-- 0001 -Sanat Parisi - 15.000 - -Kuzey kıbrıs-43
Bilirsanmi...
Sanat Parisi...
Man sanati...
Sanat üçün etmam...
..
-- 0001 -Sanat Parisi - 15.000 - -Kyrgyz-42
Bilirsanmi...
Sanat Parisi...
Man sanati...
Sanat üçün etmam...
..
-- 0001 -Sanat Parisi - 15.000 - -Mogolian -50
Bilirsanmi...
Sanat Parisi...
Man sanati...
..
-- 0001 -Sanat Parisi - 15.000 - -Qazax40
Bilirsanmi...
Sanat Parisi...
Man sanati...
..
-- 0001 -Sanat Parisi - 15.000 -Sarajevo-55
Bilirsanmi...
Sanat Parisi...
Man sanati...
Sanat üçün etmam...
..
-- 0001 -Sanat Parisi - 15.000 - -Taciçe-61
Bilirsanmi...
Sanat Parisi...
Man sanati...
Sanat üçün etmam...
..
-- 0001 -Sanat Parisi - 15.000 - -Tatarian -62
Bilirsanmi...
Sanat Parisi...
Man sanati...
Sanat üçün etmam...
..
‘Bana onun kellesini getir’ yemeğinin ustalığı
Sanatın yeni merkezi
Heykeller müzede değil, lokantada sergileniyor
Bu heykeller bir lezzet, yemesi serbest
Türk gençliği işte! Sanat aşkıyla dolu yüreği
..
Sanat olamlı yaşamak
Her gün aynı sahnede
Aynı rutin melodiyle
Hayata aşık rolü oynamak
Sanat olmalı adı hayatın
Mutlaka sanat
..
canlar sevda ekiyordu o gece
orman puslu,ruhlar neşeliydi
renkler kendiliğinden sisliydi
bir sanat adamı düşünüyordu
o gece fırtınalıydı kırmızılar
kıpırdamıyordu ışıkları yıldızların
..
Bu senaryonun yazılma nedeni:
Erol Güngör tarafından 13 bölüm halinde yazılan “Nihavent Apartmanı” isimli TV dizi senaryosu, seyircinin beğeneceği umulan aşağıdaki nedenlerden dolay yazılmıştır. Beğenildiği takdirde devamı yazılacaktır.
1- Türk Sanat Müziği Şarkılarının okunduğu gazinoların kapanması, TV ve bilgisayarın öne çıkması ile, görsel bazı diğer müzik türlerinin daha fazla göz önünde olması nedenleri ile, Türk Sanat Müziğine eski nostaljik yaklaşımın, bu gün için azalması dolayısıyla bu senaryo, yeniden Türk Sanat Müziğine ilginin biraz olsun artabileceği düşüncesi ile yazıldı. Nihavent makamı, ismiyle ve melodisi ile kulağa en hoş gelen Türk Sanat Müziği makamlarından biri olup, dillerden düşmeyen şarkıların bir çoğu da, Nihavent makamında bestelenmiş şarkılardır. Bunu halkımız iyi bilir. Dizi çekildiği ve yayına girdiği zaman izleyenlerin, bu tür güzel şarkılardan biraz uzak kalmıştık, öz müziğimizin gazinolar zamanındaki eski görkemini hatırlattı bize diyerek, eski nostaljik şarkıları tekrar dinlemeye ilgi duyacaklarını umuyorum. Ben de bir besteci olarak bu açıdan bir senaryo yazarak, bu konuda bir katkım olsun istedim.
2- Dizinin bölümlerinde geçen şarkılar ve şiirler, seyirciyi sıkmayacak türde olup, tam aksine ilgi çekecek türden şiir ve şarkılar olarak düşünüldü. Apartmanın bir dairesinde gün aşırı yapılan kat sakinleri fasıl gecelerinde daha ziyade nihavent şarkılar okunduğu için, oy birliği ile apartmana bu ad verilmiştir. Okunan şarkılar, daha önce apartmanda oturmuş olan bir bestekâra ait eserlerdir. Dizide ayrıca güzel bir aşk hikâyesi anlatılmakta olup, ilgi çekecek türde kaleme alınmıştır. İlhan bey ile Su hanım arasındaki aşkın, seyircinin ilgisini çekeceğini umuyorum. Senaryo bir de bu sebeple yazılmıştır.
