Sanal Dünya Şiiri - Ahmet Gülseren

Yirminci yüzyıl öncesi ve yirminci yüzyıl sonrası oldu dünya,
İster kabul edelim ister etmeyelim gerçek artık sosyal medya,
Güney Afrika’daki twitter, ulaşır saniyede Kuzey Amerika’ya
Devlet artık e-devlet oldu, bünyende bize de yer aç sanal dünya.

Ben altmışsekiz kuşağında yeni doğmuştum dedemler anlatırdı,
Türkiye’ye bindokuzyüzaltmışlarda iskarpin geldi çarıklar atıldı,
Daha bindokuzyüzseksende çiftçinin tarlasında karasaban vardı,
İstesekte istemesekte her şey anlık değişiyor alışacağız sanal dünya.

Bu kadar hızlı değişen teknoloji elbette insanoğlunu korkutuyor,
Aynı dünya içerisinde gelip gidiyoruz başka âlemde yaşanmıyor,
Herkes jetle uçakla seyahat ederken, atla eşekle yol gidilmiyor,
Japonya’da hızlanan elektronik ortam artık dev bir sanal dünya.

Belki adım adım gelişiyor teknoloji, ama değişim saniye hızında,
Dijital sisteme ulaşmak için manüel sistem terk edilmek zorunda,
Çok geç kalmadan bu sistem, yasal sürece kavuşmak durumunda,
İster evrim diyelim ister devrim adına, kuruldu artık sanal dünya.

Sadece bir tıkla, dünyada milyonlarca kişiye anında ulaşıyorsa eğer,
Bu alanda yatırım yapmak için bekleme, son kuruşuna kadar değer,
Yarın çokta geç olmadan e-devlet olarak bir şeyler yapmazsak eğer,
Twitter üzerinden nasıl dijital darbe yapılır öğretir bize sanal dünya.

Eyvah ki eyvah! e-devlet, e-imza, e-mail nedir bu –e’lerden çektiğimiz?
Bir -e uğruna Ya Rab! bu dünyada evrim midir devrim midir geçirdiğimiz?
Yunus Emre’nin; “söz ola kese savaşı…” dediği gibi -e’de mi geleceğimiz?
Anladım ki bu işin şakası yok, hayal sanmıştım ama gerçek bir sanal dünya.

Sosyal medyayı hafife aldık, ama bir baktık ki yaşamımızın parçası olmuş,
E-devlet, e-imza, e-ticaret derken dünya ekonomisi de e-‘ye gidiyormuş,
Şimdi anlaşılıyor bebek ilk doğduğunda neden e-,e- diyerek uyutulurmuş,
Lakin; e-,e-‘için önlem almazsak pahalıya patlayacak bize, bu sanal dünya.

Temmuz 2013/Ankara