Bazı sözcükler tarih içinde kendi anlamlarının ötesinde yüklemelere tabi olurlar. Sanatın ve edebiyatın temel temalarından biri olan 'aşk' bunların en tipik örneklerinden biri, Aşk nedir? Kadın ve erkek ve erkek, kadın ve kadın arasında bir cinsel etkileşim, patetik bir yoğunluk mu, yoksa daha ötesi mi? Bulvar gazetelerinden, aktüel magazinlerden en seçkin sanat ürünlerine kadar her zamanda ve her yerde hazır nazır, baş tacı edilmiş bir konu olan aşk, aslında nedir? Size bunun tanımlanamaz, tanımlanırsa, kodlanırsa kendisi olamaz bir şey olduğu söylenebilir. Eğer tanımlansaydı, çözümlenseydi, sözlüklere ya da kitaplara, sahnelere ve tuvallere, ritimlere ve şarkılara ve şiirlere sağsaydı yüzyıllardır onunla uğraşıp durulur muydu? Birileri size aşkın bir tutsaklık olduğunu söylerken, bir başkası onun bir başkaldırı olduğunu söyleyecektir. Nazım Hikmet Ferhat'ın aşkını Şirin’i aşmış bir özgürleşme tutkusu olarak anlatabilecek; taşkın ve yıkıcı tanılarıyla birlikte bir yapıcılığa, yaratıcılığa dönüşen aşk öpücüklerden insan yaratabilecektir. Yüzyılların ölümsüz, zamansız, mekansız Shakspeare’in Romeo ve Juliet'i Orta Doğu'nun kanamalı hastası Filistin'de bölünmelere karşı bir Yahudi ile Filistinlinin aşkı olarak sahneye çıkabilecek ve Barış'ın adı olabilecektir. Farklı etnik ve ulusal kökenlerden, çatışmalı ülkelerin aşıklarının tutkulu başkaldırıları 'vatan haini' aşkları, özgürleşmenin ve hazin ölümlerin adı olabilecektir.
Kalabalıkları bireyselleştiren, bireyleri kalabalıklaştıran bu tutku ele avuca, yere göğe sağmazlığıyla sınırsızlığın adı; kendi içinde taşıdığı şiddeti yumuşacık bir dokunuşa dönüştürmesiyle yakıcı ateşlerin ısıtan sıcaklığını ve yanar döner, katman katman çoğalan anlamlarıyla şiirin adı olan bir aşkın kavram; aşkınlığın adı…
Aşk nedir? Aragon'un Elsa iken ülke olan, ülke iken Elsa olan tutkusu mudur? Komşu kızlarının fotoromanlardan pembe dizilerden öğrendiği, yoksa pembe dizilerin komşu kızlardan öğrendiği bir şey midir? Maddi ilişkilerin bir alttürünü mü yoksa aşkın ve bağımsız mıdır?
Aşkın politikayla ilişkisi nedir? Özel hayat politiktir e aşk politiktir. Yabancılaşmanın, domine etmenin, iktidarın ve baskı kurmanın adı olan politika, insan için var olacakken, insana karşı insanın çıkarı için var olmaya başlayan, insanı insanın cehennemi yapan ilişkileri yeniden üretmek için, yabancılaşmanın adı olana politika, aşksızlık olan politika, kirli ve çirkin politika aslında insanın geleceği için düş ve proje üretmekten başka nedir?
Aşk, irkilten, ürperten ayıp ve günah olan, yasak ve aykırı olan, yaramaz ve isyankar olan, kendi ve öteki olan, başkaldırı ve uyum olan anlamlarıyla yaşamın en gerçek ve insan damarından akan özelliğiyle, politikanın adı neden olmasın?
..
Ömrümün baharında tanıdım sizi!
Ne güzel şarkılar bestelediniz
Onları, bizlerin çorak gönlüne
Birer çiğ tanesi gibi serpiştirdiniz.
…..
Gerçi bilmesek te mey’in rengini
İstanbul meyhanelerini siz gezdirdiniz
..
Çıldırsın çıldırabildiği kadar,
Zaten aklımda, çıldırmalara var.
Bu yükü kaldırabildiği kadar,
Ya dayanır, yada tamamen şaşar.
Sevilerek geldik, sevinci bulduk,
Sevgilimiz vardı, sevgili olduk.
..
ESİNTİ 07. 01. 2008
Suat TUTAK
ANILARDAN BİR YAPRAK DAHA SİZE...
1963-1964 yıllarında Söke’de kültür, sanat, edebiyat alanında toplu etkinlikler yine vardı. O yıllarda ben, Ortaokul öğrencisiydim. Şunu iyi hatırlıyorum ki, 1963 yılında bir kez şiir dinletisi etkinliği düzenlemiştik. Rahetli Katerin Müftüsü’nün oğlu, Söke’nin isim yapmış, renkli simalarından ARZUHALCİ, merhum Burhan SEVEN’ le bir gurup Sökeli genç, bu etkinliği düzenleyip, organize etmiştik. Önceden, Söke halkına bu etkinliğin gününü, yerini ve saatini belediye hoparlörü ile duyurduk..
..
Deseni ve atkısı
Bozuk halı.
Kork abrilin beşinden,
Öküzü ayırır eşinden.
Çarpık, eğri,
Düzgün olmayan.
Ters, kaba,
..
Durdu ŞAHİN: Kimlere iyi şair diyoruz?
Celalettin KURT: Şair; şiir coğrafyasının ikliminde sıhhatli bir şekilde beslenebiliyor; beslendiği kaynakları şiirin ipek mısralarına dökebiliyorsa o şair iyi bir şairdir. Özellikle de şair; mensubu olduğu medeniyetin bütün değer yargılarıyla barışıksa, o şaire iyi şair demek gerekir.
Günümüzde, özellikle mensubu bulunduğumuz ülkenin her kilometrekaresine birkaç şairin düştüğü söylenmektedir. İşte işin vahameti burada başlamaktadır. Edebî sanatlarda kemiyetin azaldığı, keyfiyetin arttığı bir perspektifte, iyi şair olmanın zorluğu bu noktada ortaya çıkmaktadır. Kemiyetin azaldığı, keyfiyetin arttığı bir atmosferde, hâliyle nitelikli şair bulmanın zorluğu görülecektir.
Şiir türlerimiz içinde, bugün gerek serbest, gerekse hece vezniyle şiir yazan günümüz şairlerinin büyük bir çoğunluğu şekil ve taklitten öteye gidememekte; serbest nazımcılar “Garip, birinci yeni, ikinci yeni” ekollerini aşamazlarken, hece vezniyle yazanlarımızın büyük bir çoğunluğu da, “Dadaloğlu, Köroğlu, Karacaoğlan, Emrah” gibi şairlerimizi, sadece beşinci kuşak olarak taklit etmektedirler. İş bu noktada seyrederken, bırakın güçlü ve soluklu şairlerin sayılarının artmasını, piyasanın nabzı müteşairlerin ellerine kalmaktadır.
..
Durdu ŞAHİN: Kimlere iyi şair diyoruz?
Celalettin KURT: Şair; şiir coğrafyasının ikliminde sıhhatli bir şekilde beslenebiliyor; beslendiği kaynakları şiirin ipek mısralarına dökebiliyorsa o şair iyi bir şairdir. Özellikle de şair; mensubu olduğu medeniyetin bütün değer yargılarıyla barışıksa, o şaire iyi şair demek gerekir.
Günümüzde, özellikle mensubu bulunduğumuz ülkenin her kilometrekaresine birkaç şairin düştüğü söylenmektedir. İşte işin vahameti burada başlamaktadır. Edebî sanatlarda kemiyetin azaldığı, keyfiyetin arttığı bir perspektifte, iyi şair olmanın zorluğu bu noktada ortaya çıkmaktadır. Kemiyetin azaldığı, keyfiyetin arttığı bir atmosferde, hâliyle nitelikli şair bulmanın zorluğu görülecektir.
Şiir türlerimiz içinde, bugün gerek serbest, gerekse hece vezniyle şiir yazan günümüz şairlerinin büyük bir çoğunluğu şekil ve taklitten öteye gidememekte; serbest nazımcılar “Garip, birinci yeni, ikinci yeni” ekollerini aşamazlarken, hece vezniyle yazanlarımızın büyük bir çoğunluğu da, “Dadaloğlu, Köroğlu, Karacaoğlan, Emrah” gibi şairlerimizi, sadece beşinci kuşak olarak taklit etmektedirler. İş bu noktada seyrederken, bırakın güçlü ve soluklu şairlerin sayılarının artmasını, piyasanın nabzı müteşairlerin ellerine kalmaktadır.
..
Yozgat'ta kültür sanat edebiyat adına ciddi bir birliktelik kuruldu. Yozgat kültürünün tanıtımı ve gelişimi adına sevindirici çalışmalardır bunlar. Umut ediyorum ki, kültür ve edebiyat emin ellere kavuşacak ve zengin bir birliktelik doğuracaktır. Çabamız ve gayretimiz bu yöndedir.
