Şairin Hayatı İle İlgili Bir Bilgi Girilmemiş
Eserleri
Ayrılık Senfonisi
Sensiz bu şehir karanlık
Sensiz bu şehir ıssız ve terk edilmiş
Yağmurun değdiği toprak kokusuna gözyaşları sinmiş
Buram buram gidişin kokuyor
Bu veda havası beni ürkütüyor
Bana senin kokunu getiren şehir
Şimdi neden kokunu benden uzaklara götürüyor?
Hırçınca esen rüzgâr saçlarını savuruyor
Duyuyor musun beni , yüreğinde hissediyor musun ?
Yağmur, rüzgâr, bu gökyüzü bize birşeyler anlatıyor.
Bu şehri seninle sevmiştim ben
Bana bu şehri sevdiren sendin
Sen olmasan sevemezdim , bu şehir seninle güzeldi.
Bu şehre, sokaklarına, denizine senin olmadığını nasıl söylerim şimdi?
Nasıl söylerim seni bana soran martılara, ağaçlara ve çiçeklere gittiğini.
Söylesem bile ne söyleyebilirim?
Hiç sevmedi mi diyeyim sevgilim?
Sizleri de benim gibi aldattı, masumluğuna , can yoldaşlığına inandırdı mı diyeyim ?
Onu bana sormayınız diye hırçın birine mi bürüneyim ?
Yada onlara seni unuttuğumu mu söyleyeyim?
Hiç unutmadım ki
Kendimi aldatabilirim fakat onlar bana inanmazlar ki
Şimdi yağmur yağsa ansızın kimseler anlamaz ağladığımı
Ne bilecek insanlar yüreğimde yağan o yaz yağmurlarını
Bana unutturduğun bayram şekeri sabahlarimi
Ve bana unutturduğun çocukluğumu
Bari bana o çocuk beni geri versen olmaz mı ?
Kendinle birlikte onu da götürdün benden kaldı geriye zavallı ruhum
Bavuluna nasıl sığdırdın bilmem ki
Hayallerimi, düşlerimi, umutlarımı...
Yürüdüğüm adımımda her sokak başında seni görüyorum
Ve bana gülümsüyorsun
Hemde öyle böyle değil sevgi dolu nazarlarla yüzüme bakıyorsun
Ah yapma şunu sevgilim yalvarırım yine beni aldatıyorsun
Sarhoş da değilim oysa neden her yerde hayalini görüyorum
Belki de aklımı yitirmiş olmalıyım
İlerdeki sahil kıyısındaki o şirin kafeyi hatırlıyor musun ?
Orada seninle ne güzel sohbet etmiştik
Kahveni ne de güzel yudumlamıştın öyle ve bana ne de güzel bakmıştın sevgiyle
Biraz da utangaçtı gülüşün .
Beni çok sevdiğini söylemiştin gülerek.
O an bir kuş olup kanatlanip omzuna konmak ve sen nereye gidersen git seninle gelmek istemiştim.
Deniz , sen ve martilar birde ruhumda plak gibi çalan o şarkı
Sözleri olmayan bir şarkı, güzel bir melodi
Seninle birlikte yazacaktım o müziğe lâyık sözleri, seninle tamamlayacaktım .
Lâkin sen gittin ansızın hiç beklemediğim en savunmasız anımda bu şehirde beni bir hiçkimse, kimsesiz bırakarak.
Martıların aşkla olan birbiriyle dansında
Issız bir yaz akşamında
Oysa bir sabah vapurunda bölüşüp yediğimiz bir parça simit kadar sıcacıkti, gerçekti ve efsunluydu seninle akşamlar
Ellerimle gökyüzünden yıldızlar topladım senin için yokluğun da , deniz yıldızları da avuçlarımda
Avuçlarına bırakmak isterdim sen giderken
Fakat sen onları da bavuluna koyar götürürdün
Belki de kıymetsiz birşeymişcesine üstüne başardın giderken sana olan sevgimmişcesine
Biliyor musun o kafe artık yok , deniz manzarası hala aynı
Senden sonra değişen şeylerde var elbet olacak da .
Bende aynı değilim bilmiyorsun
Zamanı sorarsan saat yine gittiğin vakit dokuza kala beş
O iskelenin deniz kıyısında önce gölgeni görmüştüm sonra seni , yüreğim bir serçenin kalbi gibi umutla heyecanla çarpıyordu sen yaklaştıkça
Yüzün sönüp giden yıldızlarla benzerdi
Kimbilir ruhunda ne hülyalar, ne düşler, ne umutlar sönüp gitmişti de onca zaman sır gibi benden gizlemiştin
Suçlu bir hırsız gibi telaşlı bir halin vardı
Biran önce yanımdan gitmek, uzaklaşmak ister gibi görünüyordun
Sabırsızdın ve neşesiz
Oysa tanırım seni ,sen hep neşeli hayat dolu bir kadındın.
Gelişinle gidişin bir olmuştu.
Tebessüm etmeye çalışmıştın acemice
Gözlerine bakmamdan adeta rahatsızlık duymuştun.
Gök gürültüsünden korkan çocuklar gibi korkmuştum.
Sana sen benim Yüzümdeki gülüş biranda solmuştu en ıssız tepelerde yetişen zambak çiçekleri gibi ulaşılmaz, birdaha asla dokunamayacağım
Gelincik çiçeğimdin sen benim herkesin görebileceği bir yerdeydin fakat herkesten sakladığım, sakindigim bir sır gibi.
Dışardaki ateş böceklerinin seslerini sende duyabiliyor musun ?
Hiç susmuyorlar sanki bizim şarkımızı söylüyorlar
Değişen birşey yok herşey aynı eskisi gibi
Herşey yerli yerinde duruyor bıraktığın gibi , tarağını da komidinin aynı çekmecesine bıraktım. Parfümün kokun da orada.
İtiraf etmek gerekirse, bağışla, saçlarını sevmeyi çok özledim.
Akşamlar yine aynı hatta denizin ufkunda görünen umutlarda
Denize bakınca dalgalar bile benimle konuşuyorlar sanki geleceğini söylüyorlar
Ne zaman diye soruyorum onlara
Bu defa cevap vermiyor, sessizliğe bürünüyorlar
Akşam ıssız, deniz durgun, dalgalar sessiz
Sen olmayınca bu yaz akşamları da çekilmez oluyor
Bu sessizlik beni korkutuyor sevgilim ; çocuklardan farksız oluyorum
Sana benim sevdiğim kadın olmadığını ve bana sevdiğim kadını getirmeni söylemiştim.
Sende geldim işte tanımadın mı beni demiştin, tanımamıştım.
Bedenin sendi, ruhun çok yabancı
Öyle hissizdin ki ölü gibiydi yüreğin sadece çarpıyordu.
Ruhunu ruhumda sıcacık hissedememiştim
Bu ilk kez oluyordu ve belki de son kez
O gün anlamıştım birşeylerin bittiğini
Uzun zamandır kendimizi aldatmıştık
Biz tükenmiştik , sen vardın, ben vardım
Bizden başka herşey vardı herşey de aynıydı fakat biz orada yoktuk.
Dünya ayaklarımın altından çekilmiş gibiydi sanki seninle birlikte herşey terketmişti beni şehirde.
Gökyüzüne baktım çaresizce yıldızları görmeye çalıştım
Hava da güzel değildi oysa
Yüreğimde esen soğuk rüzgarlar yüreğimi üşütüyordu ruhumla birlikte bedenim de titriyordu.
Ruhuma hücum eden rüzgâr gözlerime de dokunuyordu.
Bir dünya dolusu gözyaşı birikmişti gözlerimin içinde
Akıtamadım sevgilim ve bilsen bu öyle zordu ki
Hem Tanrı 'ya dua ettim ağlayabileyim diye hemde senin karşında bir çocuk gibi görünmek istemedim.
Bütün yaşlarımı ruhuma akıttım, gözyaşlarımı ruhuma hapsettim yüreğimdeki artık bana uğramayan sevda kuşları gibi
Seninle seviştigimiz o kara gecelerde ruhlarimizin bitmeyen o dansı tek ışığımızdı.
Önce bedenlerimiz sonra ruhlarımız bir ahenk içerisinde, içimizdeki müzikle ve tutkuyla birleşiyordu.
Biliyorum o ışık yanmaya hep devam edecek.
Aramızdaki o çekim, o arzu ve tutku bambaşkaydı.
Gittiğine hâlâ inanamiyorum
Sanki biryerlerden çıkıp gelecekmişsin gibi
Beni yeniden ; tutkuyla aşkla ve bir anne sefkatiyle sevecekmişsin gibi
Ansızın uzaklardan çıkıp ben hiç gitmedim ki diyecekmişsin gibi
Ah ! Umutlarım bir taş olsalar onları denize fırlatmak isterdim hırçınca dalgaların geri getirmeyeceğini bilerek
Belki o zaman silinirdin aklımdan ve ruhumdan
Sen bakma bana ve birdaha gelme geri
İnan bana gölgen bile artık mutlu edemez beni
Tek kişilik dünya kurdum kendime şimdilerde
Issız bir sahil kasabası deniz, kum ve ben
İnanmayacaksın ama ,sen olmadan daha mutluyum
Kendimle mutlu olmayı her geçen gün biraz daha öğreniyorum
Ama gelirsen kapım yine sana açık
Yüreğim değil üzgünüm
Uzaklardan gelen senelerce görmediğim bir arkadaşım gibi ağırlarım seni
İçten de davranırım bilirsin beni
Fakat hepsi o kadar
İki yabancı gibi güzel vakit geçirdikten sonra ayrılırız
Gün ağarınca bambaşka dünyalara doğru yol alırız
Birbirimizin ruhuna dokunmadan , ruhlarımız incitmeden ; incitmeksizin
Ruhlarımız kör ve lâl olur birbirimize
Duymayız bir zamanlar ruhumuzda çalan en güzel şarkıları
O neşeyle, aşkla çarpan kalbin şimdilerde bir kaya gibi , bakışların ruhsuz
Geçen zaman bizden neler götürmüş; ruhlarımız birbirini hiç duymamış
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!