ŞANLI TARİHİM
Ey fesat düşünce ey nankör emel
Yıkılır geçilir koyduğun engel
İyi bak tarihe ve kendine gel
Şan şöhret doludur şanlı tarihim
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Alkışlayarak okuduğum çok manidar şiirdi. Tebrik ederi esenlikler dilerim.
Birkez daha bu güzel şiirdeyim ... kabul buyurursanız hocam..
Bayrağım onurum,canımdır benim
ona yan bakanı,ezer geçerim
başımın üstünde,ay la yıldızım
gururumdur benim şanlı tarihim.....// Canan EREN
Saygımla
canan hanım teşekkürler gereken yapıldıı
Alpaslanlar çıkar muratlar olur
Fatihler hep yaşar,yavuzlar kalır
Her yurt sever insan Atatürk olur
Mertliğin elidir şanlı tarihim
___________
Ne güzel bir şiirdi tarihi gözler önüne seren ..
Gurur duydum ben bu kalemden ..hemen aklıma Yahya Kemal Beyatlının o muhteşem şiiri Akıncılar düştü ;
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi 'İlerle!'
Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle
Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan
Bir gün yine doludizgin atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla
Cennette bu gün gülleri açmış görürüz de
Hâlâ o kızıl hâtıra gitmez gözümüzde
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
_________ şiirinizde o kadar değerli Yusuf hocam..Son dörtlük şiirin özü olmuş.......
Kem gözle bakmayın kardeş oluruz
Zorluklara karşı. Yoldaş oluruz
Her soruna arar çare buluruz
Çözümün elidir şanlı tarihim
........ ÇÖZÜM TARİHİMİZDE YATIYOR... Biz her savaşta omuz omuza birdik beraberdik ve tüm yüreğizden işte bu birlik ve beraberliği istiyoruz .. ant10
Saygımla
Vatana göz dikenleri sevmedik
Esarete asla boyum eğmedik
Dost elini uzatana değmedik
Merhamet balıdır şanlı tarihim
----Yusuf hocam çok beğendim yürek sesin ve vatan sevgi yurt sahiplenmen hiç bitmesin kutluyorum sizi ve bu güzel eserinizi saygılar sunuyorum .
,brahimbey teşekkürler ilgniz evebeğeninize
Hocam !
yüreğine sağlık dolu dolu tam puan muhabetle
buda acizane
Destan-ı Türk
At bindik, at sürdük,
Yay gerdik, ok attık,
Merde değil, namerde kılıç çektik,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.
Hunlarla tarih sahnesine çıktık,
Oğuz Hanla destanlaştık,
Kürşat’la aşılmaz Çin setini aştık
Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.
Göktürklerle ilk ismimizi aldık,
Orhun da abideyi belgeyi yazdık,
Ural’ları aşıp Avrupa’ya vardık,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.
Sal-tuk Buğra Hanla İslam olduk,
Dede Korkutan öğüt, Yesevi’den feyiz aldık,
Türk İslam sentezini kurduk,
Ezelde Türk’tük, halde Türk üz.
Asya’nın bağrından çıktık,
Atilla’yla Avrupa’nın kalbini deldik,
Dosta dostluk, düşmana korku saldık.
Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.
Malazgirt de Alparslan’la zafere ulaştık,
Anadolu’nun kapısını ardına kadar açtık,
Romen Diyojen’i esir aldık, misafir eyledik,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.
Güneyde Yemen’e kadar aldık,
Kuzeyde nerdeyse kutba dayandık,
Akdeniz’i Türk gölü yaptık,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.
Bir öldük bin dirildik,
Binlerce savaşa girdik,
Nice alınmaz kalalar aldık,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.
Onca imparatorluk kurduk,
Çağ kapattık, çağ açtık,
Orta çağın karalık zulmetini yıktık,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.
Kılıçla değil, ilim irfanla savaştık,
Medreseler açtık âlimler yetiştirdik,
Her konuda, her sahada başa güreştik,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.
Hiçbir yeri yakıp yıkıp talan eylemedik,
Karanlıklar içindeki Avrupa’yı aydınlattık,
Her yerde medeniyet, uygarlıkta iz bıraktık,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.
Ötüken, Ergenekon, Manas da destan yazdık,
Düğüne, toya gider gibi savaşa kucak açtık,
Türk olarak doğduk Türk olarak yaşadık,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.
Hep zulmet-i zilletle savaştık,
Haktan, hukuktan, adaletten hiç ayrılmadık,
Hiç kimsenin diline, dinine, ırkına karışmadık,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.
Çanakkale’de Atayla destanlaştık,
İstiklal uğrana dede torun ölüme kucak açtık,
Bir ülkü, bir devlet değil, dünya ile savaştık,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.
Bunlar bizim şanlı tarihimiz,
Şanla şerefle dolu mazimiz,
Tarih bizi biz tarihi yazarız,
Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.
Bilal ÖZCAN
sevgili dost bilal özcan şiirime gösterdğiniz ilginin yaanında güçlü kaleminizdençıkan desatn_ı türk şiirinizide paylaçmnızdan son derece mutlu oldum teşekkürelr
Geçmişini bilmeyen bir ulus bugünü de bilmez. Tarih mutlaka belirgin ana başlıklar la sunulmuş toplumlara inceden inceye bunun ayrıntıları anlatılmamıştır. Konuya en yakın olan araştırmacı tarihçilerdir. Kaleminizi kutluyor, başarılar diliyorum. İnsanları insan yapan onun yaşadığı kutsal destandır. Destanları yaratan yiğitlik, mertlik ve kutsal vatandır. Sevgilerimle.
yüreği tarih kitabı olan usta şairin bu güzel şiirini okumama imkan sağladığı için teşekür ederim eline sağlık saygılarımla
İnsan belli bir coğrafyanın içinde doğar. Bu coğrafya onun yurdudur. Yurttaş olma bilincinin en önemli yapıtaşı vatan bilincidir. Bu bilincin örgüsü ise dil ve tarih dokusuyla örülmüştür. Bu bilinçle yazılmış güzel şiirinizi kutluyorum Sayın Yusuf Değirmenci. Selam ve saygılarımla.
Vatan sevgisiyle çarpan ve Tarihimi keskin mısralarla özetleyen yüreği kutluyorum.Saygı ve selamlarımı sunuyorum.
tebrik ederim
Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta