Sandalımı Yüzdüren Irmakların

Avucunda parlayan mücevhere tutuldum
Saçındaki hilâli seyrettim günler boyu
Zaman seninle zaman, an seninle bir yudum
Hatıra yazdım; deniz öpüyorken bir koyu

Ümitler gözlerimde sakın geç uyanmasın
Sandalımı yüzdüren ırmakların yanmasın

Bu buket senin şehlâ bakan gözlerindir, bil
Bu efsane seninle bir boyut kazanıyor
Seherin dudağında ıslak mavi bir mendil
Her sabah yeniden bir mechûle uzanıyor

Vakitsiz doğumlara yüreğin aldanmasın
Sandalımı yüzdüren ırmakların yanmasın

Dilim-nutkum dolaşık, bağışla telaşımı
Kelimeler harmana serpilen ekin değil
Endişeler sararsa dik durmayan başımı
Muhit eskisi gibi yüreğe tekin değil

Hayal ufkun yalancı fecirlerle kanmasın
Sandalımı yüzdüren ırmakların yanmasın

İsterim ki leylâklar açsın sıcak bağrında
Güllerden bir donanma kurulsun eteğinde
Bütün bir istikamet feda olsun uğrunda
En güzîde lezzetler çoğalsın peteğinde

Bal peteğine yaban arılar dadanmasın
Sandalımı yüzdüren ırmakların yanmasın

18.10.2004
Zaandam