Günümüzde bilgisayar ve internet onları unutturdu.
Biz çocukluğumuzda çok okurduk Tommiksleri, Teksasları, Zagorları…
Zevkle izlerdik Tarzan filmlerini...
Örnek olurdu bize düşmanlarına bile iyilikten başka bir şey düşünmeyen bu kahramanlar…
Rüyalarımızı, hayallerimizi süslerdi, hep onların yerine koyardık kendimizi.
Hayatlarını hiçe sayarlardı –düşmanlarını bile- ölümden kurtarmak için…
Ama nedendir bilinmez, şans da hep onların yanında olurdu…
Uçurumdan düşseler bir dala takılırlar, elleri bağlı iken fırlayan bir cam parçası ipleri keserdi… Bir şekilde kurtulup yollarına devam ederlerdi…
Ezilen halkı (Kızılderililer, Zenciler) mutlaka korurlardı. Asla ırkçı değillerdi.
Çocuk aklımızla hep imrenirdik kötülüklerden arınmış, iyi kalpli ve dünyaya adalet dağıtan bu kahramanlara…
Çocuk aklımızla düşünemezdik gerçekte yaşamış mı yaşamamış mı bilmediğimiz bu kahraman tiplerinin bizlere sergilenmesindeki ırkçılığı…
Hiç düşünmezdik çocukluğumuzda Kızılderililerin koruyucusu bu beyaz kahramanlar ve Afrika’nın ortasında zencileri koruyan, ormanın düzenini sağlayan bir beyaz Tarzan’daki çelişkiyi…
Hiç aklımıza getirmezdik Kızılderilileri korumak için Zagor yerine Geronimo veya Oturan Boğa tiplemelerini. Zencileri korumak için Afrika’nın ortasında bir zenci kahraman tiplemesini…
Çünkü öyle koşullandırıyordu ki bu senaryolar; Bu yerli halklar zavallı, korunmaya muhtaç halklardı. Kendilerini korumaktan acizdiler. Onları –Beyazlara karşı bile- korumak için beyaz derili kahramanlar gerekiyordu…
Hatta zaman zaman bu yerli kahramanlara da yer verilse bile bizim beyaz kahramanların yardımıyla kahramanlıklarını sürdürüyorlardı.
Hani şu Birinci Dünya Savaşı sonrası ülkemizi işgal eden güçler “sizlere medeniyet getirmek için buradayız” diye kendilerini savunuyorlardı ya…
İşte yukarıda sözünü ettiğim olayda beyazların yaptığı sömürgeciliği ve ırkçılığı yeriyor gibi görünmekle birlikte aslında derin bir düşünce sonrası ırkçılık bulunduğu, sömürgeciliği, yağmacılığı oralara medeniyet götürmeye bağlama görüntüsü verdiği sonucunu çıkartıyorum.
Ve şu sanal reklamlarda olduğu gibi gizlenmiş olan bu ırkçılığa “Sanal Irkçılık” ismi koymak geçiyor içimden…
Ne dersiniz dostlar?
(27.08.2011)
Kadir TozluKayıt Tarihi : 31.8.2011 21:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kadir Tozlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/08/31/sanal-irkcilik-2.jpg)
insan içinde kendi düşüncelerini buluyor can..
Onların adına sahte kahramanlıkların ya da sahte düşmanlıkların hiç bir önemi yoktur. Önemli olan paradır. Bernhard Russell boşuna dememiştir 'Parası olanın sözü geçiyor' diye... sevgilerimle.
TÜM YORUMLAR (4)