Nexşamın!
Ben,
Zerdüşti bir Maginin
beş bin yıl önce
Zagroslarda yaktığı
bir ateşten geliyorum
ve
ayak izlerim
o ateş ile yaşıttır,
ayaklarımın çıplak izlerinde
nice hikaye gizlidir...
Sana bir hikayeyi anlatayım;
zamanın bir deminde,
gözlerimin mayın döşeli
alanlarında
hevesli fesleğenler
boy verirdi
ve
yalınayak geçerdi
kırlangıçlar göç mevsiminde...
Kendi sessizliğimle iç içeyken,
sarmaşıkken
en makul düşlerime,
kıymetli şeylerin
kırılgan olduğunu
ve
gözlere sürme çeken
meleğin İblis olduğunu
bu kadim hikayeden öğrendim...
Her sonbaharda
bu hikayeyi yıkardım
içinde
yüzler,
kusurlar
ve
renkler olan,
kanatmadan yaralarımı
ve
hiç bir yaraya da dokunmadan...
Sonra
aşktan,
topraktan
sorular belirirdi
fetih arzumun
kemik derinliğinde
ve
tarif edemediğim,
yürekten bir stran
tokat gibi yüzüme
çarpardı,
ateşten bir cevap gibi...
Nexşamın,
öykünün son deminde,
aşkın ezeli gölgesi
ve
asırlık suallere cevap olan bu stranda
şöyle geçer,
zehir hangi dozda olursa olsun
panzehir yarin parmak uçlarıdır...
22 kasım 2014
Kayıt Tarihi : 22.11.2020 18:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kırlangıçlar göç mevsiminde...
Kendi sessizliğimle iç içeyken,
TEBRİKLER ŞAİRİM VAR OLUNUZ
TÜM YORUMLAR (1)