Sana yazdım bu satırları Şiiri - Yorumlar

Haydar Altıntaş
70

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Sana yazdım bu satırları
Belkı kıymet verir okursun diye
Senin cilalıydı gönlünün sokakları
Benim acılarla sıvanmış
Sen ey agıdımda ruhumun dili
Sen yakmıştınya yüregimde kandili
Oynattınya yoklugunla sefili

Tamamını Oku
  • Birsen Bolat
    Birsen Bolat 24.02.2008 - 16:49

    Sende utan ey utanmaz sevgili
    işte böyle kafiyeli geçirordu zaman
    Senden sonra bütün zamanlarım
    Ve ölçülüydü sana bütün kin kusmalarım
    Oyanusta bir balıkta düşlerim
    Katlolurken bu dünyada hislerim
    TÜM YÜREĞİMLE TEBRİKLER

    Cevap Yaz
  • Yolcu Yolunda Gerek
    Yolcu Yolunda Gerek 16.01.2008 - 21:37

    Çok güzeldi nasıl daha önce rastgelmemişim ben ..Yüreğinize sağlık kutluyorum..

    Cevap Yaz
  • Çiğdem Çakır
    Çiğdem Çakır 14.11.2007 - 17:27

    Yine keyifle okudum bu yürek şiirini......KUTLUYORUM SİZİ......

    Cevap Yaz
  • 05.11.2007 - 15:47

    duygular yoğun yaşanarak yazılmış bir şiire benziyor
    anlatmak itediklerini güzel biçimlerde dile getrmişsin
    güzeldii..
    tebrikler

    Cevap Yaz
  • Muzeyyen Baskir
    Muzeyyen Baskir 04.11.2007 - 14:54

    Sana yazdım bu satırları
    Belkı kıymet verir okursun diye
    Senin cilalıydı gönlünün sokakları
    Benim acılarla sıvanmış
    Sen ey agıdımda ruhumun dili
    Sen yakmıştınya yüregimde kandili
    Oynattınya yoklugunla sefili
    Sende utan ey utanmaz sevgili
    İşte böyle kafiyeli geçiyordu
    Senden sonra bütün zamanlarım
    Ve ölçülüydü sana bütün kin kusmalarım
    Okyanusta bir balıktı düşlerim
    Katlolurken bu dünyada hislerim
    Ettigini sende bul be sevgilim
    Kaç yudumda çıkmaz sokak
    Kaç yudumda devrik cümle yapmıştım seni
    Ne ölçüsünü kaçırdım senli düşlerin
    Nede serbest yazabildim ihanetini

    GERÇEKTEN MUHTEŞEM BİR ŞİİR OLMUŞ TÜM DUYGULAR SATIRLARDA DANS EDİYOR ZEVKLE OKUDUM BEN BU ŞİİRİ DÜŞÜNMEDEN SAYFAMA ALIRIM TAM NOTUMUDA BIRAKIR GİDERİM ŞİİRLE KAL DOSTUM
    MÜZEYYEN BAŞKIR

    Cevap Yaz
  • Ahmet Eroglu
    Ahmet Eroglu 04.11.2007 - 14:42

    Umarım okumuştur bu satırları...
    Ama sevdalar o kadar yavan olmuş ki...
    Siz yine de hep iyi taraflarını yazın boşverin...
    Yapan utansın yaptığından..
    Bakın size bir yazı asayım da görün durumumuzu...