3- Konunun geçtiği apartmanda genel olarak örnek komşuluk ilişkileri ve dayanışması anlatılmaktadır. Birkaç aksi huylu kişi de senaryoda yer almakla birlikte, onların yersiz ve haksız sorun yaratmaları, apartmanda genel kat sakinleri dayanışmasını bozamamaktadır.
Not: Konu ile ilgili olarak Erol Güngör tarafından aynı adla bir de roman yazılmıştır. Eser, roman ve senaryo noterden tastiklidir ve 5846 sayılı yasa gereği koruma altındadır. 1.12.2008 Erol Güngör
..
Geçtiğimiz kış mevsiminde Ankara’ya geldiğimde merkezi Ankara’da bulunan ÇAMLIDERE VE DOĞA DOSTLARI DERNEĞİ yönetiminden bir davet aldım. Dernek Başkanımız Gazeteci Yazar Ali ÖCAL ve dernek yönetimindeki hemşerilerim beni dernek merkezinde her hafta düzenledikleri Çarşamba buluşmalarına devet ediyorlardı. Belirlenen gün geldiğinde şair dostlarımızdan hemşerim Ahmet EROĞLU ve yine dernek yönetiminden hemşerimiz Kadir CİVELEK beni Aydınlıkevler’den aldılar ve Yenimahelle’de bulunan dernek lokaline götürdüler. Dernek binasına girişimizde değerli dernek başkanımız Ali ÖCAL hemşerim başta olmak üzere; Ali GÜREL, Faruk ÇALIŞICI, Güresel EYLEN, Davut ERŞAHİN, İsmail ÇETİNER, Ümit KAYA, Mehmet YILMAZ, Hasan ERŞAHİN, Ali Fuat ATALIK, Hasan CEYLAN ve şu an tek tek isimlerini hatırlayamadığım Çamlıdereli gönül ehli hemşerilerim beni büyük bir içtenlikle karşıladılar, bağırlarına bastılar. Yıllardır gurbeti sıla bilmiş bir Çamlıdereli olarak doğrusunu söylemek gerekirse değerli başkanım Ali ÖCAL dahil bu hemşerilerimin bir çoğuyla ilk kez yüz yüze tanışma fırsatı buluyordum. O günkü toplantıya değerli hemşerimiz spor adamı ve işadamı Sami ALTUNYUVA’da kıtıldı. O akşam, gecenin ilerleyen saatlerine kadar şiirden, edebiyattan, sanattan ve spordan konuştuk, doyumsuz bir sohbet yaptık.Gerçekten böylesine gönül ehli ve Çamlıdere sevdalısı hemşerilerimle tanışmaktan ve birçok konuda ortak görüşlerimizi paylaşmaktan büyük keyif aldım.
O akşamki sohbetimiz esnasında; kurucusu bulunduğum Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu olarak Amasya’nın Taşova İlçesinde her yıl düzenlediğimiz, bu sene üçüncüsü yapılan ve artık geleneksel hale gelen BORABOY ŞİİR GÜNLERİ etkinliklerinden de söz edildi. Acaba böyle bir şiir ve sanat etkinliğini “Kendi memleketimiz Çamlıdere’de de yapabilir miyiz? ” sorusu çerçevesinde karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. Sonuçta 26-27 Haziran 2009 tarihinde ÇAMLIDERE ŞİİR GÜNLERİ adı altında bir şiir ve sanat etkinliği düzenlemeyi kararlaştırdık. O akşamki sohbetimizi müteakip etkinlik tarihine kadar geçen süre içerisinde sık sık dernek yönetimimizle iletişim halinde olduk ve etkinlikle ilgili hazırlıkları günü gününe takip etmeye çalıştık. 22-23 Mayıs 2009 tarihlerinde üçüncüsünü tertip ettiğimiz BORABOY ŞİİR GÜNLERİ etkinliğine derneğimiz yönetiminden Faruk ÇALIŞICI, Gürsel EYLEN, Hasan CEYLAN, Mehmet YILMAZ ve Ahmet TEZCAN’dan oluşan beş kişilik bir heyet katıldı ve derneğimiz adına etkinliğimizin onur konukları oldular. Nihayet ÇAMLIDERE VE DOĞA DOSTLARI DERNEĞİ öncülüğünde bu sene ilk kez düzenlenecek olan ÇAMLIDERE ŞİİR GÜNLERİ etkinlik tarihi gelip çattı. Amasya’daki yoğun iş programlarım ve tamamlamam gereken işlerim nedeniyle ancak etkinlik tarihinden bir gün önce izne ayrılabildim ve 24 Haziran 2009 Perşembe günü Çamlıdere’ye geldim. Çamlıdere’ye iner inmez ilk işim şair dostlarımızı konuk edeceğimiz Çamkoru İzcilik tesislerine gidip, o mekanları gezip görmek oldu. Çamkoru İzcilik tesislerinde İzcilikten sorumlu Bakanlığımız yöneticilerinden Barbaros YILMAZ ve Tesis Müdürümüz değerli hemşerim meslektaşım Yücel KAYA hocamdan bilgi aldım, son hazırlıklar tamamlanmıştı.