Gençlik Merkez Müdürü Ali Sapmaz, 'Şairlerle Gençleri Buluşturmak istiyoruz" diye bir teklif sundu bizlere. Biz de neden olmasın dedik.
Son dönemde Sorgun Yazarlar Şairler ve Ozanlar Derneği, Yerköy Halk Aşıkları Derneği, Sarıkaya Şairler Yazarlar Derneği ve Yozgat Şairler Yazarlar Derneği olarak birlikte çalışıyoruz.
Bu manada 'Gençlerle buluşmayı planlarken şiiri- edebiyatı sevdirmek ve Aşıklık-Ozanlık geleneğini gençlere tanıtmayı da düşündük. Bu bir anlamda kuşakların buluşması olacaktı...
Gençlik Merkezinin ve Gençlik Spor İl Müdürlüğümüzün teklifi doğrultusunda bizde şair-ozan arkadaşlarımızı buyur ettik. Davetimizle, Yozgat, Sorgun ve Yerköy'den gelen arkadaşlarımız gençlerle buluşup şiir ve edebiyat dostluğunda birleştiler.
Gördük ki, "Gençlik Merkezi" bir okul gibi çalışıyor. Kültür, sanat, edebiyat ne isterseniz var. Saz, bağlama, gitar, keman, ney türünde bir çok müzik aleti ile çalışmalar devam ediyor. Müzik hocaları müziğin her dalında çalışma yaptırıyorlar.
Ayrıca spor ve genel yetenek dallarında da kurslar açılmış, gençler spora-sanata yönlendiriliyor. Gençleri kahve köşelerinden kurtaran sokakta boş gezmekten alıkoyan bu tür çalışmalar bizi de sevindirdi doğrusu. Gençlik Merkezini sıradan bir devlet kurumu olarak düşünürken, bir okul, bir fabrika gibi çalışan kurumla karşılaşmıştık.
..
Haritada adları, bak İmia geçiyor
Lafta yetkililerim, nasıl ahkâm biçiyor
Sen hala uykudasın, ismi Rum’ca geçiyor
Sanat eserlerimi, değiştirip biçiyor
Kalolimnos'ta hala, gemisi neden bekler
Kardak adası için, orada hep pinekler
..
Sanat müziği makamları gibi olmalı tüm idare
Bizi şarkı söyletir gibi yönetmeliler koro halinde
Marş söyler gibi her zaman yerinde saymamalı
Hava kan ve barut kokmamalı postalları atmalı
Bütün yüzlerde bahar dalları ve şakıyan kuşlar
Kardeş türküleri söylemeli bütün martılar mavi
..
Aşıklarız toplanırız günlerde
Ötüşürüz gonca gonca güllerde
Dolaşırız nice nice gönüllerde
Gelin sazımız var niyaz içinde
Aşıklarız kültür sanat yaparız
Çok pazarda metaı alır satarız
..
Bizden öncekileri gibi, yüzyıllardır kültürleri için kendi öz imkânlarıyla çaba sarf eden sanatçılarımız, bu çabalarını gelecek kuşaklara aktarmak için mücadele ederler. Bu uğurda uğraş verirken bazıları günübirlik yaptıklarıyla yetinir, bazıları ise bulduğuyla yaptığıyla yetinmez, daha fazlasını aramaya ve yaşadığı topluma daha fazla hizmet etme çabalarına girer. Zamanla yarışır, uykusuz gecelerini ve beden yorgunluğunu hiçe sayarak sağlığını heba eder kültürüne bir şeyler katabilmek için. Bu kültürü genç nesillere, gelecek kuşaklara aktarmak için bir görev sayar kendine.
İşte bu kültür emekçilerinden birisi de Gazeteci, Araştırmacı,Yazar, Şair,Fotoğraf Sanatçısı Münevver Düver’dir. Söz konusu vasıfları fazlasıyla benliğinde taşıyan Münevver Düver yılmadan, usanmadan maddi ve manevi gücünü birleştirerek yaşadığı toplum için sürekli yararlı kitaplar yazar, yayımlar ve sunar.
Yaşadığı hayatta “yapılmayanı yapmayı” kendisine görev bilen Münevver Düver ilk kitabını yayımlarken bile,1-Sevginin Bedeli Olmaz, 2-Yalgın, 3-Sırça Yürek, 4-Güzeller Kervanı Gönülden Geçer, 5-Dağardı Duyamıyorum, 6-Bombalarımıza Sponsor Arıyoruz adlı 5+1=6 kitabını birden yayımlayarak bir ilki gerçekleştirmişti.
