Samsun Şiiri - Osman Bulut

Kırk yıl sonra hatırladım (!) bu yurdun
Bir de Samsun gibi şirin ili var.
Dersen niye bugün zahmet buyurdun,
Hakk'ın böyle nice tembel kulu var.

Gâh tutturur tarihçi gâh ıskalar,
Buralara ilk yerleşen Kaşkalar.
Yaşı bir gün on bini de yakalar,
Kayda geçmiş bir yedi bin yılı var.

Hitit, Frig, Roma, Bizans, Ceneviz
Tek tek yutar hepsini Karadeniz.
Semasına son Bayrağı diken biz,
Üzerinde Ay Yıldızı, alı var.

“Güneşin doğduğu şehir” burası,
Yaşatılır o günün hatırası.
Gezmek lazım; Samsun- Havza arası
Seyre hazır bir “Kurtuluş Yolu” var.

Tarih yazmış o gün Mustafa Kemal
Sen de okumayı eyleme ihmal.
Buradan yayılmış ülkeye moral,
Sırada Amasya, Sivas eli var.

19 Mayıs’la parlayan şehir,
Millete bir bayram yaşattı ahir.
Toprağı altından üstün; cevahir
Herkesin az çok parası pulu var.

İlk ismi Amisos, son ismi Samsun,
Tüm sahil illeri hüsnüne meftun.
Toplanmış; Trabzon, Rize, Giresun,
Her geleni kucaklayan kolu var.

Vezirköprü ay çiçeği deryası,
Yakakent’in çiçekle gül rüyası.
Al Beyazın masmavi gök dünyası,
“Enginlere sığmayan” bir hâli var.

Çarşamba, Tekkeköy, Terme, Ayvacık,
Üretir her sene tonlarca fındık.
Temiz hava istersen Kavak'a çık,
Ilgıt ılgıt esen serin yeli var.

Meyve, sebze bakımından mükemmel,
Tanıştım hepsiyle kırk sene evvel.
Tahnal, acuk, gırçan, galdirik, töngel
Saymakla tükenmez daha dolu var.

Rekabette; Terme Bafra pirinci,
Taneleri zannedersin bir inci.
Ben bilemem hangisidir birinci,
Tadan desin hem ağzı hem dili var.

Her ne zaman keşkek çekerse için,
Ya Terme’yi ya Çarşamba’yı seçin.
Çakallı tek adres menemen için,
Yurt dışından çıkıp gelen deli (!) var.

Fasulyesi ile meşhur Nebiyan,
Buyursun Engiz’e nimetten sayan.
Korkmasın Akdağ’da kızakla kayan,
Farz etsin altında beyaz halı var.

Yeşilırmak Çarşamba’ya tat verir,
Kızılırmak Bafra’ya hayat verir.
Tarlalar bire yüz hasılat verir,
İlin ne çorağı ne de çölü var.

Amazonlar hüküm sürmüş Terme’de
Kılıç da çekmişler göze sürme de.
Mahirmişler kana, kalbe girmede
Masum, mağrur her devrin bir gülü var.

Çarşamba'yı sel almaz kolay kolay,
Akıllandı Yeşilırmak denen çay.
Şehrin Ulu Çınar’ıydı Yıldıray,
Bugün zirvelerde (!) üç beş çalı var.

Yumurta topuklu, sivri burunlu
Kundurayla dolaşırdı Samsunlu.
Bugün sayacılar biraz sorunlu,
Kafa yoran ne başkan ne vali var.

İyi bilir tanır halkın pek çoğu,
Kimdir Dağıstanlı kim Yaşar Doğu?
Hâlâ sağlam şehrin güreşle bağı,
Yere yapışmaz bileği, beli var.

Kesmese Çarşamba gelen rüzgârı,
Gözler görecektir saklı diyarı.
Kaybolmuş arkada Salıpazarı,
Takviminde ne pazar, ne salı var.

Baştan sona lezzet yurdu bu muhit;
Bafra nokul sunar, Çarşamba simit,
Kavak'ın en meşhur yemeği tirit
Ayvacık'ın, Çamalan'ın balı var.

Çamalan Semizler, Şencanlar yurdu,
Hasan Uğurlu'yla bir dostluk kurdu,
Ülkeye enerji dağıttı durdu,
Taş dolgu barajı, derin gölü var.

Tahta tahtım ey gidi Boğmabelen,
Niye dağıtıyor bu yaşa gelen?
Tez gittin be gençlik neyse acelen,
Bak ardında bir gözleri sulu var.

Bafra ovasında yetişen sebze,
Tüm yurda dağılır yaz kış taptaze.
Müzikle dinlendik HEM’de bir nebze,
Dev Çınar’ın nice yeni dalı var.

Es geçmek ne mümkün Atakum HEM'i
Muhteşemdi şarkı, türkü âlemi.
Sahneye sığınıp aldım önlemi,
Fark ettim ortamda duygu seli var.

Coşkun gördüm şefimiz Atakan’ı,
Böyledir hep Karadeniz insanı.
Musikinin bağlamayla kemanı,
Bir notada buluşturma rolü var.

Eteği masmavi, mantosu yeşil,
Sık sık yaş akıtır gözleri sebil.
Hayali hazanda sararmaz değil.
Kışın dağlarının beyaz şalı var.

Alaçam da viran eski konaklar,
Kıymetini bilmemiş genç kuşaklar.
Sönmüş yüzlerce yıl yanan ocaklar.
Ortalıkta birkaç avuç külü var.

Betona gömülmüş Atakum, Canik
Binalar dikilmiş; upuzun, dimdik.
Baktım göremedim hiçbir estetik
Yapımında bir zevksizin eli var

Dünün has ağası bugün cıscıbır,
Her kazanç kişiye getirmez hayır.
İnsanı yaşatan hatıra, hatır
Hiç deme babamın onca malı var.

Tutkundur bu şehre Osman bayağı,
Kırsalar da çekemiyor ayağı.
Kırk yıldır burası evi, ocağı,
Lakin yedi yıldır suskun zili var.
23.02.2024 SAMSUN