o saat,
Her adımda sırtına bir hançer durduğunda.
Yıkık dökük harabe odasında fecaat
Akıyor yalnız adam hayaller kurduğunda.
Kabristanda semirmiş bir ağaç karşısında ,
Duruyor ellerinde yasak meyce cinlerin.
Paltosunu asıp da rüzgarın şarkısında
Raksını seyrediyor , keşkelerin dünlerin.
Her levhada bir tarih saçlarını ağartan.
Dikiliyor önüne mağrur ordular gibi.
Gözlerinin altını hüzme hüzme morartan,
Uykuları kaçırmış nursuz geceler gibi.
Yarasalar uçuşur ,kanatları pişmanlık.
Ufukta yankılanır sırtlan gülüşmeleri.
Var oluşundan miras , dişlerinde düşmanlık.
Gölgelerle her akşam kanlı dövüşmeleri.
Benliği çekmez artık zifiri karmaşayı
Zihnindeki bir batman tonlar ile müsavi,
Son treni kaçırdı , kıpkızıl temaşayı,
Göremez asırlarca uğraşsa da müdavi
Iskartaya ayrılmış köhne radyo misali,
Geçmişten haber eder, tozlu ölgün gelecek.
Alnındaki çizgiler , o seslerin emsali.
Bu bekar sokaklarda akşam vakti ölecek !
Kayıt Tarihi : 12.9.2019 03:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!