Yine ikinci bir ilki başararak yapılmayanı hayata geçirme aşamasında derken onları da toplu halde yayımlamayı başardı. Tek kalemde ve aynı anda yayımladığı kitapları sırasıyla 1-Adı Zenginliğinde Gizli ADANA (Araştırma İnceleme) 2-Avrasya’da Runik Yazı(Araştırma İnceleme) 3-Bir Milletin yok ediliş Fermanı ÇEÇENİSTAN(Araştırma İnceleme) 4-Ey Türk Gençliği (Araştırma İnceleme) 5-Horasan Türkleri (Araştırma
İnceleme) 6-Eski Türk İnancı ŞAMANİZM (Araştırma İnceleme) 7-Şehit Sinan Eroğlu (Anı) 8-İslamiyet Öncesi ve sonrası TÜRK DESTANLARI (Araştırma İnceleme)
9-TÜRKİYE’DE YAŞAYAN AZINLIKLAR (Araştırma İnceleme) 10-Kıl çadırdan İmparatorluğa OSMANLLAR (Araştırma İnceleme) 11-BATI TRAKYA TÜRKLERİ (Araştırma İnceleme) 12-Hrıstiyan Türk Boyu GAGAUZLAR (Araştırma İnceleme)
13-MEHMEDİM’E (Şiir) 14-ANNE’YE ÖZLEM (Şiir) 15-SEVGİ BARIŞ DOSLUK (Şiir)
..
Bilim sanat yollarının barış ile süslendiği,
Dostlukların sevgilerin çiçeklerle gönendiği,
Dünya ile sarmaş dolaş, çevresine neşe saçan,
Ulusaldan evrensele kanat açan martılarız.
Güneş gibi ışık saçar, hep örnektir geleceğe,
..
Işık kent mahalledeki yerime,
Zekice kültür ve sanat evime,
Baktılar her çeşit arşivlerine,
Müze müdürlüğü teftişe geldi.
Önce valiliğe başvuru yaptım,
İl kültür turizme imzayı attım,
..
Sanat tarihi Hazreti Adem devrinde başlar,
Solcular sanatı kendi çiftlikleri sanıyor.
Solcuların çoğu kültür ile sanatı dışlar,
Solcular sanatı kendi çiftlikleri sanıyor.
Dünya Allah'ın yarattığı sanatsal bir yerdir,
Aydın geçinen çoğu solcuların ufku dardır.
..
20.01.13
Bu çocuk bizi tahfif ediyor. Onurumuzu korumalıyız herkese karşı. Anlaşılan aynı dili konuşmuyoruz. Anlayış ve kültür farkı.
İyi bir araba prestij sebebi. Bence bir şey olmayanlar arabayla bir şey olduklarını zannediyorlar. Oğlum özünde bir şey yoksa bir hiçsin sen. Dışardan hiçbir aksesuar sana bir şey katamaz …
Hafızlar kamp yapacaklarmış. Eyvah Yunus yandı. Tatili dört gözle bekleyen adam düş kırıklığı yaşayacak. Ne yapacağız şimdi. Hocamız 'bir hafta tatil yaparlar' diyor.
O yaşta çocuğa şiddet uyguluyor. 'Suratıma vuruyorsunuz 'diyor. 'Suratım domates tarlası gibi kızarıyor.' Dosyasından okuyorum. Hoca bir güzel bayanla konuşuyor. Oğluma soruyorum 'hafif hafif vuruyor değil mi? ' diyorum 'elimize de cetvelle vuruyor' diyor. 'Siz de yaramazlık yapıyorsunuz değil mi? ' diyorum. İnkâr etmiyor.
..
Gün yaşamın düğünü
Kalkın halaya kalkın
Dünyayı sardı ünü
Meşaleleri yakın
Kalkın halaya kalkın
Davullar güm güm desin
..
Her zaman mazlumun yanında olan
Hüseyin, Bedreddin, Yunus, Pir Sultan
İnsan sevgisini canında bulan...
Hüseyin, Bedreddin, Yunus, Pir Sultan
Irk, din, dil ayrımı yapan değiliz
Boş hurafelere tapan değiliz
..
Mehmet Asım
şair ls üyesi
Değerli yazar, şair, ressam, müzisyen, tiyatrocu, heykeltıraş, fotoğraf sanatçısı, tasarımcı, bilim insanı ve sanatın tüm dallarında çalışmalar yapan arkadaşlar;
Bu çağrı;
..
Öyle az heyecanlıyız ki
Canımız boğulmasın diye Atatürk aranıyormuş
Asya’da, Güney denizinde, Rusya’da bile değil
Amerika’dan heyecan ithal edilecekmiş…
Öyle az duyarlıyız ki
Canımız boğulmasın diye duyarlık aranıyormuş
..