ŞAİR / OZAN GÖZÜYLE TOPLUMSAL ŞİİRLER – 4
Sandalyesi Olmayan Masaya
Göremezsin bilmediğin şeyi
Tanımlamaya çalışırsın da
Yaklaşırsın en fazla
El yordamıyla
İçimdeki sıkıntının
Bilememek ne olduğunu
Boğuluyorum
Ve anlıyorum ki
Tanrı bilinmeyende
Korkuyorum kendimden
Sanrılarımda ters düşerimde
Kendime
Bu ben değilim bilirim
Bilirim düz yazı gündüz ise
Geceye düşer şiir
Süslesin diye düşlerimi
Ama bilemem
Hayatın sırrı ne vs
Ahkam kesemem
Şiir dize getirmek
Tanımlanamayanlarımı
Seninde,
Seninde elbet
Bir öykün olmalı
Sandalyesi olmayan masa
30/9/2004
Nurten Aktaş
Merhaba,
Günümüz şiirinde çokça tartışılan bir konu var. Şair anlaşılmak zorunda mıdır?
Şiir ve şair var oldukça bu soru gündemini koruyacaktır elbette.
Bence bazen şair anlaşılamaz, ancak, şiir ve şair anlaşılmak zorundadır. Tarzı ile kabul edilmiş bir çok şair bu fikir etrafında görüş birliğine sahiptir.
Diğer bir görüş ise şairin anlaşılması halinde, şiirin de anlaşılacağı. Bu nasıl olacak sosyal yaşantısı statüsü beklentileri vs.vs. say oğlu say.
İyi güzel ama hayat boyunca kaç şiir okur / kaç şair tanırız ki!
Şairi ve kalemini tanımak adına dostum Deniz ŞAHİNOĞLU (Ozan Engini) ile bir akşam, bir şairi sizlere daha iyi anlatmaya karar verdik. Tanıtmak diyemiyorum. Zira bu kişi bir çok kişinin tanıdığı Nurten AKTAŞ.
Nurten AKTAŞ kimdir ve yazımıza konu özelliği nedir sorularının cevabını Deniz ŞAHİNOĞLU dergimizin bir önceki ve bu sayısında verdi. Önümüzdeki sayılarda da anlatmaya devam edecek. Nurten’in en büyük engeli toplumu yansıtacak.
Bu fasıladan sonra asıl konuya dönüyorum. “şair anlaşılmak zorunda mıdır? ”
Şahsi kanaatim anlaşılmayan şiiri neden okuyayım şeklinde sabit. Zira üstad Paplo Neruda “Şiir, yazanın değil, ihtiyacı olanındır.” diyor. Ve bu sözlerde görüşlerimi destekliyor bence.
Göremezsin bilmediğin şeyi
Tanımlamaya anlarsın da
Yaklaşırsın en fazla
El yordamıyla
Dizesine anlamadığımız bir şeyler saklamış Nurten AKTAŞ, ancak şiire ilk mısrasından not vermek haksızlık olur. Şair mutlak olarak bu dizelerde içindeki sıkıntıya gönül bağı dert ortağına ise el yordamıyla yaklaştığını açık dille ifade etmektedir.
Şairin şiirinde sakladığı “Ve anlıyorum ki Tanrı bilinmeyende” ifadesi ne kadar arayış ve isyan içinde olduğunun göstergesi ise de en değerli ustalardan biri
Kâinatı sen yarattın
Her şeyi yoktan var ettin
Beni çıplak dışar attın
Cömertliğin nerde senin
(BU ÂLEMİ GÖREN SENSİN- Aşık Veysel)
diyerek Tanrıya yakarışını ve isyanını dile getiriyor. Burada şairi anlamak için değerli usta ve Nurten AKTAŞ arasında basit bir bağ kurmak mümkün. Onlar yaşadıklarını biliyor, bizse onlardan farklı olarak bunları bilmiyoruz.
Şiirinin bir çok noktasında anlaşılmaya çalışıldığında aslında derin anlam bulundurabilecek kelimeler kullanmış Nurten AKTAŞ.
Anlaşılan o ki şairimiz belki isyan içinde ve Yar’adana ulaşıp, sığınamadığı içinde onun gizeminin büyüklüğünü kabul ediyor. Ancak, şair şiirimizde yakarışı neden ve kime yapmakta sorusuna elbetteki son mısrada “Sandalyesi olmayan masa” diye cevap veriyor.
Görüldüğü gibi şiir de hiçbir şekilde gizem yok. Kelimeler gayet açık ve Türkçe. Yine de okuyucu olarak zihnimde cevaplanmayan sorular var. Mesela Sandalyesi olmayan masa ne demek? Şair ne demeye çalışıyor. Burada, bu soru sorulduğunda, şair “ben anlaşılmak zorunda değilim” diyerek savıştırmak yerine aslında sakladığı gerçeği sunmaktadır.
Şair nesneyi olduğundan farklı gören kişidir şeklinde tanımlar oldukça yaygındır. Aslında sandalyesi olmayan masa, bildiğimiz alala de bir masa. Özelliği yanında oturmak için sandalye bulunmaması. Nesne imgeye saklanmak yerine, aradaki kişi bağı ile bir imgeye sağlanmış.
Bu masa Nurten AKTAŞ’ın masası. Çünkü şair sandalyeye bağımlı yaşamaktadır. Şiirde konuşması gereken kişi sandalyesi iken, onun yerine, masasıyla dertleşmeyi tercih eden Nurten AKTAŞ, bütünleştiği sandalyesi kırk dirhem yükünü taşırken, yeni bir dert ortağı olarak masasıyla dertleşiyor adeta.
Peki bireysel anlatım ve diyalog içeren şiirin yazımıza konu olacak toplumsal olan yanı nedir?
Toplum aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümünü ifade eder.
Elbette toplumdaki her kişi ayrı ayrı birey ve toplamında yine toplumu oluşturur. Bireylerin ayrı ayrı olsa da müşterek sorunları dile getirme yöntemleri yine bireysel yol izler. Toplumcul felsefe itibariyle, görüşe dayalı düşünce ve değerlendirme sistematiğine sahiptir birey.
Bu izahata göre bireysel olan her yaşanmışlık, toplumsal yana sahiptir. Hele şiirde anlatılmak istenen özrün, toplumumdaki özürlü sayısı baz alındığında ülke genelini ilgilendiren yanı dikkatten kaçmayacaktır.
Konu ile ilgili olarak bir akşam üzeri Nurten AKTAŞ ile yaptığımız mülakatta özürlüler ile ilgili olarak ilginç noktalara temas etmişti.
Ekonomisi sürekli alarm veren toplumumuzda özürlüler için bir şeyler yapılmış olsaydı da zararda olsaydık hani gam yemezdik. Başımız dik gezerdik.
Çaldırmadık insanca yaşam sağladık deme lüksümüz olurdu elbet.
*
Yazımıza konu “Sandalyesi Olmayan Masaya” isimli şiirde sevgili Nurten AKTAŞ şairin topluma karşı sorumluluğunu bireysel olarak yerine getirmiştir elbette.
Ortak payda da buluşmak adına bireysel anlatım şiir. Bireyden tüme varım yolunun da bir örneğidir.
*
Görüldüğü üzere şirin anlaşılabilir evrensel dili gayet anlaşılır olmak zorundadır ki bireysel olan sorunların toplumsal yanı görüle bilsin.
Başka bir örnekle son yüz yılda kaç kişi, şair olsun olmasın, aşk şiiri yazmadı ki! Ama aşk hakkında söylenecek şeyler henüz bitmedi ve hala şiirin bir tanımı yok.
Sonuç olarak, şair anlaşılır olsun yada olmasın, şiirin evrensel dili sayesinde şiir yazana değil ihtiyacı olana ait olacaktır.
Ancak ben bu şiire sahiplenmek isteyenlerin sayısının umduğumdan az olmasını diliyorum.
İbrahim İMER
Ankara, Kasım 2008
Kayıt Tarihi : 1.9.2011 22:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
YAYINLANMIŞTIR

Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
Tebrik ederim
Yaşayacaklarınız,
Yaşadıklarınızdan daha renkli,
Daha hareketli,
daha bereketli
Geçmesi temennisi ile Doğum gününüzü tebrik eder
Sağlık
Afiyet
Başarı dolu bir ömür
Yüce Rabbimden niyaz ederim
Osman ERDOĞMUŞ
SAKARYA
Sanrılarımda ters düşerimde
Kendime
Bu ben değilim bilirim
Bilirim düz yazı gündüz ise
Geceye düşer şiir
Süslesin diye düşlerimi
Ama bilemem
Hayatın sırrı ne vs
Ahkam kesemem'
Anlayabildiğimi sandığım şairin, anladığımı sandığım, güzel bir şiiri... İçtenlikle kutluyorum.
mükemel anlatım tarifsiz bir paylaşım
gönlün şen hayalerin gerçek
yarınların aydınlık ve ilhamın bol olsun
TÜM YORUMLAR (4)