'inşirah'
bana yaralarınızı anlatın ey göçenler.
kanamalarımız benzer belki birbirine, konar göçerdir dinginliğimiz...
bir iğnenin kristal marpucu gibi can acıtıcı olabilirsiniz belki,
belki konar göçmezsiniz.
/aşkın pazarında canlar satılır
satarım canımı alan bulunmaz/
sana ellerimde küstüm çiçekleriyle geldiğim o salı sabahı,
senin ve benim gözlerimizde bir İstanbul akşamı hoyratlığı;
yağmur altı bekleşmelerinde
içimden geçirdiğim o inşirah gibi üzerimde biriken günlerin deli divaneliği...
/aşk döner içimde, içim aşkın içinde
aşk adamı vurur.
döner döner vurur
vuruldukça döner
döndükçe vurulursun/
sevgili acılarım,
siz ezelden çizilmiş bir yazgı
içimin kahırla çökertilmiş beyaz gökyüzüne,
üzerine sabır, tevekkül ve bir derviş sükutu eklenmiş lekesiz bir penguen saflığıyla konar göçersiniz...
ben belki cehennemî zifiriliklerde boğarken içimin gülen yüzlerini,
konarsınız da göçmezsiniz aklımın pamuk ipliğinden.
ağırlaştığında akşamlarım
tutarsınız gövdemi varlığınızın keskin bıçaklarına.
ben hala yağmurlar altında, elimde küstüm çiçekleri...
içimde bir inşirah neşesi
içimde bir salı sabahı,
ve yitirmişliğin arefesindeyken kalbim.
bilmenin rahatlığı konup göçerken aşkımın kalelerine.
'daha erken, daha çok çok çok erken' in kıvamıyla savurmuşken şiirlerimi..
ahh sevgili acılarım!
durursunuz mahremimin can boğazına.
/yusufu kaybettim Ken' an ilinde,
yusuf bulunur Ken' an bulunmaz/
ey ölüler.
içinizin tarih öncesine ait soğukluğuna yabancı değil deli divane göçerliğim..
sabrım sabrınıza benzer,
tanrım tanrınızdır.
İnşirahım inşirahınız...
/o halde nedir bölen yollarımızı bunca birliğe adanmışken/
ey ölüler
siz toprak medeniyetinin kurucuları
siz börtü böceğin yarenleri,
siz toprak ve su yalınlığının hamileri
siz 'külli nefsin zaikatü-l mevt' in tecellileri
ben/se
yeryüzünde öksüz koyduğunuz ümranın çelimsiz piyadesi.
ben yitirmiş bir salı akşamı yelekenliğinde içinin yarısını.
daha bilememişken güvercinin,
asanın, mektubun, aşkın, yitirmenin kaviliğini…
surlarınız alabildiğine çevirmişken ülkemin topraklarını
iç geçirir gibi bakıp durmayın içimin acı kokan haritasına
zira çekildi içimden 'aşk' dediğinizin sureti..
2004 istanbul
Yasir AhıskalıKayıt Tarihi : 8.6.2010 15:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yasir Ahıskalı](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/06/08/sancinin-iz-dusumu.jpg)
ben yitirmiş bir salı akşamı yelekenliğinde içinin yarısını.
daha bilememişken güvercinin,
asanın, mektubun, aşkın, yitirmenin kaviliğini…
surlarınız alabildiğine çevirmişken ülkemin topraklarını
iç geçirir gibi bakıp durmayın içimin acı kokan haritasına
zira çekildi içimden 'aşk' dediğinizin sureti..
Harika dizeler harika final..kutlarım...10 puan ve ant.Ufkun YAREN
TÜM YORUMLAR (12)