Güneş battığında parlardın hemen,
Işıklar saçardın sana ne oldu?
Vuslatla yarışın olduğu zaman,
Rüzgârı geçerdin sana ne oldu?
Tebessüm cevherdi her ilacında,
Bin kırat elmastım gönül tacında.
Kurumuş çalının kırık ucunda,
Gülleri açardın sana ne oldu?
Uzakta kalmazdın aşkın mestinden.
Duygular içerdin gönül destinden,
Sevdayı yüklenip hüznün üstünden,
Sevince göçerdin sana ne oldu?
Duruşun ilgisiz, bakışın hasta,
Yanağın gölgeli, gözlerin yasta.
Gönül şarabımı duygudan tasta,
Kaldırıp içerdin sana ne oldu?
Vuslatta bahara gelince sıra,
Nedendir kalbini kanatan yara?
Büyüler içinde başka diyara,
Sevgimle uçardın sana ne oldu.
Gönlünü çaldıysa başka birisi,
Susarım söylemem, kalsın gerisi.
Kalbime taht kuran sevda perisi,
Hicrandan kaçardın sana ne oldu?
Kayıt Tarihi : 15.4.2012 15:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Nacar](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/04/15/sana-ne-oldu-11.jpg)
Kırat konusunda anlaşmak mümkün ama arada ince bir ayrıntı var. Açıklıyorum;
Sizin verdiğiniz linkte ve kopyaladığınız şekilde (ing.) sözcük olduğu not düşülmüş. Benim verdiğim kopyada da Arapça (Ar.) notu düşülmüş. Sözünü ettiğim ince ayrıntıyı bir örnekle açıklayacağım;
Cebeşur sözcüğü Farsçadır. Dilimizde ''çamaşır'' şeklini alarak dilimize yerleşmiş ve Türkçeleşmiştir. Biz ''kırat'' sözcüğünü Arapçadan aldık ve Türkçe Ses Uyumuna uygun olduğu için de değiştirmeden kullanmaya devam ediyoruz.
Teşekkür ve saygılar size...
http://tdkterim.gov.tr/bts/
Karat mı, Kırat mı? diye baktım:
karat İng. karat, carat
1.Elmasın değerini belirlemede kullanılan 200 mg C a karşılık gelen birim. 2.Alaşımlarda altının %saflığını ve oranını gösteren bir birim. 24 karat altın saf altın metaline karşılık gelir. 22 karat altın; 22/24 altın, 1/24 bakır, 1/24 gümüşe karşılık gelir.
ve...
kırat Ar. ®³r¥µ
a. 1. Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 gramlık ağırlık ölçü birimi: “Bilmem hangi milyarder kocakarının porsuk gerdanında ışıldayan bilmem kaç kırat pırlanta mı diyeceksiniz?” -N. Hikmet. 2. mec. Nitelik, değer, düzey, seviye: “Karşısındaki oyuncu belki de orta kıratı hiçbir zaman geçmeyen birisi idi.” -T. Buğra.
Görülüyor ki ikimiz de haklıymışız!
Nasrettin hocanın fıkrasına döndü bu iş:)
Başarılar dilerim efendim.
Sevgiler, saygılar...
Öncelikle emek verip böyle geniş bir inceleme yaptığınız için teşekkür ediyorum. Yazdıklarınızda katılmadığım veya anlamını sizin eksik algıladığınızı düşündüğüm konulara kısa kısa değineceğim.
Güneş battığında parlardın hemen,
Işıklar saçardın sana ne oldu?
Parlardın yerine önerdiğiniz gibi doğardın yazıldığında anlamda ne tür değişme olurdu? Bu iki dizede hava kararmaya başladığında görünen yıldızlar kastedilmiştir. Yani sevgili yıldızlara benzetilmiştir. Yıldızlar genel olarak güneş gibi doğup batan gezegenler şeklinde değil de her zaman yerinde dururmuş gibi görünen gök cisimleridir. Bu yüzden güneş battığında her zamanki yerlerinde n ışık saçmaya başlarlar. ‘’Işıklar saçardın ‘’ yerine ‘açardın’’ yazılması anlam derinliğini, akıcılığı ve dizenin kolay anlaşılmasını zorlaştırır. Yıldızlar ışık açmaz, ışık saçarlar.
Vuslatla yarışın olduğu zaman,
Rüzgârı geçerdin sana ne oldu?
