bazen sana da oluyo mu bilmiyorum
kendim.
böyle hayatın dışında durmuş da
biri senin yerine yaşıyormuş duygusu
ha kendim?
açlığını çektiğim ne çok şey var
mı taşıyamıyorum omuzlarımın üstünde
çok ağır.
sen kendini taşıyabiliyor musun,
ha kendim?
ben suların birgün kesilmesinden korkuyorum.
kapatma ışıkları, sana kanamadım kendim...
açlığını çektiğim ne çok şey var
ve ne kadar özgürlüksüzlük, ne dersin kendim?
bazen sana da oluyo mu kendim?
geçerken bir direk ankesörünün kenarından
çalar telefon, açarsın kendim,
-kimsin
-benim, ya sen
-senim...
ne sorarsın kendine, kendim?
dublörü oynatsanda filminde
başrolü sende, kendim...
-bir film karesi esprisi-
çok yalnızım be kendim, çok yalnızım...
Kayıt Tarihi : 5.11.2006 03:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yağmurlu loş bir gece. Saçak altı, bir kibrit çakar, aydınlanır yüzü bir an. Barut kokulu ilk nefesin nemli havada yayılamayışı... Direkte duran ankesör. Farklı bir çalma sesi. Etrafına bakar. Kimse yok bedeninden başka. Elini uzatır ahizeye... Klik.! ..
