Bilmem bu kaçıncı mektubum Anne ,
Sana ulaştıramadığım içimde tutamadığım. 2 sene önce bugündü yaptığın son şaka. Tabi şakanı ertesi gün yanına geldiğimde anlamıştım.
Birgün öncesi 1 Nisan günü abimin yüzü gülerek yanımıza gelişini , konuştuğunu söyleyişiyle hepimizin yüzünde oluşan tebessüm dün gibi hâlâ aklımda. Hastanenin bahçesinde kalan adamın bile yanımıza gelip iyi haber mi geldi diyerek mutluluğumuza ortak oluşu. Onun kendine banklardan yaptığı evi bizimle paylayışı bizim yemeğimizi onunla paylayışımız gibi. İçimizde oluşan , imkansızı imkanlı hâle getirdiğini düşündüğümüz o an sadece konuştuğunu duymamızdı. Bilemezdik bunun senin son konuşman olacağını ,sesini seni birdaha hiç göremeyecek,duyamayacak ve dokunamayacağımızı bilemezdik ve bilemedikte. Ertesi sabah her zaman ki gibi Babamla çıktık yola ve öyle bir umut var ki yüreğimde kanatlanmış yanına uçup gelmeyi bekleyen. Benimle de konuşabilir misin umudu ! Umut işte...
İçeriye alınmam ile gözlerinin içinden yitip giden kuşlar gördüm. Umudum yerle bir oldu ,konuşmak bir kenara 30 senedir senin gözlerinde bu kadar çaresizliğe şahit olmamıştım.
Ah Annem gözüm hâlâ yollarda bir gün birgün diyorum çıkıp geleceksin al yanaklarınla o muhteşem gülüşün ve sevgi dolu bakışınla.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta