Sana Yanarım Şiiri - Umut Beylik

Sana Yanarım

Sen her gece
Bir nehir yatağında
Haksız gülümseyişlerin serseri aydınlığısın
Uçsuz bucaksız sensizliğimin
Onurlu kanlarla sulanan
Vahşi efendi topraklarının
Pus tutan yalnızlığısın,
Bilmem farkındamısın
Nede çok yol yürümüşüz
Her yağmur damlasında
İnadına filizlenen bu sevgi adına
Çelişkilerin karamsar sofrasında değil
Ülkemin yemyeşil ovalarında,
Narin bir kelebeğin
Katledilmiş ürkek duasında,
Yağmur sonrası
Gök kuşağının binlerce tonunda
And içilmiş yüreksiz anılarda
Nede çok yol yürümüşüz...

İdam sephasında
Kalemi kırılan mahkumun
Cellatsız her rüyasında
Bir çınarın kimsesiz geçirdiği
Fidan anlarından geriye kalan
Kurumuş dallarında,
Son yaprak korkusuyla basar küfrünü
Soysuz bir ıslığın
Köpekleriyle hırlaşan düşman nakaratına.
Anlatmak anlaşılmak güzel şey
Işıl ışıl parlayan gün batımında
Renkten renge giren deniz kokusunda
Bir gün daha çalınır
Mahsun ve korkusuz umutlardan.
Denemek hayatı,
Kırıp zincirlerini kaçak limanların
Aykırı uyuşmazlıklardan sıyrılan sevdalara
Muzaffer bir narayla merhaba.
Dönüpte bakmak isterken
Ardımdaki sahte sevdalara
Gerçek sevdalamı ararım
Gelmeyen bir bahar aşkıyla
Sana yanarım..

(03.11.01)

Umut Beylik
Kayıt Tarihi : 4.12.2005 23:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Umut Beylik