Sanırsın ki etrafımda dostlarım pek çok,
Her gülen yüze bir sırdaş buldum sanırsın.
Yanımda sevenim, elimi tutanım, dostum çok,
Bu kalabalıkta yalnızlığı unuttum sanırsın.
Gönlümün sofrası her gelene açıktı,
Deyiverdim derdimi, dinleyenim boldu.
Kimi zaman güldüm, kimi zaman ağladım,
Omuzumdaki yükü bölen bir el oldu.
Gel gör ki, hayat bir bıçak gibi keser,
Gözümden bir yaş süzülür, dilim bağlanır.
Döner de bakarsın o geniş, o kalabalık yere,
O an, tüm ışıklar sönmüş gibi kararır.
Kimsenin sesi duyulmaz, kimse bakmaz yüzüne,
Ne o sevenler kaldı, ne de o sırdaşlarım.
En son kendi gölgen düşer önüne,
O bile, karanlıkta seni terk etmeye hazırlanır.
Bedenimde değil, ruhumda sızısı bu yaranın,
Ne bir ilaç ne de bir yâre merhem olabilir.
Anladım ki bu dünya, bir gölge oyunundan ibaretmiş,
Yalnızlık, doğuştan bize yazılmış bir kaderdir.
Şimdi bir köşede oturup izlerim sessizce,
Perde kapandığında alkışlar da kesilir.
Oysa ben, tüm o rolleri oynadım dürüstçe,
Hayat, nihayetinde kendi gerçeğini fısıldar.
Ne bir beklenti kalır ne de bir pişmanlık izi,
Sadece ruhumun en saf, en çıplak hâli kalır.
Öğrendim ki bu yolculukta herkes kendi yükünü taşır,
Ve en büyük dostun, yine kendine verdiğin değerdir.
Zaman, unutturmaz ama uyuşturur bu acıyı,
Bir zırh örersin kalbinin etrafına yavaşça.
Ne bir el uzanır artık, ne bir sitem, ne bir çığlık,
Yalnızlık, seninle birlikte olgunlaşır usulca.
Kendi kuytusunda artık ne güneş bekler ne ay,
Işığı kendi içinde yakmayı öğrenir sonunda.
Her fırtınanın ardından gelen o büyük sükûnet gibi,
Huzuru, o amansız yalnızlığın koynunda bulur.
Kayıt Tarihi : 5.12.2025 13:35:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!