Garip bülbül öter hazin hazin evim üstünde,
Bilmem; Ademoğlu niçin durmaz dünya postunda? ..
Bazan öyle bir hal alır ki, canavarın büstünde! ..
Canavarlık olmak niye? Sana sesleniyorum.
Fani dünya, konar olduk senin gamlı dalına,
Niceleri kandı sana, aklım ermez haline...
Ademoğlu binme; sen,ey bu vahimlik salına!
Bülbül oldum işte yine sana sesleniyorum.
Deryaların dolu olsa inci ile lal ile,
Semaların parlak olsa,şu güzel hilal ile,
Sonun fanidir senin,gezilmez haylal ile,
Derya oldum işte yine sana sesleniyorum.
İsrafil adlı melek,sura üfürdüğü zaman,
Senin sonundur fani,işte o galeyanlı an,
Birden yok olup gider, dünyada ünvanlar ve san,
Ünvan ve san nerde,dünya sana sesleniyorum.
Ademoğlu bu fanide hep beyhude gezersin,
Bilmez misin; fani dünya! ne garibi ezersin?
Mevla bir müsibet verir, bu faniden bezersin,
Müsibet başa gelmeden sana sesleniyorum.
Sedat,sen yaz, dünya fani oysa baki ahiret,
Bu dünyaya tapmak niye, buna ederim hayret,
Ademoğlunu Hakka en büyük davettir gayret,
İçimi döktüm,ah ile sana sesleniyorum.
(Borçka:26.07.1995)
Sedat ÇakmakKayıt Tarihi : 12.7.2010 23:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sedat Çakmak](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/07/12/sana-sesleniyorum-22.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!