Samimiyet uktesi Şiiri - Mustafa Öztepe

Mustafa Öztepe
18

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Samimiyet uktesi

Güneşe tek başına uçan bir kuştur benim yüreğim
Fırtınalı denizlerde yorulmadan usanmadan,
Sevdasına umutla süzülen bir martı misali,
Hüzne kanat çırpıyor mahsun ve bitap bedenim.

Koşuyor doludizgin iki yüzlü canavarlar ruhlarda,
Yerime yurduma yabancı, meçhul sınırsız bir coğrafyada,
Direnmeye çalışıyordu zarif kalbim yıllarca,
La diyordu, la! İnilti dolu bir Vaveyla.

Bu cenk bensiz olmaz, olamaz gibi!
Tek bir asker kalsaydı samimiyet ordularında,
O da ben olurdum sanki! Dertleri, kederleri;
Alçak kurşunları, nağmert silahları göğüsleyerek
Topyekün savaşırdım, Şeksiz şüphesiz, bütün ruhlarda, şiir gibi.

Bazen fikirlerim ve gözlerim,
öylesine harlı ve öylesine acımaklı bakıyorki insana,
Çocuklar ve çiçekler, bu hengamenin ortasında kalıyor
Zaman öksüz, yurdum yetim, kalbim incinmiş gibi.
Ademin ve Havvanın mabetleri, yıkılmış sanki

Özenilen kentlerin ve geviş getiren develerin
Sokaklarında, vahalarında,
hüküm sürüyordu bu devrimler ve ihtilaller amansızca..
Bizim semtin göğünde serçeler, yüreğinde ebabiller uçardı oysa

Evet tam olarak böyle söylüyordu, İçimizdeki o ince şair.
Bir şair tanımıştı yeryüzü halkları
Eski zamanlardan şiir kokan, bir şair.
Ve bir dost görmüştü, kâlû belâ yurdundan.
En önde koşan, bir güzel adam.

Vuslat söylüyordu diller, vuslat! Vuslat diyordu, bir gülün adımıydı?
Bir viranenin namımıydı? Yoksa bir şairin yarasımıydı?
Haşa! kuru bir lafmıydı?

Belirsizlikler içerisinde kalmış herşeyim,
ismim, nesebim, mezhebim;
Ahlarım, vahlarım, heyhatlarım.
Başbaşa kalmıştı, bülbülün kursağında feryatlarım.

Gözlerimin feri gitmişti adeta.
Yoksul bir gömleği vardı.
Tek yoksul olan da gömlek değildi,
İnsanın içi de yoksuldu, yorgundu.
Vuslatın tadını alanlar, aşıklar semtinin efendileri,
işte onlar bile yoksuldu.

Yoksulluk bu savaşın en güzel bedeliydi.
Samimiyet ve muhabbet ,
Henüz teknoliji cahiliyesine boyun eğmemiş
Yetim gönüllerin, çiçekleriydi.

Hani bir zamanlar,
Leyla! diye diye yaşayan bir adam vardı?
Elinde kumdan bir kağıt ve yağmurdan bir kalem taşıyan.
İşte o adam ölmedi!
cesedi toprak, şiirleri hayat oldu, ölmedi.

Onun annesi ve babası, ondan değildi.
Aslında şu şaşalı alem bizden değil,
bizde ondan değildik.
Unuttuk unutturulduk,
Her an ve her asır kandırılmaya yüz tuttuk.

Dualar ve hayaller sevgiliye,
Yeminler ve Ye’isler katillere emanet edildi.
Şaşkın ve ağlamaklı bir halde iken bile,
ellerimizde insanlığın kanlı gömleği vardı.
Niyetler ve ameller, birbirine tutunmakta acze düşüyor,
aldanıyor ve aldatıyordu insan nefsini, kendini ve herkesi.

Affedilmeyi öyle çok istiyordu ki, bu uğurda ne elleri,
ne de gözlerinin bir kat-i değeri yok gibi.
Betbahtlık, gözlerine zifiri karanlığın sürmesini çekiyor sanki,
Kirpiklerinden süzülen kıpkızıl inciler,
başına yuva yapan kuşlar tarafından zapt ediliyor gibi.
Nerede vanpir yarasalar diye göğe bakıyordu ki,
Gökte uçanlar artık gündüzlerden kaçışıyordu sanki.
Beli ve boynu üç tarafından gerdiriliyor,
Hadsiz hudutsuz bir işgale uğruyor.
Kalbinde inşirahlar çakıyor gibi,
Atlara sarılıyor, ayaklarına kapanıyor, anne gibi, vatan gibi.

Haydi, israfil borusunu tamir etsin,
O mübarek şiir tekrar tekrar ezberlensin
Şair, öldüğü yerden tekrar dirilsin
Emaneti yüklenen insan, ahdini yenilesin
Vuslat eline ulaşmak için daha kaç yüzyıl geçsin?
Olmadı, olmayacak diye diye, konuşan yürekler
Ve konuşulan beyhude sözler,
Vuslat kuşları kafeslerini kırsın,
Kurban olsun, babalar ve oğullar
Yeter artık yeter, tökezledi nihayet beşer

Yeniden okusun şiirini, şair’ül vuslat.
Ey mümkinat ve varlığın tecellisi sanat
Çözülsün artık bu girift endişeler
İster aşağı, ister yukarı sallansın felekler

İzin verin koşayım yarime, eşime, kardeşime
Sevgiler ve hakikatler, feth etsin gönülleri aşk ile
Kırmızı halılarda karşılanmayı ummuyorum,
Kaf dağına gözlerimi yormuyorum.

Zarifçe bir arzu ile celladına boyun eğmek istiyorum.
Aşk olsun diye, çocuklar gülsün diye
Demiştim ya, bizim semtin şairleri, şiirlerini samimiyet vezninde,
güzel insan kafiyesinde kaleme alırlar, rahmet okusun diye.

Vesselam, insan bütün haritalarda, Bütün kitaplarda ve hitaplarda
En önde, en ileride haykırmalı sevdasını, davasını, insanlık ile olan samimiyet kavgasını.

Mustafa Öztepe
Kayıt Tarihi : 2.3.2019 11:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Öztepe