Secdeye kapanıp gözyaşı dökmeye
Maddeyi silip mana semalarında gezmeye
Bu nefsi kulluk ile yoğurmaya
Sana yöneldim rabbim layık olma samda
Rahmet pınarlarında kana kana içmeye
Bilirim senden başka gidecek kapım yoktur
Fani âlemin hevesi çoktur
Nefsi emare beynime maddeler soktu
Layık olma samda şefaatine muhtacım
Ya resülallah narına
Nuruna yanmaya aşkına kanmaya geldim ya Hz. nebi
Destur deyip diz kıramadım
Sana layık bir evlat olmadım
Kör imiş gönül gözüm dergâhına hizmete duramadım
Layık olma samda himmetine muhtacım ey. üstadım
Aşkına yanmaya geldim ipimi elime verme gayri
Urgan ilmekleriyle mana âlemine bağla beni
Talebeyi sübyan idim seneler önce
Yalnız rabbimin kelamı dilimde hece hece
Selatu selam okuduğum o gecelerde
Bilemedim anlamamışım meğer nasihatlerin
Nede yüce
Layık değilim bilirim ama anladım ki
Yok, başka gidecek yerim yurdum sana geldim
Sana ey rabbimi dost edinmiş Hz peygamberimizin
İzinde yürümüş üstadım sana geldim
Bu yaralı vurgun yemiş gönül ile
Kovma beni kapında tut elimi
Resulüme kavuştur al götür beni
Yersiz yurtsuz göçmen kuşlar misali
Kanadı kırık gönlü buruk diyardan diyara
Savrukluk dini İslam, a susamış bu yürek nefsin
Ateşinde kavrulup kavrulup düştüğüm
Ateşlerde bırakma beni bırakma ey sevgili
En yüce sevgili beni bana al beni bana kat
Beni sevgi aşk âleminin gerçek mananın derinlerine
At
Bu kapkara yüzümle dilimde pişmanlık yağan sözüm ile
Sana geldim sana yöneldim divanında el pençe durdum
Kovma beni gayri kapında yok başka gidecek yerim yurdum
Yok yok..
12.5.2007
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta