Sanal Sanrılar..(11) ..Bir yol öyküsü..

Sedat Akıncı
105

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sanal Sanrılar..(11) ..Bir yol öyküsü..

Sanal Sanrılar.....(11) ....bir yol öyküsü...

Dışarda bir yağmur yağıyor ki,
Sorma gitsin..
Yağmur, yağmur olalı
Hiç böyle yağmadı..

Büzülüp iyice
Sığınıyorum içime..

Geniş bir koridoru geçip
Geniş bir caddeye çıkıyorum..
Bir uygun yer bulup
İlişiyorum usulca
Kaldırımın mermer basamağına..

Kafam büyük,
Kafam ağır..
Üçüncü günündeyim uykusuzluğun
Gregor Samsa’nın
O sabah kendini bulduğu haldeyim yani..

Bir zaman sonra,
Bir hayli zaman sonra
İlk ayrımsadığım şey
Bir otobüsün durduğu başucumda..
Ön kapısı açık ardına kadar
Pencereleri gülümsüyor; davetkar..

İki basamak sonra giriyorum içeri
Sürücünün sağına, ön koltuğa,
Pencerenin yanına oturuyorum..
Soruyorum sürücüye
“Yolculuk nereye”
Bakmıyor yüzüme bile
Çalışıyor parmakları ivedi
Bir yazı beliriyor gözlerimin önünde
“Ben bilmem, rüzgar bilir; düştüm yelin önüne”
Şaşırıyorum.
Bir başka soru sormuyorum.
Açıp çantamı
Çıkarıyorum müzikçaları
Takıyorum kulaklıkları
Petrucciani basıyor tuşlara yumuşacık..
Kapatıyorum gözlerimi....

Açıyorum gözlerimi..
Bir nehir akıyor altımdan ki,
Adı boğazdır..
Karşımda tüm görkemiyle Rumeli
Ah, ey İstanbul
Her insan bu hayali görmeli...

Otogar’da buluyorum sonra kendimi
Atıyorum çantamı omzuma
Sıyrılıyorum kirli kalabalıktan
Çantam da bir ağır,
Bir ağır..
Ağır olan içindeki sözlerdir....

Neyse;
Sesleniyorum bir taksiye
Sürücü genç
Gürbüz bir oğlan
Konuşkan mı konuşkan
Belki İstanbul’lu olduğundan..
“Tanıyorum ben sizi” diyor.
“Siz Megaralı Byzas’sınız”
Hayır...Evet diyorum..
Ben kurdum bu kenti.
Ben’im Bizans.

Şu düşünceler akıyor kafamdan;
Ah, ey bizans
Sen değil misin gençliğimi tutuklayan...

Geçiyor pencereden
Binalar, caddeler, sokaklar...
Bir de güzelliği İstanbul’un..
Bir de anılar,
Bir de anılar....

En bildik yerinde duruyor kentin araç
İniyorum
Tanıdık bir demir kapı
Açıyor yüzünü sevinçle
Açıyor gözlerini kocaman..

Sonra iki kol dolanıyor boynuma
Sırtımda çantam
İçinde en ağırları sözcüklerin
Kafam kocaman
Kafam ağır
Kafka’nın o sabah kendini bulduğu halde yani..
Giriyorum içeri
Çıkıyorum yani sığındığım içimden....

Sedat Akıncı
Kayıt Tarihi : 4.9.2007 13:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Halenur Kor
    Halenur Kor

    Mükemmel bir şiir, harikulâde bir anlatım...Öyle kaptırdım ki, sanki ben yaşadım, bu sanal yolculuğu...
    Tam puanımla tebrik ediyorum. Hâlenur Kor

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Sedat Akıncı