Etkinliğin ilk günü, yani 25 Haziran 2009 Cuma günü sabah saatlerinde yanıma eşimi ve iki kızımı da alarak Avdan Köyü önünde Çamlıdere – Çamkoru yol ayrımında Çamlıdere’ye gelecek konukları beklemeye koyulduk derken ilk görünen araçtan değerli dernek başkanımız Ali ÖCAL ve değerli eşleri, değerli hemşerim Gürsel EYLEN ve değerli eşleri ile programda güzel bir şiiri seslendiren Çamlıdereli öğrenci hemşerimiz Sevim BEKTEMİR kızımız indiler, birbirimizle merhabalaşıp kucaklaştık. Birkaç dakika sonra şair dostlarımızdan Hünkar DAĞLI kendi özel aracıyla geldi ve onun ardından da Çorumlu şair dostlarımızdan Rifat KURTOĞLU kendi özel aracıyla buluşma noktasında durdu. Aşık Kurtoğlu ile ilk kez burada yüz yüze tanışma fırsatı buludum ve böyle bir gönül dostunu tanımaktan kendi adıma mutluluk duydum. Birkaç dakika sonra da Ahmet EROĞLU ve Faruk ÇALIŞICI refakatinde Ankara’dan toplu olarak harek eden şair dostlarımız geldiler. Kısa süreli bir hoş beşten sonra hep birlikte Çamkoru İzcilik tesislerine gittik ve birlikte öğle yemeği yedik. Öğle yemeğinin ardından vakit kaybetmeden yine hep birlikte Çamlıdere İlçe merkezine geldik. Erkek katılımcılar Cuma namazı için Çamlıdere merkez camiine gitmek üzere dağılınca bayan katılımcılar Belediye Düğün salonunda dinlendiler. Cuma namazını müteakip tekrar toplanıp kısa bir şehir turu yaptık; Çamlıdere merkezinde kısa bir yürüyüş ve ardından şehir girişindeki Kamil Bostan parkında fotoğraf ve kamera çekimleri yapıldı, dernek başkanımız Ali ÖCAL burada yüksekçe bir yere çıkarak misafirlere Hoşgeldiniz dedi ve Çamlıdere hakkında kısa bir bilgilendirme yaptı. Ardından İlçemize yeni yapılan spor sahası ve kapalı spor salonu gezildi ve en son olarak da Çamlıdere’nin manevi sembolü Şeyh Ali Semarkendi Hazretlerinin Türbesi ziyaret edildi. Türbe ziyareti esnasında, katılımcı hocalarımızın ve şair dostlarımızın hayranlıklarını gizleyemedikleri gözlemlendi. Akşam saatlerinde Çamkoru’da toplu olarak yenilen akşam yemeğinin ardından GELENEKSEL SİNSİN ATEŞİ VE OYUNUUNU izlemek üzere yine toplu olarak Çamlıdere yaylasına hareket edildi. Son altı yıldan beri ilk kez oynanan yöreye ait bu özel oyun katılımcı sanat dostları ve kalabalık bir izleyici grubu tarafından ilgiyle izlendi. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren sinsin oyununun ardından, misafirler konuk edildikleri Çamkoru izcilik tesislerine döndüler ve geceyi burada geçerdiler.
Ertesi gün, yani etkinliğin ikinci günü 26 Haziran 2009 Cumartesi günü izcilik tesislerindeki sabah kahvaltısının ardından katılımcılarla birlikte Çamkoru Göleti ve mesire alanı içinde bir gezinti yapıldı. Öğleye yakın saatlerde de etkinliğin Şiir Dinletisi bölümünün sunulacağı ALUÇDAĞI FESTİVAL ALANIN’na hareket edildi. Burada katılımcı şairler ve misafirler Çamlıdere Doğa Dostları Derneği Başkanı Ali ÖCAL ve dernek temsilcileriyle, Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu Kurucusu Taşova İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Rıza ATASOY tarafından karşılındı. İlk gelenler arasında İlçe Kaymakamımız Hüseyin PARLAK ve İlçe Belediye Başkanımız H. Caner CAN vardı. Öğle yemeği olarak katılımcılara ve izleyicilere Ankara döneri ve ayran ikram edildi. Çay molası ve festival alanındaki son hazırlıkların kontrolünden sonra etkinliğin şiir dinletisi bölümüne geçildi. Etkinliğin açış konuşmasını Çamlıdere ve Doğa dostları derneği Başkanı Gazeteci yazar Ali ÖCAL yaptı. Konuşmasında böyle anlamlı bir etkinliğin ilçemizde düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek; etkinliğe destek veren kişi ve kurumlara teşekkür etti. Ardından programın içeriğine ilişkin konuşmasını yapmak üzere mikrofona davet edilen Taşova İlçe Milli Eğitim Müdürü Eğitimci Şair Ali Rıza ATASOY ve ardından kürsüye gelen Çamlıdere Belediye Başkanı H. Caner CAN konuşmalarını ansızın bastıran sağanak yağmur altında tamamladılar. Yağmurun olanca şiddetiyle devam etmesi nedeniyle programa İlçe merkezinde Belediye Düğün salonunda devam edildi. Burada konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Çamlıdere Kaymakamı Hüseyin PARLAK, katılımcı şairlere hitaben şairane bir konuşma yaptı ve böyle anlamlı bir etkinliğin İlçemizde düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti belirtti. Etkinliğin şiir dinletisi bölümü Kızılcahamam Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencisi Asuman ARSLAN’ın kendine özgü yorumuyla Ali Rıza ATASOY’un TÜRBE / ÇAMLIDERE ŞİİRİ başlıklı şiirini seslendirmesiyle başladı, istek üzerine programın kapanışı da aynı şiirle yapıldı. Etkinlğin şiir dinletisi bölümünde her şair kendisine ait bir şiir seslendirdi ve akşama yakın saatlerde program sona erdi.
..
AMASYA SEVDASI ile BODRUM GÜNLERİ
*
25.07- 01.08.2015 tarihleri arasında Muğla Bodrum'da hem tatil yaptık hem de yıllardan beri hayal ettiğim mekanlarda Amasya Sevdası ile etkinlikler tertiplemek tanıtımlar yaptık..
*
‘’Amasya Sevdası Tanıtım, Turizm, Kültür Sanat Eseri tanıtımları, şiir sergisi ve imza günü etkinliğimiz muhteşem oldu..
İlgi yoğunluğuna sevindik. Amasya Sevdası danışmanı Canan Keskin de etkinliklerimizde fotoğraf çekimleriyle şairinden imzalı şiir satışlarıyla çok önemli öncülük görevi yaptı..
Amasya Sevdası yanı sıra baskıdan yeni çıkan ‘’TÜRKİYE SEVDASI ‘’ Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri de Amasya Sevdası alanlara armağan edildi.
..
BİRİ ÇALIŞIR, BİRİ GÜNDEME TAŞIR, BİRİ MUHAFAZA EDER; BİRİLERİ ADANIR AŞKLARA! .
Köylü; Emeğinin Terini Dökerken Toprağa, Sanat Dostu; Akan Teri Kaleme Alıyor! .
Köylü; Huzurlu Olsun, İNŞALLAH! . Sanat Dostu; VAKTİ ZAMANINDA: O DA KÖYLÜ İDİ! .
