… Aşk bugünündür; dostluk dünün ve yarının.
*
… Güneş bile, batacağı zaman ışığını bol bol dağıtır…
*
… Hürriyet çok pahalı bir maldır; bedava değil, para ile verirler: Paranın en kıymetlisi ile, kırmızı kanla…
*
Bir düşünce kurcalar kafamı:
Yatakta, başım yumuşak yastıkta mı ölmeli?
Yoksa bir karanfil gibi mi solmalı yavaşça,
gizli bir kurdun içten içe kemirdiği?
Sessiz sedasız eriyip gitmeli mi yoksa
boş bir odaya bırakılmış mum gibi?
Biricik çiçeğimdin sen benim
Soldun, yaşamım çöl oldu gitti
Parlak güneşimdin sen benim
Battın, geceler içindeyim şimdi.
Düşlerimin kanatlarıydın sen benim
Öyle kolay sanma sen bu işi, kardeşim,
hemen kalkışma tellerden şarkılar döktürmeye!
Sazı bir kere eline almaya göresin,
bir görev yüklendin demektir, bilesin,
çok ağır bir görev, ve belâlı.
Geldinse anlatmaya yalnız kendi derdini, kardeşim,
Ağaç olurum eğer ağacın çiçeği isen...
Sen çiy isen ben çiçek olurum
Çiy olurum eğer güneş ışığı isen...
Sırf birleşelim diye.
Ey güzel kız, sen sevmek isen,
Aşk benim için ne idi? Çok kere, gözyaşından bir ırmak. Üzerinde hafif bir sandal yüzüyordu; içinde sandalcı benim ruhum ve onu iten rüzgâr ahlarımdı.
Aşk benim için ne idi? Istırapların ormanı. Sık merkezinde kurtların bağrışı ve yarasaların çığrışı duyuluyordu.
Aşk benim için ne idi? Kelebekleri kovalıyan, bir hendeğe yuvarlanıncaya kadar soluk soluğa koşan akılsız, budala bir küçük çocuk.
Hiç bilmezler kadrini senin, ey kutsal şiir!
Soysuzlaştıralım şunu, derler,
alırlar ayaklar altına seni,
bir güzel çiğnerler.
Kulak ver şu imansız papazların çığlıklarına:
Yokmuş farkın bir beyzadenin salonundan,
Daha çocukluğumda,
Dinlemiştim bu masalı:
Su, rüzgâr ve namus
Bir gün saklambaç oynamışlar.
Önce su saklanmış;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!