Alıkoyulmuş olanın sanatıdır bu,
Sanatından alıkoyulmuş olanın,
Ve sanatını kederle perçinleyenin.
Bu bayat bir sanat dostlarım,
Artık kullanılmaktan aşınmakta bu sanat,
Aşındı ve aşındırdı bu sanat zihinleri.
Çok tanrı öldürdü bu sanat,
Çok tanrısızın ruhunu okşadı,
Çok sanatı onurlandırdı bu bayat sanat.
Çok onurlandılar ve ben yine eskimiş sanatıma kaldım.
Sanatım yıkmalıdır benim,
Kederiniz en büyük coşkunuz olmalı bu sanatta.
Sefil bir keder yıkamaz;
İşte bunu öğütlemeli sanatım.
Doyurmamalı sanat siz aç zihinleri,
Doymamalısınız siz oburlar,
Doyurmamalı sizi tanrılar,
Doyuramaz onlar sizleri.
Çünkü şöyle sesleniyorlar: Doyacaksın.
Hangi doygunluk yıkabilir?
Hangi doygunlukta kederim taşabilir?
Hangi tanrı vaat etmez doymayı?
Ve hangisi doyurur siz oburları?
Doymayın ve doyurmayın.
Bırakın arasınlar bu bayat sanatı ve bayat ekmeği.
Eğitilmeyin ve eğitmeyin.
Bırakın öğrensinler bayat olanı bulmayı ve yetinmemeyi.
Sanat yıkmalıdır fikirleri.
Zanaatkarlar yenilerini yapmalıdır.
Nerede sanat yıkamıyorsa oradadır dilenciler.
Vermeyin onlara sadaka.
Bırakın daha büyük zenginlikleri öğrensinler.
Bu bayat sanat yıkmalı fikirlerinizi.
Görüyorum; sizler de bu dilencilerdensiniz.
Öyleyse vermiyorum sizlere sadaka.
Öğrenin yıkmayı ve yapmayı.
Öğrenin artık: Sadakalar yıkamaz.
Kayıt Tarihi : 12.4.2012 20:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!