Rüzgârına değdi saçlarım,
Ellerin sıcacıktı, beyazdı, bembeyaz…
Sen bir şarkının hür ve mağrurduruşuydun;
Bense, senin göğünde asılı kalmaya hevesli bir yıldız…
Gözlerimde Atilla İlhan’ın mısralarını taşıyordum,
Kalbimde baharın ayak izleri…
Dudaklarımda Leyla’nın, Aslı’nın sözleri…
Asırlık karlı dağların üstüne,
Güneş gibi doğmak için çırpınıyordum.
Yorgundum biraz,
Kanatlarım da kırıktı; yaralıydım da.
Omuzlarıma kaç serseri aşkın eli değmişti kim bilir?
Kaç yürek ömrümü çizip de geçmişti?
Seni bilmiyordum o zaman;
Rüzgârın değmemişti saçlarıma henüz;
Henüz dalgaların vurmamıştı sahilime.
Ya şimdi?
Ne vakittir geceleri,
Bu cehennem karası gecelerde yani,
Bir sûret, bir aydınlık kahkaha çakılı kalmamıştı aklımın sol yanına.
Aşka hasrettim;
Bak niceden sonra, elimde kalemim, gözlerimde ülkemin çocukları,
Aklımda ilk merhabanın buğulu tadı…
Yazıyorum.
Yağmurun içimden geçti,
Gülüşün, kirpiklerime değdi.
Özveri kokuyordu her zerren,
İstanbul kanat çırpıyordu; sanki dizlerini çözüp Haliç,
Koşuyordu çıldırasıya, koşuyordu.
Gözlerinde uysal bir deniz…
Baharı muştuluyordu vapur düdükleri;
Aramızdan martılar geçiyordu sessiz sessiz.
Tanıdıktı çığlıkları,
Özgürlük müydü içimde kımıldanan şey?
Aşk mıydı ellerime bulaşan yoksa?
Nicedir, kâğıt kalem elimde,
Düşmemiştim böyle yollara.
Rüz^garın saçlarımda şimdi,
Yağmurunu içimde taşıyorum.
Gözlerimde Atilla İlhan’ın dizeleri,
Seni düşünüyorum.
Kapındayım işte,
Ardımda bıraktım kırıklıklıklarımı, yaşanmış izbe hikâyeler sandığımda kaldı.
Sana, yeni bir yüzle,
Ak ve duru bir sesle,
Ve Leyla’nın, Aslı’nın yüreğiyle geldim.
Yüreğinde bana yer var mı?
Bu aşk bizi, sonsuzluk diyarının kıyılarına atar mı?
Rüzgârın değdi bir kere saçlarıma,
Artık masal kokuyorum.
İçimden geçti bir kere yağmurun,
Nasıl sensiz yarın olurum?
Gönderme beni kıyılarından,
Bırak yazayım içime sığmayan bu çocukluğu,
Bırak, gözlerim gözlerinde doğsun yeniden,
Bırak sızsın baharın gülüşlerime, bırak…
Nasıl olsa, sensiz bir sancılı ölüm yaşamak.
Şimdi, sen uysal bir kentsin ülkemin kucağında,
Ağlama; bu ikimizin öyküsü.
Ben, sana yazıyorum, seni yazıyorum bu çığlık rengi sokaklara,
Senin adını söyledikçe, güçleniyorum.
Ve biliyor musun, ama nerden bileceksin ki…
Seni düşündükçe, ellerim beyazlıyor,
Gözlerimdeki çivi, hani paslı tutsak olan,
Yeni yaşamlara kucak açıyor.
İçimdeki ışık sönmesin diye,
Gözlerine ömrümü hapsediyorum.
Rüzgârın saçıma değdi bir kere,
İçimde yağmurun,
Seni seviyorum.
30.11.2006
Hasibe GezginKayıt Tarihi : 30.11.2006 11:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aşk, şayet kapınızı çalarsa bir gün, onu elinizin tersi ile itmeyin; size küsebilir ve bir daha uğramayabilir limanınıza onun çocuk gözleri. Aşk, ömrü maviye boyar.
Gözlerine ömrümü hapsediyorum.
Rüzgârın saçıma değdi bir kere,
İçimde yağmurun,
Seni seviyorum.
harika olmuş.
Yüreğine sağlık.
Kutlarım.
Saygılarımla.
Gözlerine ömrümü hapsediyorum.
Rüzgârın saçıma değdi bir kere,
İçimde yağmurun,
Seni seviyorum.
harika olmuş.
Yüreğine sağlık.
Kutlarım.
Saygılarımla.
tebriklerimle...
TÜM YORUMLAR (4)