Samimi Hasbihâllerin Konu Birliği İsteme ...

En azından anladık ünlülerden "A" "E" "I" "O"
Bizden daha ünlü olacakmış " EVET. ! "
Ücler kırklar bizden daha çok sek sek saymış
Kaşındırıyor saçımı,
Tüm bu olan biten,
Kaşındırıyor başımı hatta bir esnemezlik bile yaratıyor bu sıcak nefesler
Kadınlar erkekler veya sakalllılar ve tüysüzler
Bizden bir birlik olmasını bekledik
Umulmadık sonlara keyiflendik
Hâlden hâle dapdar ağaçlara umulmaz hedefler de koyduk
Ne bilelim böyle olacağını
Ne bileyim böyle yazacağımı?

Ben de ufacık kim tanelerinin sulara boyun eğmelerinin mevsimindeyim
Kim taneleri teker teker gülümsedi
Ulan içinde hiç mi bulunmaz eşi benzeri olmayan bir taş
Bulamam !
Ben de kendim olamam.

Yüzümüzün arka kısmıyla umulmaz şehvetlere kucak açtık siz yokken
Kaçmak istedim,,,
Kaçmak istedim ,,,
Kaçmak istiyorum,,,

Babamın tek tük günlerde taktığı simsiyah markalı güneş gözlüğü gibi hissediyorum
Sadece ihtiyaç anında ortaya çıkıyorum
Babamın asker ödülleri gibi hissediyorum
Bir camekan arkası gurur verici
Ama tozlanmasın diye üstüm bir camla örtülmüş
Şeffaf bir camekan
İçi görünen sesi duyulmayan.
Son günlerde...
Sonsuz günlerde,,,,

Ben mesela her sevabı bildim,,, bir günahı sevdim...
Fakat yumurtanın hiçbir zaman sarısını seçmedim !
İyi de yaptım,,,
Seçmedim,,,
Gurur verici gibi durmayan küçük işlerin adamı olmaktı niyetim
Üç günlük dünya için gökleri delmedim en azından betonlarla
Hiç yoktan bir tarım konusu açtım !
Ekilmiş dikilmiş,betonsuz,,,
Son tarım konusu bu ...
Esas konu da belki bu ,,,

Ama benim her şeyden önce bir halam vardı
Bir hâlam vardı gün yüzü görmemiş kocadan
Dar ağacını yol bilmiş
Her n'olduysa o gün
Güneşimiz hâlâ kapımızı çalıyor nafile aydınlık
Hâlbuki biz aylara aşık olduk karanlık diye
Güneşe ihtiyacimiz varsa da o susuz köyde
Tütünlerin ihtiyacı var diye

Biz bir tramvaya bindik travmalı olarak
Ne yapmalı, nasıl çıkmalı?
Çarşının en kalabalık olduğu zamanlarda esnaflara mı inmeli ?
Yoksa bir yeşilcam türküsü tadında bir kahve mi içip ayılmalı?
Kimin derdine üzülmeli?
Normal gözükmeye çalışmaktan anormalleştiğimizi hissettik
Küller,arpalar,kazalar
Hepsinin adı batsın ben hasbihâllere tutundum

O sokaklarda yürürken,,,
Ellerimin arasında demirden bir para beş lira diyorlar
Bir arkasını ceviyorum bir önünü
Kendime baktığım ayna sayısı büyüdükçe
İçimde bir şeyler yaşarken ölüyor
"Bugün hava güzel en azından" GİBİ !!!
Benzeri cümlelere ruhumu satıyorum
Açık arttırmasız
Parmaklarımda hâlâ aynı para varken
Camilere,kiliselere,sinagoglara gitmeli
Çünkü en azından bugün hava çok güzel
Satılmış demeyin en çok da siz demeyin !
Bugün demeyin !

Sigaralara bugün en uzaktan bakmaktayım
Simalara baktığım gibi
İkisinin de duman çıktığı haricinde ellerimde hiçbir veri yok
Ben de Ege kasabasına yerleşmek niyetinde olan tecrübeli bir ferte başvurdum
Emekli Komiser "Barış Bey'lere "gittik
Daha çok delil
Daha çok organizma bulduk poşetlere doldurulmuş.
Ellemeyin dediler ellemedik
"Ölume bulaştırmayın ,eklemeyin dediler"Eklemedik
Ellemedik tamam ! (Tamam)
Simasına baktık izledik büyük bir zevkle dumanlar çıkıyordu
Hasbihâl ettik
Hasbihâller ne hâle düşmüş
N'aptiniz Komiser Bey !

Bizim de ağzımız sigara tutmayalı çatalların gümüşüne bulaşmış
Çocukların gülüşüne bulaşmamış ! Yazık!!!
Tütün yetiştiriciliği ne de olsa bu,,,
Boğazımızın sesi ne olduysa
Evladımıza açtığımız telefonda gırtlak kanseri gibi çıkıyordu kimi zaman
Yine de gümüşlere tutunduk
Ya da paslanmış çeliklere
Benim Hala'nın ipleri boynuna geçirdiği evde de hâlâ bu böyledir mesela
Hayatta da bu böyledir
Değişmeyecek en azından bunu anladık,,,