Hayatın bilinmeyen yönü beni kahreden tarafıdır.Hep istediğim yarını görebilmek veya hissedebilmekti.Ama Allah bunu yasaklamıştı sanırım.Bazı zaman içimden gelen hislerle yarına cevap bulma yeteneğim olabiliyordu ama efendim izin verdiğinde.Herşeye hükmetme tutkum yoktu ama asiliğim çok şiddetli idi ve başeğmek bana çok zor geliyordu.Her aynaya baktığımda farklı huylar edindiğimi anlıyordum.
Her geçen gün yaşadığım yaşın izlerini bana tek tek sunuyordu.Bazı zaman bundan nefret ediyor ancak fazla üzerinde durmuyordum.Çünkü ben küçük noktalara önem vermezdim.Herşey içimde deşifre olmaya hazır ancak başkaldıramazdı.
Bir kişiyi sevmeyi becerebildim ve silmedim onu her hatasına karşılık.Öyle bir aşktı ki,beni her aldattığında derinden yaralanırken ben ölesiye sevmeyi öğrendim.Defalarca kendi kendime nefret ettiğimi haykırdım ancak kendimi bile inandıramadım.Her inanmadığımı anladığımda ise kendimden nefret ettim.Çaresizliğin şiddetli sancıları arasında,gelgitleri yaşadım.
Bazı zaman yalvardım içimden sevdiğim duy sesimi diye nafile benden yana bakıp gördüğünü görmedim.Ben onun hayatında başka yerde veya başka zaman diliminde yaşıyordum.Hangi kimlikte yaşadığımı bilmiyordum ama yaşıyordum.Ne benle oluyordu nede bensiz.Çıkmazlara girip gerçeğimden saklanıyordu.Oysa ben onun,o benimdi.Başka birinin olamıyacak kadar benimdi.Anlatamadım ona.Anlatmayı denediğim her defasında susturuldum ve gözyaşlarımla sırdaş oldum.
Yastığım gözyaşlarımı silerken,onun benden uzaklaşmasını uzaktan sessiz ancak güçlü çığlıklarla izledim.Başkalarına ettiği sözleri kendim duymak istedim ama haketmiyormuşum gibi davranıp bana acılarını sundu.Ölmek istedim ve ölmeyi beceremedim.Çünkü onu bu şekilde terk edecek gücüm yoktu.Efendim kızar korkusu ile mezarlık yoluna giremedim.
Şimdi rahat mıyım bilmiyorum.Yanımda ama görüntü var.O yine başka ruhlarda.Paylaştığı tek şey sıcaklığı ve kimliği.Ya istediklerim nerde? Bu kadar bencilliği nasıl sevdi? Ben bencilliği yüreğime öğretemedim.Öğretmek için çaba göstermedim.Ben her seferinde karşılıksız sevmeyi öğrendim.Ya o ne yaptı? Sadece kimliği ile yaşamayı...
Kendimi yazılara,şiirlere kaptırdım.Sahil kenarında konaklayan martılara.Siren çalıp geçen gemilere....Ya sonunda ne oldu? Yanlızlığın kolları arasında inleyen ben oldum.Ayrı kaldığım her salisenin hesabını yaptım ama kağıtlara dökemedim.Sadece kelimeleri gözlerime yazdım.Belki anlar okur diye.O,okumayı bile beceremedi.Gururu kaf dağı kadar yüksek ve uzakta idi.Elimi uzatsam dokunurum sandığım kişi...Ufuk bile senden bana daha yakın.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta