yüreğimden sökülürken
kökleriyle benliğime tutunan aşk...
ve sevdalarla vedalaşırken
avazınca bağıran ayrılıkları,
güneşin kızıllığında
ayak izlerine bastım usul usul...
günümüze ait olmayan
senli yüz yılların hediyesiydi o izler...
o yüzden ben,
binlerce yıl seni bekledim zamana saklanarak...
işlediği her günah için
binlerce kez tövbe eden
ve omuzundaki melekleri rahatsız eden
günahkar din adamlarından daha mahzundu yüzün
göz ucunda
biriken nehirleri
gereksiz yere
zevk için öldürülen hayvanlara
ağıtlarla indirirken yeryüzüne
hüzünlerle kaybolan meçhul kişi olarak anlatıldın binlerce yıl...
senin binlerce yıllık kayboluşun
sevda şehrinin kapısının
hüzünlerle mühürlenişiydi....
ve binlerce yıllık hikâyesinin anlatılmadığı
bu karanlıklar ülkesinde ben, ilk olarak
yirmi dört saatlik zaman tanımıyla
milyonlarca yıl önce
sevdasız bir lanetli gibi
yalnız yaşamaya mahkûm edilerek,
kalbim olmadan
sevdaya mahkum yaratıldım...
taaa ki... gül yüzlüm...
binlerce yıl sonra
sana rastlayana kadar...
erdal yalçın
Kayıt Tarihi : 9.10.2014 02:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
binlerce yıllık aşkı anlattım e.y.
![Erdal Yalçın](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/10/09/sana-rastlayana-kadar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!