    “Ve sen, çöl kızı Leylâ! ... Seni yüreğimden koparmak isteyenlere karşı Nevfel’in ordularınca savaşmaya hazırım. Bu şehir ki bu kadar güzeldir, sen buraya yakışırsın!
    Ah izini bir bulabilsem! ”
    Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk / İskender Pala

    Dünyada olmanın ardında gizlenen bir gerçek var ki çoğumuz bunun farkında değiliz. Farkında olmamak da bir nevi ruhumuza giydirilen elbiselerden. O yüzdendir ki adına gaflet denmiş. Bu elbiseyi giyince gözümüzün hiçbir şey görmemesi bir yana, kirlenince yıkanması gerektiğini bile kavramak gaflete kurban gidiyor. “Gardıropta başka elbise mi yok? Onları giymek dururken niye ‘gaflet’ markayı giyelim ki? ” diyenler çıkacaktır elbet. Haklısınız. Hırs, şöhret, ümit, ümitsizlik, aşk, entrika, dedikodu... gibi onlarcası varken, niye sadece bir tanesiyle yetinelim?

    Kendi kendime diyorum ki: Cesaretin varsa “aşk” elbisesini giy bakalım. Bu asırda, hem de aşkın sadece dillerde dolaştığı bir hengâmede, onu giyip dolaşmak biraz fermana mahsus gibi görünüyor. Gibisi fazla, esasen öyle. Siz ne dersiniz? Bana katılır mısınız, yoksa “Git işine kardeşim! ” mi dersiniz? Her iki grubun da taraftarı çıkacaktır, muhtemelen.

    Aşkın dillerde dolaşması çok bilinen bir tabir. Atarsınız ortaya aşkla ilgili bir konu ve dillerin -esasında ellerin- ne söylediğine bakarsınız. Aşk için destan düzenler, geçilmedik köprü aşılmadık dağ bırakmayanlar, aşk yoluna kendini kurban edenler... Daha neler neler.

    Bugünlerde aşk, farklı bir tezgâha konu olmuş. Tezgâhın başlığı şu: Aşk mı para mı? Alın size asrın geyiği. Niye asrın geyiği olsun ki? Hz. Adem’den bu yana düzenlenen en geyik mavra. Böyle dar bir çerçeveye aşkı hapsetmek, aşka yapılacak en büyük hakarettir. Sadece bir asırla sınırlandırılmış olmak, aşk için züldür. Aşk, bundan utanır, kahrolur, Mecnun olup çöllere düşer. Ve dahi elimizde kalan son muhabbet mesnedi de uçar, gider. Ondan sonra ne yaparız? Kime ya da kimlere âşık oluruz? İlginçtir, asrın geyiğinden çıkan sonuçlar aşkın lehine değil, onu hatırlatırım. Değerli aşkseverler, aşk bize küserse hâlimiz nice olur? Düşünmek bile insanı tedirgin ediyor. Üslubumuz alay ediyor şeklinde algılanmasın. Ne söylüyorsam samimiyetimdendir. Babalarımızdan, dedelerimizden, ninelerimizden dinlediğimiz o eski aşk hikayeleri yok artık. Gençlerin aşk anlayışı sadece ten alakalı. Leylâ ile Mecnun’un aşkından bahsettiğiniz zaman “Moruk, kaçıncı asırdayız” mızrağı göğsünüze değil kalbinize saplanıyor artık. Maalesef doğrudur efendim. Mesnevi çağında değiliz, “Matriks” devrindeyiz, mankenler sergisindeyiz. “Anlaşamazsak ayrılırız, hele önce bir deneyelim” sahilindeyiz. Nasılsa işin geyiğinde değil miyiz? Televole destekli gece firârîlerinin cirit oynadığı bir aşk? ülkesindeyiz. Televizyon başında henüz gençliğinin baharında bunları seyreden bir gencin hafızasına ve âlemine nakşolan bu sahneler, çok geçmeden meyvesini verir. Işıklı ve şatafatlı hayatın bedelini ödemek kolay değildir, sanıldığı gibi. Uzaktan davulun sesinin hoş geldiği elbet doğrudur; ama ne zamana kadar? Davuldan mümkün mertebe uzak kalındığı sürece. Yaklaşırsanız işin tılsımı bozulur. Bunlar revaçta olduğu müddet asrın geyikleri daima paradan yana olacaklardır. Çünkü kendilerine izletilen zehirli sahnelere ulaşmanın tek bir yolu var: Para. Napolyon’un vird-i zebanı. Dilinde zikir edindiği mergup meta. Hiç eskimeyen, asırlar ötesinden gelen yastık altı ve dahi banka sürgünü. En çok sevilen mahkûm: Para, para, para. Yokluğu herkeste en derin yara.

    Hülyalar, sevdalar, hayaller çoğaldı; ama Leylâlar azaldı maalesef. Leylâ, yalnızca bir aşkın terennüm edildiği son nokta değil. “Aşk nedir? ” diye sorulduğunda “Yanıyorum abiii! ” şeklinde alınan cevap değildir aşk. Kavuşulduğunda azalan ya da bitmeye yüz tutan değildir aşk. “Aşk bir sudur, iç iç kudur” kabilinden teranelerin toplumda ikâme edilmeye çalışıldığı zartalak efendinin düzmeceleri de değildir aşk. Nedir o zaman aşk? Fuzûlî üstat desin:

    İlim kesbiyle pâye-i rif’at
    Bir hayal-i muhal imiş ancak
    Aşk imiş her ne var âlemde
    İlim bir kıyl u kâl imiş ancak

    Evet, âlemin kendisi aşk zaten. Her ne varsa gözün gördüğü, görebildiği aşk adına var. Ve bütün bunların maverasında yani ötesinde, işte Leylâ var. Ancak, Mecnun olunmadan bulmak kime nasip olsa gerek? Mecnun, önce Leylâ dedi, Leyla için yerini yurdunu terk etti. Çölleri mesken edindi. Alay konusu oldu. Gülünç duruma düştü. En sonunda aradığını buldu: Leylâ’da Mevlâ’yı buldu.

    Şimdi mesnevi çağı değil, milenyum çağı ya da adına her ne denirse... Adına ilim denilen “izm”lerin karanlığında yolunu kaybetmiş, sözüm ona (z) âlim efendilerin çizdiği bataklık yolda giden gençlerin hedefinde Mevlâ olmadıktan sonra, varsın Leylâ da olmasın, aşk da olmasın. Ne çıkar?

    Nerdesin şehir kızı Leylâ? Nevfel’in orduları yok yanımda; ama son model silahlarla savaşırım senin için. Yeter ki bana Mecnun olmayı öğret!

    Cevap Yaz
  • Hanife Hande Haghgoui
    Hanife Hande Haghgoui 04.11.2007 - 14:39

    Sevmeyi bildiği kadar nefretide bilmeli her yürek.Gidenin arkasından ağlamak sevmeyi bilen birine yakışmaz.Layık olmaktır asılolan,can'a canan gerekir,cilalı yüzler değil....Yıkanınca suratlar maskeler düşer öne.
    Çok sevmişsiniz belli,insan ne kadar sevmişse o kadar da nefret eder,haklısınız,ben olsaydım açıkça yazardım ihanetini kimseye yar olmasın diye.
    Teşbih güzel olmuş, kutluyorum...

    Cevap Yaz
  • Macide Özcan
    Macide Özcan 04.11.2007 - 14:18

    Sevgiliye yazılan satırlardan habersizdir sevgili ve kendine yeni satırlar yazdıracak birinin kollarında adını bile anmaz beyninin hiçbir kıvrımında.

    Cevap Yaz
  • Mehtap Aktas
    Mehtap Aktas 03.11.2007 - 12:34

    cok güzel olmuş yüreğinize sağlık diyorum...

    Cevap Yaz
  • Suna Yilmaz
    Suna Yilmaz 31.10.2007 - 17:03

    ihanet insanlik disi bir olaydir,ihanet eden biri icin beddua etnmek bile ona dua gibi gelir cünkü onun Allah korkusu yokturki ihanet ediyor,kimse icin kin tutma duygularina yazik...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 31 tane yorum bulunmakta