İkiye bölünmüş bir aşkın gölgesindeyim.Gölge tekil.Bir yanım öbür yanıma uzanır,bir yanım yanımda uzanamayan sen’e uzanır.Solum üşüyor, sağım vuslatına dileniyor.
Ve hiç kimseliğin Köroğlusuyum . İçsel diriliş böyle başlar. Yani düşlerin yakıldığı, imkansızlıkların zırh giydiği; ama her şeye rağmen rağmenlerin epik lideri olarak içinden çıkıp dışına sığmadan onurlu bir direnişe yürümektir hiç kimseliğim.
Olağanüstü bir öykünün içinde temyiz edildi ruhum aşkla.Kendimi tanımazken, kendimi sevmezken aşkla hem kendimi tanımdım, hem kendimi sevdim. Senin sevgin kamilliğimin güneşi gibi kişiliğimde sönmezler bıraktı.
-Olumsuzluğum beni kahreder, başka ateşler, ayrılıklar, s’iliksiz sözlere söyleme Ruhsu. Bu kahrediş lanetinde Afrikalı Leo benim.
-Yüzümün beyazlığı içimin beyazlığını kanıtlamaz.
-Dilsiz bıraktı hatalarım. Hataların dili meğer yokmuş. Meğer dilsiz mecralarda sensizliğin dili de yokmuş.Suskunluğun kördüğümlerini çözmeye çalışırım.Kendimle çeliştiğim ve kendime alışamadığım o musrif günlerin güncesini yırtıyorum anılar defterinden.
… Yakılmış yüreğin resim sergisinde nemli gözlerinin vicdanı levhası beni kendim kentime götürmeyi başarır.
Ne zamandır sendeyim bilemedim.Ya da hep sende mi kalacağım.
Neredeysen ve nasılsan ben de öyle miyim? Neden bu kadar ulanmışım manzum yüreğine.İmgelerim bu kadar derin anlamlı sözlerin yatağında neden sensiz üşür anlam içinde anlamlar ağlarken cümlelerimizde.
Beni bağışlayacak sözcüklerin lal mi? Helalimi yazacak k’alemin
Can kırıkları ucu mu bitti?
-Şimdi metafiziğin susturulmuş saatiyiz. Sonumuz ile ruhumuz arasında kavuşmaya kurulu zaman bekler.
Durdu akrep.Başka tenlerin zamanına ayarlı akreplerin kıskacında tükendi zaman. Şimdi aşkın saliselerini uçuran zamansızlığın yelkovanıyım. Yellerin büyür, ömrün gibi.
Bülbül adını değiştirdi gülistanındaki güller damlalarınla büyürken.
Kırmızı bir duvakla örttüm sensizliği.Sen içimdeki çocuğun gelinisin.
-Gözlerin nemli.Neye ağladığına Ney eşlik eder. İnleyiş şiiri biter dizimin bağları çözüldüğü dizelerimde.
-Bu ömürkeş sevdayı yazarak yaşamak kısmetinden geçmeliyim.
Bir ömrün sonu önünde sana gelmeliyim yeniden. Ellerinle denize sürüklenmeliyiz.Deniz görmemiş tenine dokunmalı su.
-Yüzüğün yineden kaybolmalı bu aşk yüzüm senden kaybolmazken.
-İtikafa sarılmış yılan gibidir ayrılık .Bırak sarılsın yılanlarına ve yalanlarıma. Bırak ısırsın kederler bizi.Ki her keder bizi mutlu aşka sürükler.
…emanetimsin.
-Sensiz bir ömür kiralık gibi. Oysa bu ömrün varisiyim, gönlümde kiralık sevdalar var.Yaşamak isteyenlere açılmış gönül evlerim var.
-Ki sana ayırdığım gönül sarayını görsünler diye.
İstedim ki sadece seninle bir cümlede gülücüklere özne ve yüklem olalım. Dolanalım söz grupları gibi uzun mecralarımızın anlamlarına. Sen bana baktıkça içimde okunsun kitabın.
Seni benzettiğin bütün her şeyin anlamında açıklansın huzurumuz. Mutluluğa yüklerini taşısın kader. Bizi kederin uçurumlarında alsın tebessüm.
-Köküne kezzap dökelim affedilmeyecek hatalarımızın. İnsan olduğumuzu bilsin yanılgılar.Kul olduğumuzu anlasın yanlışlar.
Soyut kavramların kavında yakılmasın geçmişimiz. Geleceğimize
Deneyelimli ve her şeyden, her duygudan arınmış olarak girelim.
*Daha fazla kavurmasın bizi geçmişin izbe izleri.
Dilin kemiği yoktur; ama kemikli,kılıçlı, kurşunlu sözleriyle öldürdüğü, yaraladığı, hayattan, aşktan , yarından, yarinden bezdirdiği çok olayı vardır.
Ve sevgilim benliğimize yapışıp kalmış eski çıkmazlarımızı, yanılgılarımız, affedilmezlerimizi esir olmaktan kurtulmalıyız.
*Hayat, güzel bir meleğin yüreğinde yeniliği, kendini yenilemeyi, kendini aşmayı, kendine gelmeyi, affetmeyi, yeniden barışmayı, yeniden güzelliklere karışmaya kutsi bir ışık gibi akar durur .
-Çoktan seçmeli yaşamın her şıkkı güzel yaşamayı, seninle güzellikleri işaretlemeyi sunuyor bilesin Ruhsu.
*Bu ruhsuz girdabın dibinden arındır beni gülüşünle, yeniden gelişinle, sarılışınla.
Hayrettin TaylanKayıt Tarihi : 24.6.2012 12:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!