İhanet ve sen
İkinizdiniz beni mahveden
Bizi biz eden o değerlerden
Bir sen kalmıştın geriye
Sende şimdi hanemi viran
Dünyayı kendine devran
Bambaşka bir alemdeyim.
Her tarafım yemyeşil
Etrafımda dolu güller
Üstünde sevda şakırdayan bülbüller
Ve bülbüllere eşlik eden rengarenk kelebekler
Yürüyorum
Gecenin karanlığı Ve yıldızların loşluğu vuruyor yüzüme
Gece üçü vuruyor saatime uykusuzluğumu ise gözlerime…
Uykusuzluğumu unutup yine seyre dalıyorum bir sana birde geceye
İnadına bu gece hava bir o kadar da soğuk
Nedense seni düşünürken beni üşütmüyor bile…
Sen benim bedenimde ruhum gibiydin,
Bir anda ansızın çekipte gittin.
Bu beden ruhsuz yaşar mı sandın,
Kabrimi sen kendi elinle kazdın...
Öyle bakma bana ne olur
Ben seni severken
Baktığım gözlerinden utanıyorum
Şimdi
O Esrarlı gözlerinin feri kaçmış
Kalmamış zere kadar eski sevgi
Nasılki bülbül gül derdiyle yanar tutuşur
Öylece mecnun leylası için kendini çöllere vurur
Felek sevenlerle bir cenkleşmeye dursun
İnanki gülü kurutur bülbülü öldürür…02.09.2004
Bir gün beni sende anlarsın
Ama geç ama erken
Belki de her şey imkansızlaştığında
Beni anlarsın
Hasret rüzgarları tufanlaştığında
Deniz dalgaları kudurduğunda
Hasret;
Yüreğime nakışla işlenmiş bir süs
Ben hayatta dargın hayat ise bana küs
Senden ayrıldığımdan bu yana
Gecelerim uykusuz
Yüreğim çöl gibi
Firak elemi benimdir urfa
Ayrılmak düşer bana urfa
Ayrılmak zorunda kaldığım diyarbekir gibi
Ezvakına meftun olduğum çocukluğum gibi
Belki de çoktan ayrılmışım ben dünyadan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!