Sana kapımı her açtığımda, sandal ağacı kokusu doluyordu odama... İlk geldiğin gecelerin birinde' sende aradığım ne' dediğinde bana, 'belki de birbirimizin hüznünde gözümüz var' demiştim sana. Gecenin bir yarısı hep aynı adrese koşuyorsa insan, ya dinlemek, ya anlatmak için çalıyordur o kapıyı. Ne diyordun?
-Neyim var ki anlatacak. Bir adam. Yorgun, bezgin...
Geceler iki gün arasına sıkıştırır insanı, ezer. 'Çözül' der. Kendinde çözülürsün de sonra akarsın bir yere. Yazılara, yabanlara, cümlemiz gibi cümlen gibi. Savrulursun da savrulursun Yorulursun bazen serseri ruhundan. Yorulursun taşmaktan. Kalmak istersin... Aktığında dolacağın bir çukur ararsın. Bulursun, dolarsın, durursun ve kalırsın... Durmak yorar seni. Kalmanın yetersiz olduğunu anlarsın. Aradığın kalmak bu değildir, başka bir şeydir. Anlatırsın. Denersin, denersin. Bezgin olur adın... Bırakırsın kendini, sürüklenirsin.
Anlatmaktan yorulmuş adam... Kıyıya vurmuş.
Duygularının kalmak istediği yeri arıyordun, kaybolacağın yeri arıyordun, karışacağın yeri arıyordun.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.