Ne Güzel; KÖYLÜ EMEK TERİ AŞIKLARI ile SANAT DOSTU AŞIKLARI: BİRLİKTELİKTEDİR! .
BİRİ EFENDİMİZ; BİRİ EFENDİMİZİN EMEĞİNİ KORUMA AZMİNDE, SANATLA ANLATI: AŞKA! .
..
Sağlık İçin Duacı Olan, Görev Azmi İçin Örnek Olan Anadolu Dostlukları Var! .
Sanat ve sanat dostu yoldaşlıkların paylaşımları ile yansıyabiliyoruz sevgiliye! .
Bizlere sanat adına örnek olan, Anadolu Dostlukların izindeyiz ve seviyoruz! .
Anadolu Yoldaşlıklarının, Anadolu Dostluklarının gölgesinde; insanlığa umut! .
Büyüklerimizin denetiminde önce sağlığımız ve sonrasında görevlerde azim! .
..
İnsan şu hayat içinde bilmediği bir kendi,
Renklerin cümbüşün de sanat,
Gel de anlat doğuştan köre rengi
Buyurun size sanat ,
Sanat ki sırrına bulunmaz dengi
..
Nezihtir, münezzeh ve müşerreftir,
Türk sanat müziği koromuz bizim,
Burhanettin hocam üstattır, şeftir,
Türk sanat müziği koromuz bizim.
Sabahattin, Erol, Fahrettin beyler,
İhsan bey gönlünü uduyla eyler,
..
sevgi aşk şiiri sun
dışla niçin insan at
tanrı seni korusun
yoksun etmesin sanat
tarihi düğün toyuk
şüphe yok asil soyuk
..
Sanat eserleri,
lisanları olmadığından,
sanatkârlarını dil ile ilan ve ifade edemeseler de! ..
Üzerlerinde yansıyan sanat ile
sanatkarlarının varlığına şehadet ederler..
..
Sanatsal paylaşımlarda geçerli olan ilişkilerin temelinde, illâ ki önemli bir bağ kurmak isteriz; böylesi bağların varlığı yoluyla da önceliklerimizi belirler, zaman ayırma şansına sahip olabiliriz. Oysa bu paylaşımların dosdoğru yapılmasını önleyen de aynı gerekçedir; dostluk. Çünkü dost, paylaşım yaptığı kişinin sanatı yerine; yaşamdaki diğer çıkarlarını, benliğini korumayı şiar edinmiştir. Aslında bu hedef şaşması olmasaydı; dostluğun temelinde bulunan karşılıklılık ilkesi; iletişim gücünü rezonansa getiren, pekiştiren bir tetikleyiciye dönebilirdi.
İlk olarak incelenmesi gereken, kavramlar dostluk, sanatsal paylaşım, karşılıklılık ilkesi olabilirdi konuyu irdelemek için.
‘Dost’ Kimdir?
“Sevincimi paylaştığımda onu çoğaltan,sıkıntılarımı anlattığımda onların ağırlığını benimle birlikte yüklenendir dost. Ağlamak istediğimde yaslandığım omuz, eliyle gözyaşımı silendir. Gözlerinin içine sımsıcak bakıp aldırma bunlar hayatın cilvesi diyerek duyduğu acıyı kendi içine atıp seni avutma telaşına düşendir dost. Tüm zamanının dolu olmasına rağmen seninle bir bardak çaya zaman ayıran bundan zevk alandır. Belki defalarca anlatmışsındır aynı fıkrayı yada hikayeyi, yine de seni kırmayıp dinleyen seninle gülendir dost. Seni kırmayan ancak yeri geldiğinde seni incitmeden gerçekleri ortaya koyup senin canının yanmasına engel olmaya çalışandır. Çıkarsızdır, yanında olmaktan menfaat sağlamayı düşünmez. Karşılıksızdır, ne verdiklerinin hesabını tutar ne de bir gün bunları yaptım diyerek yüzüne vurmayandır. Günler konuşmadan görüşmeden geçsede, uzaklığını hissetmediğin yanında bulacağına inandığındır dost. Dostluk yeri geldiğinde gül uğruna dikeni tutmaktır.” (http://www.anakonu. com/dostluk-nedir/)
..