İlk dizedeki ‘’olduğu zaman’’ sözü belirsiz bir zamanı anlatmak için kullanılmıştır. Olduğu yerine girdiğin yazılsaydı isteğe bağlı veya istendiğinde yarış başlatılabileceğini anlatır. Bu anlam farkı düşünülerek olduğu sözcüğü kullanılmıştır.
Redifli tam uyak hatırına anlamı bozmak acemilerin işidir.))
KIRAT sözcüğü TDK sözlüğünde şu şekilde açıklanmıştır.
kırat Ar. ®³r¥µ
a. 1. Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 gramlık ağırlık ölçü birimi: “Bilmem hangi milyarder kocakarının porsuk gerdanında ışıldayan bilmem kaç kırat pırlanta mı diyeceksiniz?”
Gördüğünüz gibi sözcük hatalı değil. Yabancı kökenlidir ve Türkçeye kırat olarak geçmiştir. ’’ustalar bile…’’ demişsiniz ama ben de ustalar listesindeyim.
Kurumuş çalının kırık ucunda,
Gülleri açardın sana ne oldu?
Önerdiğiniz şekilde ‘’gül açardın’’ deseydim bir tek gülden söz etmiş olacaktım. Çoğulu tercih ederek kurumuş bir dalda birçok gül açtırdığını anlatmak istedim.
Uzakta kalmazdın aşkın mestinden.
Duygular içerdin gönül destinden,
‘’Duygular içerdin gönül elinden, ...şekliyle soğurmaya uğramaktadır. Gönül elinden yerine Gönül testisi şeklindeki imgelemeyle mısra çok daha güzel olur. Gönül elinden yerine Gönül testisinden içmek ifade anlam ve imge yönünden daha şık dururdu diye düşündüm…’’
Sanırım şiiri üstünkörü okumuşsunuz. Çünkü dizedeki mısrada zaten ‘’Gönül destinden’’ sözü kullanılmıştır ki, kendi gönül destisi kastedilmiştir. (Halk dilinde desti.)
Vuslatta bahara gelince sıra,
Nedendir kalbini kanatan yara?
Büyüler içinde başka diyara,
Sevgimle uçardın sana ne oldu.
Efendim. Dostlar arasında kafiye ustası olarak tanınan biriyim. Bu nedenle şiirlerimi yazarken kafiye araması yapmam. Uygun kafiye kendiliğinden ortaya çıkar. Ayrıca kafiyelerle ilgili iki farklı görüş vardır. Ben kafiyelerin sözcüklerden değil, hecelerden oluştuğunu kabul etmekteyim. Edebiyat tarihimize geçmiş ustaların şiirlerini incelediğiniz takdirde sözcükler yerine hecelerden kafiye ürettikleri şiirlere çok rastlarsınız.
Son olarak da kafiyelerin yarım, tam veya zengin olmasının hiç önemi yoktur. Önemli olan şiirdeki görevinin tam olmasıdır. Ustalar sessiz harflerden kafiye üretirler. Kafiyelerdeki sesli harflerin aynı olması güzelliği arttırabilir ama eksik veya kusur sayılmaz. Ayrıca bazı kafiye incelikleriyle uğraşırken konu dağılıp şiir daha basit bir şekle bürünebilir.
Şiirlerime verilen bütün puanları hiçbir zaman önemsemedim.:))
İncelediğiniz şiir on dakikada yazılmıştır. Bu tür inceleme ve eleştiriler benim için çok önemli. Bir eksiğim varsa yakalamak için sindirerek okurum. Yararlı olur.
Tekrar teşekkür ve saygılar size…
Mehmet NACAR
Sana Ne Oldu
Güneş battığında parlardın hemen,
Işıklar saçardın sana ne oldu?
Vuslatla yarışın olduğu zaman,
Rüzgârı geçerdin sana ne oldu?
Tebessüm cevherdi her ilacında,
Bin kırat elmastım gönül tacında.
Kurumuş çalının kırık ucunda,
Gülleri açardın sana ne oldu?
Uzakta kalmazdın aşkın mestinden.
Duygular içerdin gönül destinden,
Sevdayı yüklenip hüznün üstünden,
Sevince göçerdin sana ne oldu?
Duruşun ilgisiz, bakışın hasta,
Yanağın gölgeli, gözlerin yasta.
Gönül şarabımı duygudan tasta,
Kaldırıp içerdin sana ne oldu?
Vuslatta bahara gelince sıra,
Nedendir kalbini kanatan yara?
Büyüler içinde başka diyara,
Sevgimle uçardın sana ne oldu.
Gönlünü çaldıysa başka birisi,
Susarım söylemem, kalsın gerisi.
Kalbime taht kuran sevda perisi,
Hicrandan kaçardın sana ne oldu?
Mehmet Nacar
Merhaba sevgili şair. Şiirinizi okudum, yorumlamaya çalışıyorum:
Şiirin başlığı: Sana Ne Oldu
Şiire atanan başlık; sorgu yönü ağır basan, merak uyandırıcı ve metnini okumaya davet eden güzel bir seçim olmuş. Şiirin başlığı Sana Ne Oldu yerine, Ne Oldu Sana şeklinde olsa acaba daha mı iyi olurdu diye düşündüm, baktım ki fazla bir şey fark etmiyor.
Şiirin 6 + 5 durakları dolayısyla 11-li hece ölçüsü kusursuzdur.
Güneş battığında parlardın hemen,
Işıklar saçardın sana ne oldu?
Vuslatla yarışın olduğu zaman,
Rüzgârı geçerdin sana ne oldu?
Şiirin ilk bendinde göze çarpan en önemli özellik:
Vuslatla yarışın olduğu zaman,
Rüzgârı geçerdin sana ne oldu?
Mısraları arasındaki anlam ve birbirine perçinlenmesindeki mükemmel ustalıktır.
Vuslatla yarışın olduğu zaman, mısrası
Vuslatla yarışa girdiğin zaman,
...şeklinde daha mı anlamlı olur muydu diye düşündüm. ''yarış olmak'' yerine: Yarışa girmek, arasında bir müddet tereddüte düştüm. Her iki halde de bendin alt iki mısrası güzel duruyor.
Şiirlerde ilk bent çok önemlidir. Çünkü ilk bendin okuyucusunu kendine çekim gücü; ya şiir metninin okutacak atmosferi oluşturacak ya da okuyucusunu şiirin devamını okumakta gönülsüz bırakacaktır. Onun için üzerinde en çok çalışılan bentler arasındadır. Şiir koşma nazım şekliyle yazılıyorsa, ilk bendin çaprazı, durak, uyak ve anlam bütünlüğü en ince ayrıntısına kadar düşünülmelidir. Bendin ilk iki mısrası:
Güneş battığında parlardın hemen,
Işıklar saçardın sana ne oldu?
Son iki mısranın güzelliğine kısmen uyum sağlayamamış görünüyor.
Güneş battığında parlardın hemen, mısrasındaki: ''parlardın'' sözcüğü doğası gereği 1- Işıldamak, ışık vermek. 2 - Öfkeye kapılmak, sinirlenmek, bağırıp-çağırmak. anlamlarıyla tevriye ve cinas sanatına yatkınlığından dolayı mısra içinde uyumsuz kalmış hissi uyandırmaktadır.
''parlardın'' yerine ...doğardın kelimesi, batmak sözcüğünün devamında daha uygun düşerdi diye düşünüyorum.
''hemen'' ve ''zaman'' sözcükleri arasında uyak ''m'' ve ''n'' sessiz harflerine bırakılmıştır. sesli harflerin uyağa katılamayışı, çaprazın 1 ve 3 mısralarını kısman zayıflayan tam uyakla yetinmek zorunda bıtrakmıştır. Çaprazın 2. ve dördüncü mısralarında da uyak redifli yarım uyağa kadar düşmüştür.
Vuslatla yarışın olduğu zaman,
Rüzgârı geçerdin sana ne oldu?
Mısralarının güçlü anlam ve mükemmel perçinlenişinin hakkını veremeyen birinci mısra ''aman'' ve ''yaman'' sözcükleriyle tunç uyağa, üçüncü mısra da ''açardın'' kelimesiyle redifli tam uyağa eriştirilse daha güzel olurdu diye düşünüyorum.
Tebessüm cevherdi her ilacında,
Bin kırat elmastım gönül tacında.
Kurumuş çalının kırık ucunda,
Gülleri açardın sana ne oldu?
İkinci bent akıcılığı, his yoğunluğu ve ifade gücüyle güzeldir.
''kırat'' sözcüğü hatalıdır. Doğrusu elmasın dört değer ölçüsüsün ilki olan KARAT tır. Ne yazık ki büyük üstatlar arasında bile bu sözcük ''kır at'' ile tunç uyak sağlamak için zorlamadan öte kırılmaya uğratılarak kırat olarak kullanılmıştır.
Gülleri açardın sana ne oldu?
...mısrasındaki ''Gülleri'' sözcüğü ifade zayıflığı taşıyor gibi görünmektedir. Gülleri açardın yerine; Gül gibi açardın... ya da Güllerle açardın... şeklinde olsa sanki mısra daha güzel bir anlam kazanacakmış gibi görünmektedir.
Uzakta kalmazdın aşkın mestinden.
Duygular içerdin gönül destinden,
Sevdayı yüklenip hüznün üstünden,
Sevince göçerdin sana ne oldu?
yukarıdaki bendin
Sevdayı yüklenip hüznün üstünden,
Sevince göçerdin sana ne oldu? ...mısraları harikadır! bu bentteki:
Duygular içerdin gönül destinden, ...mısrası anlam açmazına düşmüş görünmektedir. Buna sebep de ''destinden'' mısranın bu haliyle tercümesi:
Duygular içerdin gönül elinden, ...şekliyle soğurmaya uğramaktadır. Gönül elinden yerine Gönül testisi şeklindeki imgelemeyle mısra çok daha güzel olur. Gönül elinden yerine Gönül tetisinden içmek ifade anlam ve imge yönünden daha şık dururdu diye düşündüm.
Duruşun ilgisiz, bakışın hasta,
Yanağın gölgeli, gözlerin yasta.
Gönül şarabımı duygudan tasta,
Kaldırıp içerdin sana ne oldu?
Yukarıdaki bendin en güzel yönü mısraların gizli dokusuna sinen iç ezgidir. Bu bendin ses vurgusu(Alliterasyonu) harikadır.
Gönül şarabımı duygudan tasta, ... mısrasına ''tasta'' yerine tastaN şeklinde iyelik atanmasıyla anlam daha da keskinleşir. Bunun için üst mısraların harika ses vurgusunu yitirtmeden düzenlemeye gidilebilir. ''n'' sesinin eksikliği alttaki mısrayla perçinlenişi zayıflığa götürüyor.
Vuslatta bahara gelince sıra,
Nedendir kalbini kanatan yara?
Büyüler içinde başka diyara,
Sevgimle uçardın sana ne oldu.
Şiirin yukarıdaki bölümü nefis bir dörtlüktür. ''yara'' ve ''diyara'' arasındaki tunç uyak çok güzeldir. ''Sıra'' kelimesi tunç uyağa tam uyakla bağlanmış olsa da ilk mısranın anlam keskinliği uyak için harcanamayak güzelliktedir. söz konusu mısrayı uyak için değiştirmeye kalkışmak kaş yapayım derken göz çıkarmak olurdu. Muhtemelen şairin aklına: Miyara, şiyara, ayara,... vb uyaklar gelmiştir. ancak bu mısra anlam yönüyle bu haliyle güzeldir.
Gönlünü çaldıysa başka birisi,
Susarım söylemem, kalsın gerisi.
Kalbime taht kuran sevda perisi,
Hicrandan kaçardın sana ne oldu?
Final bentleri şiirlerin okuyucusunun aklına kazındığı bölümdür. Mahlasların bu bende işlenmesi vurgu, anlam zenginliği ve ifade keskinliğinin bu bölüme aktarılması altında yatan ana düşünce: Şiirlerin final bendiyle okuyucusun aklında yer edinmesini sağlamaktır. Yukarıdaki final bendi şiirinin akıllarda kalmasını sağlayacak güçtedir.
Kalbime taht kuran sevda perisi,
Hicrandan kaçardın sana ne oldu?
Bendin son iki mısrası ''USTALIK İŞTE BUDUR !'' dedirtecek türdendir.
Sonuç olarak: şiir, yer yer uyak ve kısmi anlam güçsüzlüklerine uğrasa da; akıcılığı ve his yönüyle ile güzel bir şiirden öte bestelemesi gereken bir güfte olmuştur. Bu kalemin çok daha başarılı şiirler yazacağına inanıyorum. Düşündüm bu şiirin hakkı kaç puandır diye: Gönlümden 8.5 puan geçiyor.
Diğer şiirlerinizin de bir kısmına göz gezdirdim, bundan çok daha güzel şiirleriniz de var, ancak şairlerin son şiirlerini yorumlamakta olduğumdan yorumum da bu şiirinize kısmet oldu.
Not: Sevgili şair yazdıklarım hoşunuza gitmediyse yorumumu silebilirsiniz. İnanınız ki alınmam. Emeğimi gönülden helal ettim bilesiniz.
Sevgilerim ve saygılarım sayfanızdadır efendim:)
TÜM YORUMLAR (18)