O kadar çok şey birikti ki içimde, ama hiçbirini dile getiremedim. Sana "Sana ihtiyacım var" demek istedim, ama kelimeler boğazıma düğümlendi. Belki cesaretim yoktu, belki de korktum. Ya beni anlamazsan, ya da duymazsan diye...
Sana ihtiyacım vardı, çünkü bu yükü tek başıma taşıyamıyordum. Ama bunu söylemek, zayıflık gibi geldi. Oysa insan bazen zayıf olmalı, bazen yardım istemeli. Ama ben, kendi duvarlarımın arasında kaybolmayı seçtim. Ve şimdi o duvarlar bana daha da ağır geliyor.
Keşke diyebilseydim. Keşke bir an olsun, "Yanımda ol, beni anla, bir şey söyleme ama gitme" diyebilseydim. Ama sustum. Çünkü alışmıştım susmaya. Alışmıştım ihtiyaçlarımı içimde saklamaya. Ama bu sessizlik, beni senden daha da uzaklaştırdı.
Şimdi düşünüyorum da, belki de asıl kaybım bu oldu. Sana ihtiyacım olduğunu söyleyememek. Çünkü bazen bir kelime, her şeyi değiştirebilirdi. Ama o kelimeyi söylemek, bana çok zor geldi. Ve sen bunu hiç öğrenemedin.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta