Mübaşir, bu sesle bana haykırmıştı.
“Sanık Ayağa Kalk! ...”
Ve ben, hepinizin çok iyi bildiği,
Benim için binlercenizin hayal kurduğu,
O büyük İSTANBUL şehriyim.
Şimdi bir, sanık sandalyesindeyim.
Bir suçlu gibi yargılayacaklar, beni; İstanbul’u
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Güzel bir gözlem. Tebrikler.
mukemmel bir kurgu.siir muhtesem.basarılar...
Sn Pehlivan...
Harikasınız..
İnanın boğazıma bir şeyler tıkandı...
Hıçkırmamak için kendimi zor tuttum..
Bu kadar üzerinde oyun oynanan şehir...
Bu kadar gözlerin nazarı olduğu şehir
Bu kadar salyanın aktığı şehir
Kedi gibi ciğere bakan gözlere mazhar olan şehir
Fatih'in İstanbul'u O Her Zaman Türkündür ve
Türk kalacaktır...
Kaleminiz yüreğiniz dert görmesin...
Kutlarım...
Selamlar..
DİYECEK SÖZ BULAMIYORUM Kİ......
Oysa beni yargılayanları, daha dün akşam gördüm.
Beyoğlu sokaklarında, Vatan ve İstiklal caddelerinde,
Boyunlarına kadar batmışlar, pislik içinde,
Yaşatırlar mı hiç? Seni İstanbul, böyle bir yerde.
Elbette cezan sürgün olacak, yaban ellere,
Görüyorsun geleceğin bile bırakılmış şimdi yaban ellere,
Boşuna çırpınma herşeyi onlara bırakıp, çek git.
Yeter sana bu şan, şeref ve bu şöhret,
Bırak şerefsizlerin olsun, senin olan taşın ve toprağın,
Eminim ki, Ey yüce hünkar, İstanbul,
Yeter sana, şerefliler içinde adına dikilmiş bir mezar taşın.
SAYGILAR....
Münevver DÜVER
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta